Bir düşünsene translate Portuguese
1,084 parallel translation
Bir düşünsene, bahçesi olan bir ev, temiz hava, nehir manzarası.
Casa com jardim, ar puro, vista sobre o Ródano.
KITT'i koruyanki gibi zarar görmez bir zırhın yanlış ellere geçtiği bir düşünsene.
Já imaginaste um escudo tão invulnerável como o do KITT nas mãos erradas?
Her gece bununla uyanmayı bir düşünsene!
Imagine acordar com aquilo noite após noite!
- Bir düşünsene!
- Pensem nisso.
Bir düşünsene.
Pensa nisso.
"Bir düşünsene!"
Parece incrível...
Amca bir düşünsene ; Kayınpederimin bir yılda yaptığı işi ben 3 ayda yaptım.
Tio, pense nisso. O que o meu sogro fazia num ano, fiz eu em três meses.
Bir düşünsene, bu bilgileri başka kimden alabilirsin?
Quem te contaria estas coisas, sem ser eu?
Onunla düelloyu hele bir düşünsene, dövüşlerde olağanüstü başarılı, McAdder gibi katil manyak türü bir adam olması lazım insanın.
Para sequer pensar em matá-lo terias de ser um tipo de maníaco homicida que fosse fantasticamente bom a lutar, como o McAdder...
- Ya da senden çalarlar. - Ama bir düşünsene. Üstünü aç ve bu şehirden kaç.
Imagina, levanta-se o tejadilho e foge-se da poluição.
Taşaklarının büyüklüğünü bir düşünsene.
Imagina o tamanho dos seus tomates.
Bu gezegen yarın öbür gün patlasa,.. ... ne kadar zamanımızı boşa geçirdiğimizi bir düşünsene.
Se este planeta explodisse amanhã, pensa no tempo que teríamos perdido.
Bir düşünsene, birlikte ne kadar güçlü oluruz.
Imagina como seríamos fortes juntos.
- Öyle mi? - Ne? Bir düşünsene, bir keş uyuşturucu dükkânına gidip ismini söyleyip bir papellik mal alacak ve artık alışkanlığı yüzünden hırsızlık yapmasına, adam öldürmesine gerek kalamayacak.
Se um viciado pudesse ir a uma farmácia comprar... uma dose por um dólar, legalmente... então, não roubaria nem mataria pelo vício.
- Olasılıkları bir düşünsene.
Pense só nas possibilidades.
Bir düşünsene.
- O Clube. Pensem nisso.
Evet, bir düşünsene bu sıcakta orası kaynıyordu.
É, e neste calor... Quero dizer, o cheiro!
Zavallı çocuğun durumunu bir düşünsene!
Pensaste no pobre miúdo?
Bir düşünsene Dee!
Pensa nisso, Dee!
Bir düşünsene, ona ne söyleyeceksin?
Pense nisso. O que lhe vai dizer?
Bir düşünsene, Alex,
Consegues imaginar, Alex?
Bir düşünsene, gösteri dünyasında bir efsaneyle çalışmak nasıl bir duygudur sence.
Imaginem recusar a oportunidade de trabalhar com uma lenda do espectáculo.
Haydi, ne ile mücadele ettiğini bir düşünsene.
Mas vê só o que ela tem de aguentar.
Bir düşünsene.
Pensa nisso...
Ama bir düşünsene : 26 takım, bir sezonda 162 maç
Mas, pense nisso : 26 equipas, 162 jogos por época.
Bir düşünsene.
Pense nisso.
Bu firmaların göz farlarını test için tavşanları kullandığını bir düşünsene.
Sabes como os coelhos agonizam nos testes de sombra para os olhos?
Düşünsene, bugünden itibaren bir hafta yamaçlarda olacağız.
Pensa, daqui a uma semana estamos a esquiar.
Koca Ed bir tarafımda morluk, ısırık izi falan var mı diye beni muayene ettirdi. Düşünsene.
O Grande Ed quis ver se eu tinha sido molestada.
Düşünsene, Michael hayatını bir hiç için tehlikeye atmış olabilir.
Pensar que o Michael pode ter dado a vida... por nada.
Gucci'den aldığım elbisem ıslanacak, oraya yüzerken. Düşünsene adi herif bir adada yaşıyor.
Mas aquele sacana tinha mesmo de viver numa ilha.
Düşünsene bir!
Pensa um pouco.
Bir düşünsene.
Pensa bem.
Düşünsene, vaktiyle, bir gün Lordlar Kamarasına gitmenin hayalini kuruyordun.
E pensar que em tempos sonhastes que chegarias à Câmara dos Lordes.
Düşünsene, vaktiyle, bir gün Lordlar Kamarasına gitmenin hayalini kuruyordun. - Ne?
E pensar que sonháveis chegar à Câmara dos Lordes!
Böyle güzel bir kız kendi düğününü unutuyor, düşünsene.
Imagina, uma rapariga tão simpática esquecer-se do seu dia de casamento.
Düşünsene. Küçük kulübende sakin geceler, yapayalnız. Bir İncil.
Imagine, noites sossegadas, sozinho na sua casinha, a Bíblia e o seu próprio nabo.
Düşünsene, bir daha birini vurursam tutuklanabilirim.
Já pensaste que, da próxima vez que der um tiro em alguém, posso ser preso.
Düşünsene bir zamanlar beraberdik.
Imagine que já estivemos ligados.
Düşünsene bir! Adamın 11 çocuğu var, derken bir hatun buluyor bu hatundan da ikiz çocuğu oluyor!
Um homem com onze filhos tem uma amante.
Düşünsene, vücudunun bir parçasıyla küçük bir kızın hayatını kurtaracaksın.
Pensa assim : Estaria também a salvar a vida de uma jovem rapariga.
Ben savaşa katılmadım, ama bir düşünsene.
Pensa nisso.
Bir dokunuşuyla neler yapabileceğini düşünsene.
E imaginem o que uma tesourada faria.
Bir düşünsene.
Pensa bem nisso. Seria um milagre.
Bir dakika için düşünsene.
Pensa nisso durante um momento.
Düşünsene bir Çinliyle!
Imagine... com um chinês.
Düşünsene, içimizden biri Almanları tek başına ele geçirse sonra biz ondan ikinci bir Çavuş York ortaya çıkarsak?
Suponha que um de nós capture sozinho todos esses alemães... então promovemos esse cara pra Segundo Sargento?
Düşünsene, başkan olunca medya sana kulak verecek büyük fabrikatörlerle görüşebileceksin ve bir sürü yavru...
Como Presidente, será ouvido pelos media... terá acesso aos barões da indústria, terá as mulheres que quiser.
Düşünsene, sekiz ay sonra yeni bir dönem başlıyor.
Daqui a oito meses começa uma nova temporada.
" Düşünsene bir, yarın
" Só de pensar em amanhã
Eve varınca nasıl bir hayal kırıklığı yaşayacağını düşünsene.
Pensa na desilusão que vai ter quando chegar a casa.
düşünsene 342
bir dakika 5689
bir defa 29
bir dakikaya geliyorum 18
bir dilek tut 57
bir dakika sonra 23
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir daha asla 148
bir dakika bekle 619
bir dakika 5689
bir defa 29
bir dakikaya geliyorum 18
bir dilek tut 57
bir dakika sonra 23
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir daha asla 148
bir dakika bekle 619
bir daha yapma 24
bir dolar 65
bir dakika bekler misiniz 17
bir dakika daha 36
bir dakika sürmez 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakika önce 23
bir dahaki sefere 163
bir de bana sor 80
bir daha olmaz 55
bir dolar 65
bir dakika bekler misiniz 17
bir dakika daha 36
bir dakika sürmez 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakika önce 23
bir dahaki sefere 163
bir de bana sor 80
bir daha olmaz 55