English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ S ] / Sanırım olur

Sanırım olur translate French

1,476 parallel translation
EVet, sanırım olur.
C'est bien...
Sanırım olur.
Oui, enfin, je devrais pouvoir.
- Sanırım olur.
Je crois que ça ira.
Evet, sanırım olur.
Oui, je le pense.
Sanırım minik kuşları dinlersem bulacağım da bu olur ha?
Ben ça m'apprendra à écouter les p tits oiseaux.
Olur sanırım.
Je suppose.
Şu anda yapmamız sanırım iyi olur.
Autant le faire tout de suite.
Sanırım arkamızda küçük bir olay bıraktığımızı söylemek yerinde olur.
Ce petit incident est derrière nous.
Sanırım "şiddetli" yanlış kelime olur. Fakat kesinlikle biraz şiddetli.
Je crois que "violent" est un mauvais mot... mais..., c'est vraiment une sorte de rage...
Sanırım yüz yüze konuşmak daha kolay olur.
Ce serait plus facile face à face.
Sanırım piyasayı hafife aldığını söylemek yerinde olur, Derek.
Tu avais sous-estimé le marché.
Sanırım gitsek iyi olur.
On ferait mieux de filer.
Saat daha 6 : 30. Şeyy, sanırım aşağıda beklesem daha iyi olur. İstediğniz bir şey olmadığına emin misiniz?
Bon, je crois que je vais attendre en bas.
Sanırım bir aktörün burada kalması eğlenceli bir şey. İlk tanışma coşkusundan sonra her zaman konuşulacak pek çok şey olur.
C'est bien, qu'il y ait une vedette de cinéma ll y a toujours si peu à se dire après les... amabilités d'usage
Sanırım herkes bu maçı... kaybederseniz ne olur diye düşünüyor.
Je crois qu'il serait dans l'intérêt de tous que vous perdiez ce match.
Evet, sanırım her zevkin bir tatsızlığı olur.
Enfin, je suppose qu'avec la lumière vient l'obscurité.
Sanırım, şimdi yalnız kalmak istiyorum. Olur mu?
J'aimerais être seul.
Biliyor musun, Buffybot sanırım bundan sonra telesekreterin cevaplamasına izin vermen daha güzel olur.
Buffybot, dorénavant laisse la machine, l'autre, répondre au téléphone.
Olur sanırım.
Pourquoi pas?
Böylesi daha iyi olur sanırım.
D'ailleurs, ce serait mieux.
- Bunun faydası olur sanırım
C'était plus commode.
Onunla ilgilenir misiniz? Olur. Sanırım kahvaltıyı yalnız yapacaksın.
Tu prendras ton petit-déjeuner seule.
Sanırım takmadan önce yıkasanız iyi olur.
Voilà. Vous devriez aller les laver avant de les remettre en bouche.
Ama sanırım gerçek bir sayı söylesek daha yararlı olur.
Mais un chiffre concret serait plus efficace.
- Sanırım birbardak kahve daha içsem iyi olur.
Mais je reprends un café. Je te l'apporte.
Sanırım Cynthia konuşmam iyi olur.
C'est super que Cynthia se soit confiée à moi.
Sanırım anlamı, intikam planları yapan birisi eğer öfkeli ve hızlı davranırsa eve aç gitmiş gibi olur.
Ça doit vouloir dire que si la personne qui veut se venger le fait quand il est encore dans tous ses états, il va sans doute rester sur sa faim.
Burada kalıp ona destek olsam iyi olur sanırım.
Et je pensais, tu sais, je vais rester un peu ici, et lui tenir compagnie.
Sanırım böyle şeyler hep olur. Değil mi?
C'est sûr.
- Sanırım, bunu senin sorman daha iyi olur.
- Je te laisse lui demander.
Sanırım detayları anlatsan daha iyi olur.
Vous devriez peut-être m'expliquer.
Öyleyse sizler oyuncusunuz. Sanırım çalışma odama çıksak daha iyi olur.
Vous êtes des acteurs, alors? Allons donc dans mon bureau.
Sanırım "Üçte" deyince daha iyi olur. Bir.. İki..
J'avais dit : "A trois." Bon sang.
Sanırım buradan ne kadar çabuk gidersek o kadar iyi olur.
Plus tôt on partira, mieux ça vaudra.
Sanırım esas soru sonraki 30 yıl boyunca sessizlik olduğu zaman ve birbirimize söyleyecek bir şeyimiz olmadığı zaman yanımda oturman sorun olur mu?
On doit se poser cette question pour les prochaines 30 années à venir de moments de calme où nous n'aurons vraiment rien à nous dire : Est-ce que ça me dérange de t'avoir près de moi comme ça?
Sanırım biri buradan ayrılırsa iyi olur.
Tu peux faire ce que tu veux ici.
Ben aradan çekilsem iyi olur sanırım.
- Oh là! D'accord. Bon.
Sanırım, onlara kendim söylesem daha doğru olur.
Je me dis que je devrais leur dire en personne.
Sanırım ben de telefonda konuşmasam iyi olur.
Comme lui, je devrais m'abstenir.
Kardeşim, sanırım yarın gelsem iyi olur.
Frère, je vais revenir demain.
- Tamam, gitsek iyi olur sanırım.
- Oui, tu as raison.
Bana o kadar zaman verirsen sanırım her gittiğin yere seninle gelecek kadar milim olur sen iş gezisine gittiğinde. Çünkü asla sensiz hiçbir yerde olmak istemiyorum.
Donc... si tu pouvais me laisser tout ce temps... je pense que je pourrai obtenir assez de km pour te suivre où que tu iras, tes voyages professionnels, parce que je ne veux être quelque part sans toi.
- Reggie, sanırım gitsek iyi olur.
- Reggie, Je pense que nous ferions mieux d'y aller.
Sanırım seni uyumana izin versem daha iyi olur.
Je pensais qu'une petite sortie t'aurais aidé à trouver le sommeil.
Sanırım beni görmeleri, güven tazelemek açısından iyi olur.
Ça rassurera les gens de me voir prendre position.
Sanırım bu biraz fazla olur. Size bir söz bayım.
Je souhaiterais vous parler, monsieur.
Bay O'Conner, Sanırım gitseniz daha iyi olur.
Mr. O'Conner, Je pense que vous devriez partir
Sanırım erkek arkadaşım birazdan burada olur.
Je pense que mon ami ne va pas tarder.
Bir usta çağırmanız sizin için daha mantıklı olur sanırım.
Je pense qu'il serait sage d'appeler un expert pour ça.
Sanırım bir böcek ilaçlama servisini arasanız iyi olur.
Vous devriez faire appel à un dératiseur. Ou contentez vous de tout incendier.
Sanırım artık gitsen iyi olur.
Vous feriez bien de partir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]