Başaramayacağız translate Portuguese
350 parallel translation
- Başaramayacağız!
Nunca conseguiremos.
Bu sefer başaramayacağız.
Desta vez falhámos.
- Asla başaramayacağız.
- É impossível!
Başaramayacağız.
Não vamos conseguir passar por ali.
Başaramayacağız Teğmen.
Não podemos fazer isto, tenente.
Hemen çıkalım buradan, yoksa asla başaramayacağız.
Vamos sair agora ou não sairemos nunca!
Hayır, asla başaramayacağız Daisy.
Não, nunca vamos lá chegar, Margarida.
Başaramayacağız...
Não podemos...
Asla aşağıya inmeyi başaramayacağız.
Não vamos conseguir!
Başaramayacağız da ne demek?
vamos morrer! O que estas para aí a dizer?
Başaramayacağız! Bu arabayla asla!
Neste carro não conseguimos fugir!
Başaramayacağız.
Não conseguimos!
Buraya gelip yardım etmezsen, başaramayacağız.
Se não vens ajudar-me, não conseguiremos nunca.
Başaramayacağız, evlat.
Não vamos conseguir.
Bunu asla başaramayacağız.
Não vamos conseguir.
Başaramayacağız, ağırlık atmamız gerek!
Não vamos conseguir. Temos que largar carga!
Başaramayacağız, değil mi?
Não vamos conseguir, pois não?
- Başaramayacağız!
- Não conseguiremos!
- Başaramayacağız!
- Não vai conseguir!
- Başaramayacağız.
- Não vamos conseguir!
Başaramayacağız değil mi?
Não vamos safar-nos, pois não?
Başaramayacağız?
NÃ £ o conseguiremos.
Bunu başaramayacağız Kaptan.
Nós não conseguiremos, Capitão.
Asla başaramayacağız, burada öleceğiz.
Nunca conseguiremos, vamos morrer aqui.
Bunu başaramayacağız öyle değil mi?
Não vamos conseguir, pois não?
Akşam olmadan bunu başaramayacağız.
Não vamos conseguir antes do anoitecer.
- Başaramayacağız. - Başaracağız.
- Não vamos conseguir.
Başaramayacağız Jack.
Nós não vamos conseguir.
- Hemen alır gelirim. asla başaramayacağız -
Não vamos conseguir...
Başaramayacağız değil mi?
Não nos vamos safar, pois não?
- Asla başaramayacağız.
- Não digas isso.
Zaman yetersiz, başaramayacağız!
Não vai dar tempo, não conseguiremos!
Görünüşe göre seni razı etmeyi başaramayacağız.
Parece que não há maneira de chegar a um acordo.
Başaramayacağız, zamanımız yok.
- Não temos mais tempo!
Bu hızla asla başaramayacağız.
Não vamos conseguir, por este andar.
Başaramayacağız! Öleceğiz!
Não conseguimos, vamos morrer.
- Başaramayacağız.
Nós não vamos conseguir.
Kıçımızı kaldırmazsak biz de başaramayacağız. Gidelim.
Nós também não nos safamos, a não ser que saiamos daqui depressa.
Başaramayacağız.
Não vamos chegar.
Steele, başaramayacağız!
Steele, não vamos conseguir!
Asla başaramayacağımızı düşündüğüm anlar oldu.
Teve vezes que pensei que não consegui-lo-íamos.
Asla başaramayacağımızı sanmıştım.
Pensava que não nos safávamos.
Bunu asla başaramayacağımızı sana söyledim.
Já te disse que não íamos conseguir.
Bir an başaramayacağımızı düşünmüştüm. Sadece sen mi?
Sabes, por algum tempo pensei que nós não o iriamos conseguir.
Bizim başaramayacağımız umuduyla Michealson'a Sydney'in mektubuyla izin verdi.
Também é óbvio que ele deixou passar, mais tarde, o Reverendo Michaelson com a carta do Almirante Sydney, esperando que caíssemos rapidamente.
Çünkü sen bizim başaramayacağımızı biliyorsun.
Sabe muito bem que não passaríamos.
Biz de hiç başaramayacağımızı sanmıştık.
Pensava que não chegaria nunca.
- Ne? Başaramayacağız.
Não vamos conseguir!
Asla başaramayacağımızı düşünüyordum.
- Achei que não conseguiríamos.
Bu kemik kafalı zımbırtıyı çalıştırmayı asla başaramayacağım!
Nunca vou conseguir que esta engenhoca funcione!
Başaramayacağız.
Não vamos conseguir.
başarısız 35
başarılar 28
başarılı 32
başarı 43
başarabilirsin 108
başardık 725
başardım 366
başardı 180
başardın 415
başaracaksın 136
başarılar 28
başarılı 32
başarı 43
başarabilirsin 108
başardık 725
başardım 366
başardı 180
başardın 415
başaracaksın 136
başaramadım 52
başaracağız 144
başarabiliriz 43
başaracağım 55
başarabilirim 18
başaramadık 18
başaramadın 18
başarısız oldum 33
başaramayacaksın 18
başaracak 37
başaracağız 144
başarabiliriz 43
başaracağım 55
başarabilirim 18
başaramadık 18
başaramadın 18
başarısız oldum 33
başaramayacaksın 18
başaracak 37