Sizinle konuşmam gerek translate French
192 parallel translation
Bayan Flaemmchen, sizinle konuşmam gerek. Daktilo işiyle ilgili.
J'ai des lettres à vous dicter.
- Size önemli bir şey söyleyeceğim. - Sizinle konuşmam gerek.
J'ai quelque chose d'important a vous dire.
Peder, sizinle konuşmam gerek.
Père... il faut que je vous parle.
Sizinle konuşmam gerek Profesör! Başka gidebileceğim kimse yok.
Je n'ai personne d'autre à qui m'adresser.
- Sizinle konuşmam gerek.
- J'ai à vous parler.
- Sizinle konuşmam gerek.
- Je dois vous parler.
Sizinle konuşmam gerek.
Parlons sérieusement. Êtes-vous mariés?
- Sizinle konuşmam gerek.
- Il faut que je vous parle.
- sizinle konuşmam gerek.
Faut que je vous parle.
Maloney, sizinle konuşmam gerek. - O ölü! - Konuşacak bir şey yok.
Il est mort et enterré, c'est fini.
- Sizinle konuşmam gerek Bay Lieberman.
Je dois vous parler, M. Lieberman.
Sizinle konuşmam gerek!
Il faut que je vous parle!
Albay Yin, sizinle konuşmam gerek.
Colonel Yin, je dois vous parler.
Mösyö de Valmont sizinle konuşmam gerek. - Bir yer biliyorum.
- Monsieur de Valmont, je voudrais vous causer.
Sizinle konuşmam gerek.
J'ai à vous parler.
Sizinle konuşmam gerek.
Je dois vous parler.
Lütfen, sizinle konuşmam gerek.
S'il vous plaît, il faut que je vous parle.
Sizinle konuşmam gerek. - Ne oldu?
Quoi, Peter?
Hazır olduğunuzda sizinle konuşmam gerek.
J'aurai besoin de discuter avec vous quand vous serez prêt.
Sizinle konuşmam gerek. — Öyle mi?
Il faut que je vous parle.
sizinle konuşmam gerek çince biliyor musun?
J'ai quelque chose à vous dire. Vous parlez le chinois?
- Afedersin. Sizinle konuşmam gerek.
Je dois vous parler d'urgence.
- Sizinle konuşmam gerek.
- Je peux vous voir?
Merhaba, özür dilerim ama sizinle konuşmam gerek.
Shérif, pardon. Il faut vraiment que je vous parle.
Sizinle konuşmam gerek.
- Je dois vous parler. - Bien sûr.
Geldim, çünkü sizinle konuşmam gerek.
Il faut vraiment qu'on vous parle.
Sizinle konuşmam gerek.
J'ai des choses à vous dire.
Sizinle konuşmam gerek.
Il faut que je vous parle.
Affedersiniz Bayan Kim. Sizinle konuşmam gerek.
- Désolé, mais j'ai un mot à vous dire.
Beni tanımıyorsunuz, ama sizinle konuşmam gerek.
On ne se connaît pas, mais je dois vous parler.
Yüzbaşı, sizinle konuşmam gerek, ama kulağa çılgınca gelecek.
Capitaine, j'ai besoin de vous parler, mais ça va sembler dingue.
- Sizinle konuşmam gerek.
- J'ai besoin de te parler.
Onu almadan, sizinle az önce söylediği bir şey hakkında konuşmam gerek.
Avant que vous l'emmeniez... je dois vous parler à propos de ce qu'elle vient de dire.
Müfettiş, sizinle acilen konuşmam gerek.
Je dois vous parler!
Sizinle konuşabilir miyim? Birileriyle konuşmam gerek.
Il faut que je parle à quelqu'un.
- Sizinle bir şey konuşmam gerek.
- J'ai quelque chose à vous dire.
Ama sizinle önemli bir şey konuşmam gerek.
Je dois vous parler...
Sizinle yalnız konuşmam gerek, Caesar.
Puis-je te parler seul à seul, César?
- Sizinle konuşmam gerek.
- J'ai à vous parler. - D'accord.
Sizinle acilen konuşmam gerek.
Il est très urgent que je vous parle.
Dinleyin başkan, sizinle bunu konuşmam gerek.
M. Le maire, je dois vous parler de tout cela.
Sizinle konuşmamız gerek.
Nous avons à vous parler.
Sizinle biraz konuşmam gerek.
Je dois vous parler.
Sizinle mutlaka konuşmam gerek.
Je dois absolument vous parler.
Bayan Madison, sizinle kızınız hakkında konuşmamız gerek.
- On doit vous parler de votre fille.
Sizinle yalnız konuşmamız gerek efendim.
On aimerait vous parler.
Şimdi sizin kim olduğunuzu bildiğimize göre sizinle konuşmamız gerek, Albay.
Maintenant que nous savons qui vous êtes nous devons vous parler colonel. Naturellement.
Sizinle Ulusal güvenlik hakkında konuşmamız gerek!
Question de sécurité nationale.
Sizinle konuşmamız gerek.
Il f aut qu'on se parle
- Milo. - Sizinle acilen konuşmam gerek.
J'aimerais vous parler monsieur.
Sizinle kız kardeşiniz hakkında konuşmam gerek.
Gaëlle Le Belleck, il faut que je vous parle de votre soeur.
sizinle konuşmam lazım 20
gerekiyor 29
gerek yok 917
gerek 16
gerekli 27
gerekmiyor 26
gerek yoktu 39
gereksiz 31
gerek kalmadı 36
gerekmez 98
gerekiyor 29
gerek yok 917
gerek 16
gerekli 27
gerekmiyor 26
gerek yoktu 39
gereksiz 31
gerek kalmadı 36
gerekmez 98
gerekirse 81
gerekli değil 44
gerektiği kadar 17
sizin 241
sizinle 59
sizin mi 61
sizinle tanıştığıma memnun oldum 60
sizin olsun 33
sizinleyim 24
sizinki 37
gerekli değil 44
gerektiği kadar 17
sizin 241
sizinle 59
sizin mi 61
sizinle tanıştığıma memnun oldum 60
sizin olsun 33
sizinleyim 24
sizinki 37
sizin derdiniz ne 30
sizin gibi 99
sizin için 164
sizinle mi 26
sizindir 39
sizin de 22
sizinle geliyorum 51
sizin neyiniz var 74
sizinle gelebilir miyim 36
sizinle biraz konuşabilir miyiz 19
sizin gibi 99
sizin için 164
sizinle mi 26
sizindir 39
sizin de 22
sizinle geliyorum 51
sizin neyiniz var 74
sizinle gelebilir miyim 36
sizinle biraz konuşabilir miyiz 19