Şükürler olsun ki translate French
541 parallel translation
Madam Colet, babanız olsaydım... ki şükürler olsun ki değilim... ve işlerinizi kendiniz yürütmek için girişimde bulunsaydınız... popunuza güzel bir şaplak atardım... mesleki deyiş icabı tabi ki.
je vous empêcherais de vous occuper de vos affaires avec une bonne fessée. D'un point de vue professionnel. - Et si vous étiez mon secrétaire?
Şükürler olsun ki buraya da gelmediler.
Dieu merci, ils ne viendront jamais ici.
Şükürler olsun ki, ikiniz de güvendesiniz.
Dieu merci, vous êtes saufs!
Şükürler olsun ki, Honda'dan silahları aldık.
Ton colt nous a permis de récupérer d'autres armes.
Şükürler olsun ki sensin.
Dieu merci, c'est toi.
Tanrıya şükürler olsun ki.
Dieu merci.
Şükürler olsun ki, yok.
- Heureusement, je n'en ai pas.
Şükürler olsun ki yaralanmamışsınız.
Que les dieux soient loués, tu n " as rien.
Katia, şükürler olsun ki zamanında geldim!
Katia, grâce à Dieu, je suis arrivé à temps!
- Allah'a şükürler olsun ki.
Allah soit loué!
Şükürler olsun ki yaşına uygun davranmayı akıI ediyor.
Estimez-vous heureux qu'il se comporte en adulte.
- Onu da daha önce hiç görmediniz, değil mi? - Şükürler olsun ki, hayır.
- Et vous ne l'aviez jamais vu non plus?
Sana dört tane çocuk verdim, dürüst ol! Tanrıya şükürler olsun ki görevimi yaptım!
Je vous ai fait quatre enfant très consciencieusement, le Seigneur m'en est témoin, mon devoir est accompli.
Tanrıya şükürler olsun ki size memeler vermiş madam.
Remerciez Dieu, madame, il vous a donné des seins.
Şükürler olsun ki çok azımız buna ihtiyaç duyuyor.
Peu d'élèves soulèvent la question.
Şükürler olsun ki haklı, diye düşünüyorum.
- Oui. Dieu merci, il a raison. C'est ainsi que je le vois.
Şükürler olsun ki değildim.
Dieu merci, je n'y étais pas.
Şükürler olsun ki, hipodontikal moleküller hasar görmemiş.
Dieu merci les molécules hypodonticales sont intactes.
"Talihime şükürler olsun ki kızlarımdan birinin beni üzdüğü tek bir an bile olmadı."
"J'ai eu de la chance, je n'ai jamais eu à m'inquiéter avec mes deux filles."
Ama şükürler olsun ki elimde kalan bir şey var :
Mais il me reste une chose :
Başkalarından bize gelen nimet için sana şükürler olsun ki, başkalarıyla paylaşalım kendimiz kazandığımızda daha cömert olalım.
Nous Te remercions pour ces dons de nourriture... que nous partageons avec notre prochain. Nous serons plus généreux... quand nous produirons la nôtre.
Ve Tanrı'ya şükürler olsun ki insanlar öğrenmek zorunda kalmayacak.
Et la population ne saura jamais rien de cette histoire...
Şükürler olsun ki bana dediklerine kimse inanmadı.
Dieu merci, personne n'a cru ce qu'il m'a dit.
Tanrı'ya şükürler olsun ki atlattık.
Dieu merci, nous nous en sommes sortis.
Şükürler olsun ki o Almanların yanında usta bir avcı yok.
Une chance que les Allemands n'aient pas de vrai rabatteur avec eux.
Şükürler olsun ki, Margo var.
Dieu merci pour Margo.
Şey, şükürler olsun ki, ben beni rahatsız öteki şeyin yanıtını buldum.
Mais j'ai trouvé l'explication à l'autre chose qui me chiffonnait.
Tanrı'ya şükürler olsun ki sen ölmeden önce ölmeme izin verdin.
Je remercie Dieu de m'avoir fait mourir avant toi.
Tanrım, sana şükürler olsun ki...
Seigneur, nous vous remercions pour avoir...
Şükürler olsun ki bir ses beni uyandırdı.
Heureusement, j'ai été réveillée en sursaut.
İstediği şeyin bedeli her ne olursa olsun, ona bunu ödeyebilme... imkanı tanıyan yüksek sosyal statüsüne şükürler olsun ki, bu sayede... bu duruma düşmüş kadınların hiçbirini ıskalamamayı başarıyordu.
Grâce ŕ sa position sociale élevée qui lui permettait de payer n'importe quel prix, il réussit ŕ n'en manquer aucune.
Ay şükürler olsun ki bir kadın olarak doğmuşum.
Quel bonheur d'être une femme.
Julian, şükürler olsun ki mesajımı aldın.
Dieu merci! Tu es là.
Profesör Muller'e şükürler olsun ki, daha da güzel bir yerde.
Dans un endroit encore plus beau, grâce au Professeur Muller.
Şükürler olsun ki şişko olan değilmiş.
Dieu merci, ce n'était pas le gros!
Mükemmel Almanca'ma... ve sekreterlik becerilerime... ve babamın çok iyi öğrettiği diğer şeylere ... şükürler olsun ki... çalışmaya başladım. Rudolf Hess için.
Grâce à mon allemand parfait... et mes capacités de secrétaire... et grâce à tout ce que mon père m'avait enseigné... si bien... j'ai fini par aller travailler... pour Rudolf Hoess... commandant d'Auschwitz-Birkenau.
Tanrı'ya şükürler olsun ki, şunu bir daha söylemek zorunda kalmayacağım :
Dieu merci, je n'aurai plus besoin de dire,
Tanrıya şükürler olsun ki, evimizde güven içindeyiz!
Dieu merci, nous sommes en sécurité ici!
Şükürler olsun ki buradasın.
Dieu merci, vous êtes là.
Şükürler olsun ki güvendesin.
Papa, tu es sain et sauf!
Şükürler olsun ki, çok içmekten kendini öldürdü.
Dieu merci, il s'est soûlé à mort.
Şükürler olsun ki bir oğlum daha var.
J'ai encore un autre fils.
Şükürler olsun ki, kızkardeşim bir flüt hediye etmişti.
Par bonheur, ma sœur m'a offert une flûte.
Şükürler olsun ki, sağ salim geldin.
Grâce à Dieu, tu es en un seul morceau.
Şükürler olsun ki iyisin.
Enfin, te voilà. On s'inquiétait vachement pour toi!
Yakalandı mı? Şükürler olsun! Demek ki...
Dieu merci, il n'est pas...
- Tanrıya şükürler olsun ki hayır.
Non! Que le ciel nous protège!
Tanrı'ya şükürler olsun ki cevap vermek zorunda değilim!
Dieu merci, je n'aurai pas à le faire.
Balık yüzmek zorundadır ama Tanrılara şükürler olsun ki bir şey satın almak zorunda değilim.
Il ne me coûte rien.
Şükürler olsun ki kendisiyle evlenmekten vazgeçtim ve daha fakir ama daha iyi bir adamla evlendim.
Je vous en prie...
Şükürler olsun ki, sigortalıyım.
Dieu merci, je suis assurée.
şükürler olsun 533
şükürler olsun tanrım 22
kirk 419
kırk 72
kira 164
king 176
kısa 87
kimi 527
killer 16
kingdom 19
şükürler olsun tanrım 22
kirk 419
kırk 72
kira 164
king 176
kısa 87
kimi 527
killer 16
kingdom 19