Ne diyeceğini biliyorum translate French
240 parallel translation
Ne diyeceğini biliyorum Disko.
Je sais ce que tu vas dire.
- Ne diyeceğini biliyorum.
Je suis flatté
Ne diyeceğini biliyorum ve duymak istemiyorum.
Je sais ce que tu vas dire, et je ne veux pas l'entendre.
Del, ne diyeceğini biliyorum ama henüz söyleme.
Je sais ce que vous voulez dire, ce n'est pas le moment.
- Ne diyeceğini biliyorum. O da mahkum edilmeliydi, ama edilmedi.
Il fallait le condamner!
Ne diyeceğini biliyorum.
Signez mon livre d'or.
Ne diyeceğini biliyorum.
Je sais fort bien ce qu'il dira :
Merak etme. Ne diyeceğini biliyorum. Ne olursa olsun sen yine de git.
Ne me dis rien et vas-y.
Arkadaşımızın ne diyeceğini biliyorum, "Sınırlarımızı koruyalım."
On m'objectera qu'il y a des frontières à défendre.
Ben de şimdi ne diyeceğini biliyorum.
Et je connais la suite.
- Ne diyeceğini biliyorum.
- Je sais ce que tu vas dire.
Ne diyeceğini biliyorum.
Je sais ce que tu penses.
Sinirlenme. Ne diyeceğini biliyorum.
- Il ne faut pas que tu te fâches, mais je sais ce qu'elle me répondra.
Ne diyeceğini biliyorum. Erken gelmiş olsaydım krallara layık bir ziyafet olacaktı.
Oui... si j'étais venu plus tôt, tu m'aurais préparé un festin de roi.
Sanırım sana ne diyeceğini biliyorum.
- Kitty. Je crois savoir ce qu'elle voulait te dire.
- Babamın ne diyeceğini biliyorum.
Je sais ce qu'il va dire.
Ne diyeceğini biliyorum ama söyleme..... çünkü bu içkileri ödemiyorum hepsi hesaba yazılıyor.
Je sais ce que tu vas dire alors le dis pas. Ici, j'ai une ardoise.
Ne diyeceğini biliyorum ; bunun delilik olduğunu söyleyeceksin.
Je sais, vous allez dire que c'est dingue.
- Ne diyeceğini biliyorum.
Je sais ce que vous allez me demander.
Bana ne diyeceğini biliyorum, Abel.
Je sais ce que vous allez dire, Abel.
Ne diyeceğini biliyorum.
Je sais ce que tu vas dire.
Ne diyeceğini biliyorum evlat ve bunda haklısın.
et tu as raison.
Ne diyeceğini biliyorum, boşa harcanmış bir para diyeceksin.
C'est une perte d'argent.
Ne diyeceğini biliyorum.
- Je sais ce qu'il répondra.
Ne diyeceğini biliyorum.
- Je sais ce que tu vas dire.
Holling, ne diyeceğini biliyorum :
Holling, je sais ce que tu vas dire :
Hayır, hayır, hayır. Ne diyeceğini biliyorum.
Je sais ce que tu vas dire :
Ne diyeceğini biliyorum.
Je t'arrête. Tu es lesbienne.
Ne diyeceğini biliyorum.
Je sais ce que vous allez dire.
Şimdi ne diyeceğini biliyorum.
Je sais ce que vous allez dire.
Benjamin, ne diyeceğini biliyorum ama mayın tarlasını aktive etmeden önce bir saatlik işimiz var.
Il nous faut encore une heure avant de pouvoir activer les mines.
Ne diyeceğini biliyorum Doktor, fakat sorumluluklarımı ihmal edemem.
Je sais ce que vous allez dire, docteur.
Anne, ne diyeceğini biliyorum, ama daha önce hastalık deneyimim olmamıştı.
Maman, je sais ce que tu vas dire, mais je n'ai pas l'impression d'être malade.
Başkanın ne diyeceğini biliyorum.
Je sais ce que va dire le Président.
" Ne diyeceğini biliyorum ama dayan, hikaye güzelleşiyor.
" Je sais ce que vous allez dire, mais suivez un peu, ça va être intéressant.
Ve bana ne diyeceğini biliyorum.
Je sais ce que tu vas me dire.
Ne diyeceğini biliyorum.
Je sais.
Sanırım ne diyeceğini biliyorum.
Je vois où tu veux en venir.
Babamla konuşmuyorum çünkü ne diyeceğini biliyorum.
Je ne parle plus à mon père parce que je sais ce qu'il dirait.
Ne diyeceğini biliyorum, ama muhtemelen bir anlamı yoktur.
Je sais ce que tu vas dire, mais ce n'est probablement rien.
Ne diyeceğini adım gibi biliyorum.
Je sais ce que tu vas dire.
- Bana ne diyeceğini biliyorum.
- Sarah?
Ne diyeceğini tamamen biliyorum.
- Cet emprunt, par exemple...
Ama sonra ne diyeceğini de biliyorum.
- Mais ta décision est prise.
- Ne diyeceğini biliyorum.
Je suis au courant.
- Lynn, canım, ne diyeceğini çok iyi biliyorum.
Tu vas vendre des produits Terry Faith?
Ne diyeceğini biliyorum.
Je vois.
Şimdi bile bir şey diyeceğini biliyorum ama ne olduğunu hiç bilmiyorum.
Même maintenant, tu vas dire quelque chose, et j'ignore quoi.
Ve birilerinin çıkıp, bana korkak diyeceğini biliyorum, çünkü gönüllü olarak kendimi başka birisi için feda etmiyorum.
Certains me traiteront de lâche, sans aucun doute, parce que je ne me suis pas sacrifié de mon plein gré.
Ne diyeceğini biliyorum ama Howard'la uzun süre tartıştık. Howard umurumda değil.
Je me fiche d'Howard.
Ne diyeceğini çok iyi biliyorum.
j'ai une assez bonne idée de ce qu'il va dire.
biliyorum 15888
biliyorum tatlım 44
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorum baba 24
biliyorum biliyorum 28
biliyorum efendim 52
biliyorum ki 71
biliyorum bunu 16
biliyorum tatlım 44
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorum baba 24
biliyorum biliyorum 28
biliyorum efendim 52
biliyorum ki 71
biliyorum bunu 16
biliyorum anne 31
biliyorum işte 83
ne diyorsun sen be 30
ne diyorsun 1616
ne diyorsun sen 551
ne diyeceğimi bilmiyorum 160
ne diye 64
ne diyor 463
ne diyorsun be 24
ne diyorum ben 45
biliyorum işte 83
ne diyorsun sen be 30
ne diyorsun 1616
ne diyorsun sen 551
ne diyeceğimi bilmiyorum 160
ne diye 64
ne diyor 463
ne diyorsun be 24
ne diyorum ben 45
ne diyorduk 29
ne diyor bu 53
ne diyorsunuz siz 31
ne diyorsunuz 336
ne diyecektim 16
ne diyorum 25
ne diyeceğimi bilemiyorum 173
ne diyeyim 78
ne diyorsam onu yap 46
ne diyeceğimi bilemedim 24
ne diyor bu 53
ne diyorsunuz siz 31
ne diyorsunuz 336
ne diyecektim 16
ne diyorum 25
ne diyeceğimi bilemiyorum 173
ne diyeyim 78
ne diyorsam onu yap 46
ne diyeceğimi bilemedim 24