Iyi de translate French
122,765 parallel translation
Iyi de Yusuf öldü.
Mais Yusuf est mort.
Fakat şu anda iyi değilim, ve eğer öfkemi onlardan çıkarmaya devam edersem, çok iyi birer avukat olamayacaklar.
Mais je ne suis pas en forme en ce moment, et si je continue à me défouler sur eux, ils ne deviendront pas de grands avocats.
Senin kadar cesur biriydi ve daha fazla belaya bulaşırdı ve hatta beni bu arabayı çalacak kadar iyi eğitti.
Il était aussi courageux que toi et a eu encore plus de problèmes, il m'a même entraînée assez pour voler cette voiture.
Bunun için birçok iyi ajan canından oldu.
De nombreux bons agents sont morts pour tout ça.
Çocuklar, acele etseniz iyi olur.
Les gars... Vous feriez mieux de vous dépêcher.
Müttefiklerimize silah doğrultmak için iyi bir zaman değil.
C'est pas le moment de viser nos propres alliés.
Uğruna trenin önüne atlayabileceğim iyi dostum Fitz olmayabilirsin ama korkun aynı biçimde.
Tu n'es peut-être pas le Fitz qui était mon ami... l'homme pour lequel je me jetterais sous un train... mais ta peur se manifeste de la même manière.
O kızlar rüya âleminden çıksa iyi olur yoksa hepimiz öleceğiz.
Ces nanas feraient mieux de sortir de leur rêve, ou on mourra tous.
Üzülmektense tedbirli olmak daha iyi.
- Plus de meurtre.
Orada iyi bir şey yaptın.
Tu as fait quelque chose de bien là-bas...
İyi de nehir o tarafta.
Mais la rivière est de ce côté.
İyi geceler bir tanem.
Fais de beaux rêves, ma chérie.
Kendine iyi bak.
Prends soin de toi.
Şu cesedi daha iyi bir yere gömeyim.
Je ferais mieux de déplacer ce cadavre.
İyisi mi ben izninizle kalkayım. Size afiyet olsun, iyi akşamlar.
Je sors de table avec votre pennission.
Size de iyi geceler, Süreyya Hanım.
Bonne nuit à vous, Mmesüreyya.
O kahrolası silahı ateşleyen eli bulsak iyi olurdu. - Evet. - Seri numarasına yakınlaştırsak ya?
Faudrait zoomer sur le numéro de série.
Neden bahsettiğimi çok iyi biliyorsun.
Vous savez très bien de quoi je parle.
Hem sana da ortam değişikliği olur. Sence de iyi olmaz mı?
Ça vous changera un peu les idées.
- Sana çok iyi bakacağımı biliyorsun.
T'inquiète, je m'occuperai de toi.
Söyleyin. Neden karıma iyi bakmamam gerektiğini anlatın.
Pourquoi je m'occuperais pas de ma femme?
Bize iyi bakmak istiyorsunuz çünkü bizler zayıfız değil mi? Çünkü bizler sizden daha yetersiziz.
Vous vous occupez de nous parce qu'on est faibles, inférieures.
Ona iyi bakıyorlar ve endişelenmene gerek yok.
On s'occupe bien d'elle, vous n'avez pas à vous inquiéter, de quoi que ce soit.
Kuzey yarım küredeki en iyi dokuz çamur banyosu oteli listesi. Bir insan böyle bir şeyi neden yapar hiç anlamam ya neyse.
Des brochures des meilleurs spas de boue de l'hémisphère Nord, bien que l'idée qu'on puisse faire ça m'échappe.
Ama adam dünyanın en iyi çamur banyosu tatillerini elinin tersiyle itti. - Ben de ona güvenmeye karar verdim.
Mais bon, il a refusé d'aller au meilleur spa de boue du monde, je lui laisse donc le bénéfice du doute.
Eğer tuvalete falan gitmeniz gerekiyorsa hemen şimdi gitseniz iyi olur. Çünkü önümüzdeki iki hafta boyunca bu odadan dışarı adım atmayacağız.
Et si l'un d'entre vous veut aller aux toilettes, allez-y maintenant, car pour les deux prochaines semaines, personne ne sortira de cette pièce.
O yüzden bir daha kendi hayatını şirketin ihtiyaçlarının önüne koymak istediğinde bunu bana bir yıl öncesinde bildirsen senin için iyi olur.
La prochaine fois que tu voudras faire passer ta vie privée avant les besoins de cette boîte, tu ferais bien mieux de venir me voir - un an en avance.
Diğerimiz ise akşam hallettiği işlerin üzerine iyi bir uyku çekti.
Tandis que l'autre cuvait pour faire passer tout le travail de la nuit dernière.
15 dakika sonra döneceğiz ve bir kaç sıfır daha görsek iyi olur.
On revient dans 15 minutes et il y a intérêt à avoir plus de zéros.
Flambemiz * geldiğinde nasıl hissedeceğin hakkında pek de iyi bir işaret vermiyor bu durum.
J'imagine mal comment tu te sentiras - quand nos flambés arriveront. - Ce n'est pas ça.
Sessizce şirketinin yüzde 10'unu onlara vereceksin fiyatını üçe katlayacaksın, ve kamuoyu önünde kimin votkasının daha iyi olduğuna dair kavga edeceksin.
Vous allez discrètement leur donner 10 % de votre compagnie, vous allez tripler votre prix et vous allez vous disputer en public sur qui a la meilleure vodka.
- Aynı, dünyadaki dokuz en iyi avukatlık firmasının CEO'larının dördünün avukat olmadığı gibi.
Tout comme les chefs d'exploitation de quatre des neuf premières entreprises au monde.
Çok iyi. Lütfen bunu not edin. Dikkat dağıtma ne kadar uygunsuz da olsa şartları sizin lehinize çevirebilir.
Veuillez prendre note qu'une diversion, fût-elle totalement inconvenante, est souvent le meilleur moyen de prendre le dessus.
Kendine daha iyi bakman lazım.
Vous devez mieux prendre soin de vous.
Size tamamen iyi niyetle bunu istisna kabul etmeniz için anlaşmaya gelmiştim.
Je vous ai contacté de bonne foi pour négocier l'exclusivité.
Dedim çünkü bu doğru sen de gayet iyi biliyorsun.
C'est la vérité, et tu le sais.
- Harvey bana iyi haberlerim var de lütfen. Var.
Dis-moi que tu as de bonnes nouvelles.
O yüzden size bir soru soracağım ve cevabınızı iyi düşünmenizi öneririm. Çünkü bana kalırsa, avukat olup olmamanız cevabınıza bağlı.
Donc je vais vous poser une question et je vous suggère de réfléchir à votre réponse car pour ma part, votre réponse déterminera si vous devenez ou pas un avocat.
- Alex... - Her zaman pokerde benden daha iyi olduğunu söylerdin.
Tu dis toujours que tu es le meilleur joueur de poker.
Geldiğin iyi oldu, Alex için sözleşmenin hazırlanması gerekiyor ve...
Bien Donna, tu es là. Je vais avoir besoin de quelqu'un pour s'occuper du contrat d'Alex, et...
Jessica'nın ayrılmasının iyi yönü Harvey'nin beni sadece ortak olarak değil arkadaş olarak da göreceği düşüncesiydi.
La seule lueur d'espoir du départ de Jessica était que je pensais qu'Harvey allait enfin se tourner vers moi, pas seulement en tant que son associé, mais en tant que son ami.
Evet, birçok iyi seçenek var.
Effectivement, il y a plein de choix.
Ve iyi bir pazarlama kampanyası.
Avec une bonne campagne de pub.
En iyi yöntemi bulmak için.
Pour voir comment aller de l'avant.
- Çok iyi gidiyor. - Ne tür bir...
Quel genre de...
Sen iyi bir adamsın Nick. Ona yardım ettin.
Vous êtes une bonne âme, de l'aider ainsi.
- İyi akşamlar. - Size de.
- Bonsoir.
Hayatında yiyebileceğin en iyi carbonara, yemin ederim.
Tu ne trouveras pas de meilleures carbonaras.
İyi günler. Komutan Waterford için biftek hazırladım.
J'ai une belle pièce de viande pour le Commandant.
İyi, spor salonuna gerek yok.
D'accord, je peux me passer d'une salle de sport.
Jigolon Reg'in mesajında sana iyi bakıldığı yazıyordu.
On a vu un texto de ton gigolo, Reg, disant qu'on s'occupait de toi.
iyi değilim 99
iyi deneme 76
iyi dedin 60
iyi de neden 21
iyi değil 246
iyi değil mi 63
iyi değil misin 27
iyi değilsin 46
iyi denemeydi 77
iyi değildi 25
iyi deneme 76
iyi dedin 60
iyi de neden 21
iyi değil 246
iyi değil mi 63
iyi değil misin 27
iyi değilsin 46
iyi denemeydi 77
iyi değildi 25