Gördüğünüz gibi translate French
2,032 parallel translation
Gördüğünüz gibi 17-B'deki bayan hata yapmış.
La dame du 17-B se trompe apparemment.
Gördüğünüz gibi, çoğumuz... satış yarışında gayet iyi.
La plupart d'entre nous se débrouillent très bien au concours de vente.
Gördüğünüz gibi, Hunter ve Parks Danışmanlık desteği tarafından yapılan geniş araştırma Amerimart endüstrisinin yeniden yapılanmasına destek olacak.
Comme vous pouvez le voir, l'analyse avancée de Hunter Parks Consulting * renforce la restructuration d'Amerimart que j'ai entreprise.
- Gördüğünüz gibi tura çıktılar.
- Elles sont en tournée.
Gördüğünüz gibi, esrar aynı zamanda kenevir de olabilir.
Le cannabis, c'est aussi le chanvre.
Gördüğünüz gibi bir geçiş etkisi var, ama bu geçişe sebep olan şey yasaklama ve hafif-sert uyuşturucu piyasalarının bir arada olması.
On voit donc que la théorie de l'escalade est vraie, mais elle est vraie uniquement à cause de la prohibition.
İşte buradayız. Buraya düşük vitesle çıkabildik, ve gördüğünüz gibi doğru şeyler giyinmişim değil mi? Kot pantolon ve dandik spor ayakkabısıylayım.
On a oublié de s'habiller correctement, vous pouvez voir que je suis en jean et que j'ai des vieilles baskets.
Burda su depoları var, gördüğünüz gibi bir, iki, üç. Tamam, bu biraz fazla. Ama sonra bu, ve şu var ve sonda bir diğeri daha.
Les réservoirs en eau sont ici, 1, 2, 3, on se dit que c'est bon, mais après il y a celui là, celui ci, et encore un au bout.
Hemen şurada gördüğünüz gibi Cannabis Günü hala devam ediyor, ama burada, bir bloktan daha az mesafede bir kilise standı var ve donut satıyorlar.
Là on voit que la journée du Cannabis continue, mais juste ici, il y a un petit stand qui vend des donuts pour une église.
Gördüğünüz gibi, başımıza bu kaza geldi.
Vous voyez, il y a eu cet incident.
Sizin de gördüğünüz gibi, üstüm başım batmış bir halde kollarımda darp izleri var ama kendimi iyi hissediyorum.
Vous voyez, Je suis tout sale, J'ai des bleus un peu partout... mais je suis content.
Gördüğünüz gibi estetik cerrahinin en iyi yanı bu.
C'est ce qui est bien avec la chirurgie esthétique.
Gördüğünüz gibi oldukça genç
Évidemment, beaucoup plus jeune.
Özellikle Weddell denizinde, sizinde gördüğünüz gibi, bunlar çok büyükler. Çok güçlüler ama yine de incelememize izin veriyorlar.
Comme vous voyez, les phoques de Weddell sont tres gros et tres forts, mais ils nous laissent les approcher.
Gördüğünüz gibi ayrıca kutularda kilitliler.
Comme vous pouvez le voir, ils sont toujours enfermés dans le casier.
Gördüğünüz gibi terlemesi de yok.
Il n'a pas de diaphorèse, comme vous pouvez le voir.
Sizin de gördüğünüz gibi çizgiler haritaya mükemmel bir şekilde uyuyor.
Vous pouvez voir que les lignes rentrent parfaitement dans la carte.
Gördüğünüz gibi tek el ateş, oldukça da düzgün.
Une seule balle, tu l'as vu, assez directe.
Gördüğünüz gibi kahvaltımda sosis yiyorum.
Je mange une saucisse.
Evet. Gördüğünüz gibi karşınızda, Makul ve istikrarlı bir bilim Adamı var.
Vous avez devant vous un scientifique sensé et stable.
Gördüğünüz gibi kabzanın bir parçası yok.
Comme vous le voyez, une partie de la crosse manque.
Kan görmekten rahatsız olmayan biri ama gördüğünüz gibi... bir cerrah kadar yetenekli değil.
Quelqu'un à qui la présence de sang ne pose pas de problème, mais qui n'a de toute évidence aucun talent de chirurgien.
Gördüğünüz gibi tarih ve saat var.
On peut voir l'heure d'enregistrement.
Dosyadan da gördüğünüz gibi ilginç bir vakamız var.
Comme vous avez pu lire dans le dossier, nous avons un cas assez intéressant.
Sizin de gördüğünüz gibi sert bir darbe almış.
Vous pouvez voir qu'il a été giflé violemment.
- Çünkü gördüğünüz gibi patron benim.
- Parce que, vu que je suis le chef -
Sizin de gördüğünüz gibi sizinle en baştan beri beraberiz.
Et comme vous pouvez le constater... Nous sommes ensemble depuis la nuit des temps.
Gördüğünüz gibi çocuklar, Marshall yaz boyunca New York barosu sınavlarındaydı.
Pendant l'été, Marshall a passé l'exam du barreau de New York.
Gördüğünüz gibi gayet iyiyim.
Comme vous pouvez le voir, je vais très bien.
Gördüğünüz gibi ben dizideki komediyi süren aracın motoruyum.
Dans la série, l'humour, c'est moi.
Ve gördüğünüz gibi, eğitimli köpekler bütün araçları tek tek arıyor.
Les brigades canines inspectent chaque véhicule.
Gördüğünüz gibi New York'lu Nuh'un tahminleri doğru çıktı.
Comme vous le voyez, la prédiction du Noé de New York s'est concrétisée.
Evet biliyorum, ancak gördüğünüz gibi yanımda kimse yok.
Oui, je sais, mais je suis seule.
Gördüğünüz gibi bunu gibi ufak bir domuzcuğun beni yere serememesi için hiçbir neden yok.
Vous voyez, il n'y a aucune raison pour que même un petit porcinet comme lui ne puisse pas me terrasser.
Gördüğünüz gibi bu raket bir çin bilmecesini barındırıyor.
BÂTIMENT FÉDÉRAL - 11000, WILSHIRE Comme vous le voyez, la raquette contient une énigme en chinois.
Gördüğünüz gibi, birçok eyalette zenciler için doğum kayıtları tutulmuyordu.
Car dans la plupart des États, les nègres n'avaient pas droit à un acte de naissance.
Gördüğünüz gibi kullanılıyor.
Il n'est pas disponible.
Sevgili köylülerim, hepinizin iyi bildiği gibi veya duymuş olabileceğiniz üzere... ya da gördüğünüz gibi... bugün köyümüze Amerikan askerlerini taşıyan bir tren geldi.
Mes chers concitoyens, comme vous le savez déjà ou comme vous l'avez entendu ou vu... un train avec des soldats américains est arrivé dans notre village ce matin.
Gördüğünüz gibi artık Keltler gibi yaşıyoruz.
Maintenant, comme tu le vois, nous vivons comme des Celtes.
Gördüğünüz gibi, hepsi burada ve bilgileri var.
Comme vous pouvez le voir, tout le monde est au rapport.
İntihar ettiğini söylediler ama burada gördüğünüz gibi zehirlenmiş.
L'enquête dis qu'elle s'est suicidée. Ma belle-mère, qui était alors la secrétaire de mon père, a mis des somnifères dans son café et l'a mise dans un bateau sur le lac.
Gördüğünüz gibi, durum oldukça gergin.
Comme vous le voyez, la situation est tendue.
Gördüğünüz gibi General Kagame'nin aksine ben emir altında çalışan bir askerim.
C'est une guerre. Vous voyez, contrairement au général Kagame, Je suis un soldat qui obéit aux ordres.
Sizinde gördüğünüz gibi çocuklarınızın şimdiye kadar çoktan sivrilmeleri gereken büyük bir potansiyelleri var. Bunu göstermek için bir şansları olmadığını hissediyorum.
Je me suis rendu compte que vos enfants avaient un énorme potentiel qui n'a pas encore été exploité à sa juste valeur.
Gördüğünüz gibi, hükümetiniz, tüm dosyalarınızı ve hastayı bizim ellimize bıraktı.
Comme vous le voyez, votre gouvernement, vous enjoint de remettre le patient et l'ensemble du dossier entre nos mains.
Üzgünüm, gelemedim. Gördüğünüz gibi özgür dünyayı savunuyorum.
"J'aimerais être avec vous." "Mais je me bats pour un monde libre."
Tabloda gördüğünüz gibi, son 200 yıIda normal bir çocuğun dilek listesinde korkunç bir büyüme söz konusu.
Comme le montre le graphique 116-9C, la liste de cadeaux lambda a monté en flèche ces 200 dernières années.
Elimde gördüğünüz bıçak, tereyağında kayan sıcak bıçaklar gibi.
Rosbif, agneau, dinde. Ça coupe aussi bien qu'un couteau chaud dans du beurre.
Gördügünüz gibi, görünürde Robin'le harika anlasiyormusuz gibiydi.
Vous voyez, en apparence, Robin et moi semblions aller super bien.
Gördügünüz gibi çocuklar, arkadaslik istemsiz bir refleks gibidir birden oluverir, siz müdahele edemezsiniz.
Vous voyez les enfants, l'amitié est un réflexe involontaire... ça se produit comme ça, on ne peut pas l'empêcher.
Gördüğünüz gibi her taraf dolu.
Vous le voyez, nous occupons l'espace.
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
gördüm 831
gördün 90
gördünüz 57
gördük 25
gördü 16
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
gördüm 831
gördün 90
gördünüz 57
gördük 25
gördü 16
gördüm seni 25
gördün mü 3514
gördüğüme sevindim 20
gördün mü bak 45
gördünmü 25
gördünüz mü 803
gördüğüm kadarıyla 80
gördüm onu 79
gördüğünüz üzere 29
gördüm onları 17
gördün mü 3514
gördüğüme sevindim 20
gördün mü bak 45
gördünmü 25
gördünüz mü 803
gördüğüm kadarıyla 80
gördüm onu 79
gördüğünüz üzere 29
gördüm onları 17