English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Ç ] / Çok doğru

Çok doğru translate French

4,945 parallel translation
- Bu çok doğru.
Cela est tellement vrai.
Çok doğru.
Je t'ai connue bébé!
Sana ulaşmak için... -... arkadaşını kullandım. - Çok doğru.
Je me suis servie de ton pote pour t'allumer comme une salope.
Çok basit ve çok doğru.
C'est simple, et juste.
Çok doğru... biriyle evlenene kadar.
Correct... jusqu'à ce qu'il ait une femme.
Çok doğru, dostum.
- Ce que vous dites est vrai, mon ami.
Çok doğru ve bu jeneratörle, günde 10,5 kilovat elektrik üretebileceğim.
C'est exact, et avec le générateur, je serai capable de produire 10.5 kw / h par jour.
Çok doğru yöne bir adım attın.
C'est un pas dans la bonne direction.
Bence... çok doğru yaptın.
Je-Je crois que tu as... juste correct.
- 222 yıllık. - Çok doğru.
C'est... très juste.
- Çok doğru!
C'est bon!
Çok doğru.
Très vrai.
Çok doğru söylüyor. Utanç verici konuşuyorsun.
Elle a tellement raison, c'est gênant.
Çok doğru.
Exact.
Çok doğru!
C'est vrai!
Hayır, çok doğru değil.
Non, pas encore bien.
Çok doğru.
Bordel tout juste.
Ondan çok hoşlanıyorum ve çok doğru gelen bir şeyi sorgulamaktan bıktım.
Je l'aime bien, et j'en ai marre d'analyser ce qui paraît si bien.
- Çok doğru.
Melle Pillsbury.
Çok doğru, Artie, Ve göktaşı çarptığında, Zamanımı bölgesellere çalışarak bu oda da geçirmeyeceğim.
Et quand cette météorite va s'écraser, je ne vais pas passer mon temps à s'entraîner pour les Régionales dans cette pièce.
Çok doğru.
C'est la triste vérité.
- Evet, çok doğru.
Oui, c'est exact.
Çok doğru hissettiriyordu.
Ça semblait bien.
Vay canına. Çok doğru.
Aïe, et pourtant si vrai.
Tamam, bu çok doğru, ama ne yapalım biliyor musun?
C'est très vrai, Mais tu sais quoi? Voyons voir.
Yani, buraya yürüyerek mi, arabayla geldin bilmiyorum, ama her nerden geldiysen oraya doğru sahil yolu gezintisi çok hoş olur.
Je veux dire que je ne sais pas si vous aviez marché, ou conduis ou autre, mais c'est une jolie balade sur la plage - Vous aviez une veste?
Doğru, vergi avukatları çok çılgın olur. Acayip eğlencelidir.
Fiscaliste, tout de suite, c'est l'aventure, c'est Copacabana!
.. bir sound yakaladılar. - O şarkı doğru olmalıydı.. .. çünkü çok nadide, hassas bir..
Cette chanson devait être juste parce que c'était une délicate composition fragile.
Eğer hayatında bir adamı doğru atabilseydi kötüyü iyiye tercih etmesi onun için çok daha zor olabilirdi.
S'il peut faire ne serait-ce qu'une bonne chose dans sa vie, Ça lui est peut-être difficile de choisir le mal plutôt que le bien.
Annie'ye karşı çok çabuk harekete geçtin, doğru düzgün hazırlanamadın işini doğru yapamadın ve onu öldüremedin.
Vous avez agi trop tôt contre Annie, vous n'étiez pas prêt, Vous avez bâclé le travail de terrain, et vous ne l'avez pas tuée.
Önce çok büyük gözükür ama kısa sürede kıyıya doğru kayarsınız ve manzara harikadır.
D'abord elle semble énorme, et très vite, vous vous laissez glisser sur la plage et la vue est magnifique.
Doğru olmayan çok şey görüp geçirdim.
J'ai vu trop de choses pour qu'il en soit autrement.
Evet, doğru. Çok fazla insan var.
Okay ouais Y a du monde
Bu doğru değil... Çok yükseğe çıktı.
Ce n'est pas juste Il est allé trop haut.
Şey, sanırım- - Doğru olmayan pek çok şey söylendi.
Je pense... que beaucoup de choses dites n'étaient pas vraies.
- Çok hafif öne doğru kayıp döner misin lütfen? - Tamam.
Je vais vous demander de glisser vers le bas et de vous retourner.
Ayrıca, doğru şekilde kükreyebilmek için çok uğraştım.
En plus, j'ai passé un long moment à trouver le rugissement correct
Organ nakli için bir sürü test oluyorum şu an. Bir amaca doğru aktif olarak hareket etmek çok iyi geliyor.
Avec tous les tests que je réalise en ce moment pour la transplantation je me sens si bien de me bouger vers un but
Aslında, onlar doğru yerde ve bende çok açım..
Je veux dire, ils sont juste là et j'ai tellement faim...
Onun için doğru şeyi yaparken, ben çok şey kaybettim.
J'ai raté beaucoup de choses en agissant bien envers lui.
Doğru düzgün düşünemiyormuşum gibi geliyor ve yürümeyecek diye çok endişeleniyorum.
Ce vieux truc? Une réplique de ta robe de mariée. Pourquoi?
Her şeyi bildiğimi iddia etmiyorum ama çok şey bildiğim doğru.
Je ne prétends pas tout savoir, mais j'en sais pas mal.
Hayır, doğru anlamadınız. Çok yaşa kraliçe!
Non, vous m'avez mal comprise.
Yöntemleriniz çok basit ama ana fikir doğru.
Vos méthodes sont primitives mais vous tenez le bon bout.
Bu hazırlığı yıllar süren çok zorlu bir süreçtir, ancak doğru çalışmalarla başarabilirler.
C'est un processus qu'on prépare pendant des années. Mais avec un bon entraînement, on le réussit.
Vay, doğru olup olmadığını öğrenmeyi çok isterdim.
Purée, j'aimerais bien savoir si c'est vrai.
Çok sayıda adamın araçlarla şehre doğru yol aldığına dair bir bilgi aldık.
Un rapport signale qu'un groupe d'hommes dans des véhicules se dirige vers la ville.
- Doğru, demek çok kızmıştı.
- Exact, donc elle était vraiment enervée.
Ben daha çok arada bir doğru zamanda ve bana sorma gafletinde bulunmadıysan sevişen türden bir hatunum.
Je suis plus du genre à faire l'amour occasionnelement et si c'est le bon moment du jour et si tu ne fais pas l'erreur de me le demander. Andy...
Ama bu kez Efendimiz doğru olanları gönderecek dürüstleri, çok özlediğimiz katıksız ruhları gönderecek.
Mais cette fois le seigneur apportera les véritables, les vertueux, les vraies âmes qui nous manquent si chèrement.
Tüm olayı ben planlamıştım. Ama ortalarına doğru hiç sevmediğimi farkettim. Ama o çok sevdi.
Et c'était mon idée au départ, mais j'ai réalisé à un moment que je n'aimais pas ça, et lui, il aimait bien ça, et il s'est énervé contre moi parce que je n'aimais pas ça.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]