Ne yapabilirim ki translate French
661 parallel translation
" Bununla ne yapabilirim ki?
" Qu'est-ce que j'en ferais?
- Ne yapabilirim ki?
Que faire d'autre?
Ama ne yapabilirim ki?
Que vais-je faire?
... ama sizin gibi önemli biri için ne yapabilirim ki?
Que pourrais-je faire pour un homme comme vous?
- Ben ne yapabilirim ki?
- Que puis-je y faire?
- Başka ne yapabilirim ki?
- Que puis-je faire d'autre?
Ama ne yapabilirim ki tatlım? Gitmem lazım.
Mais il faut que j'y aille, chérie.
Hem ne yapabilirim ki?
comme moi si je reste.
Fakat, hanımefendi, kocanız için ne yapabilirim ki?
Que puis-je pour lui?
Ne yapabilirim ki?
Faire quoi, Saunders?
Ben ne yapabilirim ki?
Que puis-je faire?
Ne yapabilirim ki?
J'aimerais savoir.
- Onu anladım da, ben ne yapabilirim ki?
Je comprends, mais sûrement, vous n'attendez de moi -
Madem elinde yok, ne yapabilirim ki?
Que faire d'autre, si vous ne les avez pas?
Ne yapabilirim ki? Şekerleme dükkanına geri mi döneyim?
Et retourner à la confiserie?
Ne yapabilirim ki?
Vous m'avez bien eue!
Ne yapabilirim ki?
- Qu'est-ce que je peux y faire?
ben ne yapabilirim ki?
Qu'est-ce qu'on peut faire?
ben ne yapabilirim ki? tanımıyorum onu.
Je le connais même pas!
ne yapabilirim ki?
Ça m'est égal!
Şu an ne yapabilirim ki? Fırtınanın ne kadar kötü olduğunu görmüyor musun?
Comment on va faire avec la tempête qui fait rage?
Ben ne yapabilirim ki?
Qui puis-je? Je suis mort!
Ne yapabilirim ki?
Et comment?
Ben ne yapabilirim ki?
Moi? Que puis - je faire?
Onlarla ne yapabilirim ki?
- Oui. T'en as pas d'autre?
- Ne yapabilirim ki?
Qu'est-ce que je peux faire?
Ofiste ne yapabilirim ki?
Que puis-je faire au bureau?
Bana gelince ; ne yapabilirim ki.
À moi non plus d'ailleurs.
Ama ben, onu bulursam, dönüş yolunda ne yapabilirim ki?
Avec moi, rien à craindre!
- Ne yapabilirim ki? Ben yalnızca bir gölgeyim.
Puisque je suis une ombre...
Allah var... Ne yapabilirim ki?
Que faire, mon Dieu!
- Ne yapabilirim ki?
- Que puis-je faire?
Anamdan ayrıldığımdan beri ordudayım. Ne yapabilirim ki?
C'est comme si je quittais ma mère.
Nerede tıkılıp kaldığını bilmiyordum. Ne yapabilirim ki?
Que veux-tu, un "voyageur", ça voyage!
Ama ne yapabilirim ki?
Qu'est-ce que je peux faire?
Hem başka daha ne yapabilirim ki? Fransa'da 6 ay boyunca arkama yaslanıp keyif mi çatayım?
Aurais-je été plus utile à me tourner les pouces en France depuis 6 mois?
Ne yapabilirim ki?
Je m'en fous.
Ne yapabilirim ki.
- Je n'ai peut-être pas besoin.
Başka ne yapabilirim ki?
Ai-je un autre choix?
Nereye gidebilirim ki? Ne yapabilirim ki?
Et je veux que rien ne change.
Ne yapabilirim ki.
Je ne peux rien y faire.
Ama ben ne yapabilirim ki?
Que puis-je y faire?
Yüce tanrım! Ne yapabilirim ki?
Que veux-tu, je l'aime!
Ben ne yapabilirim ki?
Moi? Je resterai avec eux.
Parayla bir şeyler yapabilirim diye düşündüm ama beni o kadar oyaladılar ki bir şey bulamadım.
Je pensais pouvoir faire quelque chose de cet argent... mais il m'a tant absorbé que je ne connais plus sa valeur.
Ne yapabilirim ki?
Qu'est-ce que tu veux,
ne yapabilirim ki?
Il le prend!
Ne yapabilirim ki?
Et je ne peux rien faire!
Daha ne yapabilirim ki?
Qu'y a-t-il d'autre, en ce monde?
Nasıl yapabilirim? Onunla ben ne yapayım ki?
J'en ferais quoi?
Ne var ki, bu gemi benim sorumluluğumda. Onu buradan götürmek için Şeytan'la bile anlaşma yapabilirim.
Mais pour sauver mon bateau, je ferais un pacte avec Satan!