Arabası translate Portuguese
14,448 parallel translation
Acil destek arabasını getirin.
Tragam o equipamento de emergência.
Walt oraya doğru koşuyordu ve Bobby asetilen kaynağını alıp Walt'un arabasının üstünü kesti.
Então o Walt vai a correr até lá e de fato, O Bobby pega num maçarico de acetileno e corta o tecto do carro do Walt.
Tanık, Bölge Savcısı'nın ofisi ile daha dün akşam sanığın arabası ile ilgili bilgi hakkında irtibat kurmuş.
A testemunha contactou o gabinete a noite passada com informação sobre o carro do réu.
Noah arabasının önüne hortum tutuyordu.
O Noah a lavar a frente do carro dele.
Hiçbir şey, yaptığı şeyi bitirdi. Arabasına döndü ve araçla uzaklaştı.
Nada, ele acabou o que estava a fazer, voltou para o carro dele e foi embora.
Arabasıyla uzaklaştı.
E ela foi-se embora. Só isso.
Bir polis arabasında gezinti.
Ouvi dizer que deixam usar um taser.
Yani, arabasını çaktırmadan elinden almışsın.
Quer dizer, pegou no carro dele antes que ele se apercebesse.
Dedektif Williams her akşam evine arabasıyla dönüyor, tamam mı?
O Detective Williams conduz o carro dele de regresso a casa todas as noites, está bem?
Profesör Thomas'ın arabası geceden beri buradaymış.
Disseram que o carro do Professor Thomas esteve aqui durante a noite.
Biri arabasını mı çizmiş?
Alguém riscou o carro dele?
İnanmıyorum, bu gerçekten bir Zz Top Arabası mı?
Não fizeste isso! - Esse é o carro do ZZ Top?
- Arabası yoktu. Tüm aletleri taşıyacak araca ihtiyacı vardı. Bir de şeyi...
Ele não tinha carro e precisava de transportar o material.
Üçkağıtçı doğru. Ve Cabe arabasına yaptığım çiziği görünce efsane olmak üzere.
E está prestes a tornar-se viral quando o Cabe vir a amassadela no carro.
Diyor ki "daha önce de, kadın arabayla yanından geçerken arabasının kaputu üstünde mastürbasyon yaptığı biliniyor." Gördünüz mü? - Evet
Diz : "Ele masturbou-se no capô do carro quando ela passava." Está a ver essa parte?
Arabasını durdurduktan sonra sen ne yaptın?
Quando ela parou o carro, o que fez?
Teresa'nın arabasını bulmanın soruşturma için büyük önem taşıdığını belirtiyorlar.
Esperam localizar o carro de Teresa, que dizem ser uma chave importante para a investigação.
İnsana ait kemik parçaları ve dişler Averylere ait arazide ve Teresa Halbach'in arabasının anahtarı Steven Avery'nin yatak odasında bulunmuştur.
Foram encontrados pedaços de ossos e dentes na propriedade dos Avery e a chave usada para... CHAVE DE TOYOTA ENCONTRADA PROPRIEDADE AVERY 4 º DIA DE BUSCA... ligar o carro de Teresa Halbach foi encontrada no quarto de Steven Avery.
Senin DNA'nın kızın arabasında ne işi var?
Como é que o seu ADN fica no carro dela?
RAV4, kurbanın arabası, Avery Oto Mezarlığında bulunmuştu.
O RAV4 da vítima foi encontrado na sucata dos Avery.
Golf arabasıyla annesinin bahçesinde dolaşıp çöp toplamışlar sonra çöpleri ateşe atıp yakmışlar.
Andaram com o carro de golfe no quintal da mãe para recolher lixo, para a fogueira dessa noite.
Bütün dünyaya Teresa Halbach'in arabasındaki kanın bu tüpten gelmediğini göstermeliyiz.
Temos de mostrar ao mundo que o sangue que está no carro da Teresa Halbach não veio deste tubo de sangue.
Gidip arabasına bindi, sonra sana bir tane Auto Trader dergisinden verdi.
Ela entra no carro e dá-te uma revista Auto Trader.
Bay Dassey, ava çıkmak için aracınıza binerken Teresa'nın arabasının hâlâ yolda olup olmadığını hatırlıyor musunuz?
Sr. Dassey, quando foi para o seu carro para ir caçar, viu se o carro da Teresa ainda lá estava?
Dava için çok önemli bir zaman aralağında, yani 31 Ekim'le, arabasının bulunduğu 5 Kasım ya da kayıp olduğunun bildirildiği 3 Kasım tarihleri arasında bu telefonla bir şeyler yapılmış.
Algo se passou com este telefone num período de tempo muito crítico para este julgamento, que é entre 31 de outubro e 5 de novembro, quando viram o carro, ou 3 de novembro quando foi dada como desaparecida.
- Arabası olsun, kendisi olsun.
Quer o carro... ou ela própria.
Çünkü yüzde 90 Teresa'nın arabasıydı, o yüzden biz de tehlikedeydik.
Porque havia uma probabilidade de uns 90 % de ser o carro da Teresa e corríamos perigo.
Onun arabası olmalı " dedim.
Tem de ser o carro dela. "
Arabasındaki saate bakmıştır diye düşündüm.
Talvez tivesse olhado para o relógio do carro.
Arabasıyla 4 kasımda,... 3 Kasımda ya da onun öncesinde hiç temasınız oldu mu?
Tocou no SUV a 4 de novembro ou a 3 de novembro ou qualquer dia antes?
Teresa Halbach'in arabasında bulunduğu bildirilen sadece üç tane örnek üzerinde test yaptınız, değil mi?
Apenas testou três amostras que teriam sido retiradas do veículo da Teresa Halbach, certo?
Hurdalığı toparlamak istediğini söyledi. Golf arabasıyla etrafı turlayıp çöp topladık.
Ele disse que queria limpar a propriedade e andámos no carro de golfe a apanhar coisas.
- Koduğumun arabasını sağa çek.
- Estaciona.
O kadının arabasını tanıdım.
Reconheci o carro daquela mulher.
Aracın bir cenaze arabası olduğunu söylememiştin.
Não tinhas dito que era um carro funerário.
Bir dakika. Amcamın cenaze arabasına ne yaptın?
- O que fizeste ao carro do meu tio?
Tamam, çöp arabasıymış.
Certo, era um contentor...
Penny McGregor'ın arabası.
A carruagem da Penny McGregor.
Gözlerim o anda başkanın arabasına yöneldi...
Quando os meus olhos passaram pelo carro do Presidente...
Yani, bebek arabasında bir şeyler vardı.
Tenho umas coisas no carrinho, mas...
Beni alışveriş arabasının dışına ittin.
Empurraste-me do carrinho!
Orada bir yerde bir alışveriş arabasında.
Ela está algures ali num carrinho!
Bebek arabasını iyi halletti.
Ele mandou bem com o carrinho.
Cesedini market arabasına bıraktım.
Deixei o corpo dela num carrinho das compras.
Bir at arabasıyla buraya gelen büyük büyükbabamdı.
Foi o meu tetaravô que chegou aqui numa carruagem.
Bir at arabasıyla Bir at ve iki katırla 6 Eyaleti dolaştı ve sonunda Buraya geldiğinde
Ele chegou aqui numa carruagem com dois cavalos, uma mula e... atravessou 6 estados antes de abrandar o ritmo, e foi assim que ele chegou aqui.
Daytona'ya falan gitmiyoruz. Çünkü golf arabasının anahtarı bende.
Não vamos a Daytona porque eu é que tenho as chaves do carrinho.
Arapça biliyorsun. Golf arabasına düz kontak yaptırdın.
Falas árabe, fizeste uma ligação directa a um carrinho de golfe.
Olmaz, hiç bilemezsin. Yeni kocanı ikna ettiğinde posta arabası için kullanırsın.
Não, tu não sabes... se vais convencer o teu marido a pagar a diligência que está lá embaixo.
Bir hız arabası!
Um Speeder!
Gidip oğlumu almam gerek çünkü kuş beyinli eski kocam arabasını Tinder'dan düşürdüğü son fahişeye ödünç vermiş.
Pagámos muito por isto.
araba 243
arabam bozuldu 28
arabalar 60
arabada 85
arabayı 17
arabam 88
arabaya 46
arabayla 21
arabam var 42
arabam yok 26
arabam bozuldu 28
arabalar 60
arabada 85
arabayı 17
arabam 88
arabaya 46
arabayla 21
arabam var 42
arabam yok 26
arabayı getir 44
arabaya bin 384
araba nerede 43
araban var mı 39
araba mı 39
araban nerede 53
arabam nerede 20
arabadan in 33
araba bekliyor 25
araba geldi 18
arabaya bin 384
araba nerede 43
araban var mı 39
araba mı 39
araban nerede 53
arabam nerede 20
arabadan in 33
araba bekliyor 25
araba geldi 18