Bir şey var mı translate Portuguese
14,784 parallel translation
Annem, içlerinden istediğin bir şey var mı diye soracakmış.
A Mãe há-de perguntar-te o que queres fazer delas.
Ne söylemem gerek? Belirli bir şey var mı?
O que queres que te diga?
Tamam, bunu yapmazsa bunu yapmaz... Yaptığı bir şey var mı?
Se Arun não faz isso nem aquilo, há algo que ele faça?
Göz kontrolü yaparak bize söyleyebileceğin herhangi bir şey var mı?
Há alguma coisa que possa nos dizer assim à vista?
Peki onlara söylememi istediğin herhangi bir şey var mı?
Há alguma coisa que queira que eu lhes diga?
Otel listesinde dikkatini çeken herhangi bir şey var mıydı?
Encontraste alguma coisa na lista do hotel?
Hakkında bir şey var mı elinizde?
Tens alguma coisa contra ele?
- Buralarda yapabileceğim bir şey var mı?
- Há algo que possa fazer por aqui?
Elimizde bir şey var mı?
Temos alguma ideia?
Yardımcı olabileceğim bir şey var mı dedektif?
Precisa de ajuda, Detective?
Binayla ilgili söyleyebileceğin bir şey var mı Finch?
Tens alguma informação sobre este edifício, Finch?
- Sende bir şey var mı?
E do teu lado, conseguiste alguma coisa?
Daha sert bir şey var mı?
Não tens nada mais forte?
Konuyla ilgili söylemek istediğiniz bir şey var mı dedektif?
Quer partilhar alguma evidência disto, detective?
Burayı senin için özel kılan bir şey var mı?
Há algo de especial neste lugar?
Buna engel olabilecek bir şey var mıydı?
Se alguma coisa podia tê-lo parado.
Söyleyeceğin bir şey var mı?
Gostaria de dizer alguma coisa?
Yapmamı istediğin bir şey var mı?
Quer que faça alguma coisa?
Sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı beyler?
Posso ser útil em mais alguma coisa?
- Girmeden önce bilmem gereken bir şey var mı?
O que preciso de saber antes de entrar?
Kim üzerinden bize ulaşabilecekleri bir şey var mı?
O Kim tinha alguma coisa que os pode levar até nós?
- Görecek başka bir şey var mı?
Mais alguma coisa para se ver?
Isodyne'ın Sıfır Madde ile ilgili çalışmalarından bir şey var mı?
Alguma coisa a respeito da Isodyne trabalhar com Matéria Zero?
Sizin için yapabileceğim bir şey var mı Amir Thompson?
Posso fazer algo por si, Chefe Thompson?
- Bir şey var mı?
Conseguiste alguma coisa?
Orada kıymetli bir şey var mı?
Se há lá alguma coisa de... digamos... valor?
Yemeyeceğin bir şey var mı?
Há alguma coisa que tu não comas?
- Savunmanda diyeceğin bir şey var mı?
Tens alguma coisa a dizer em tua defesa?
Saldırıyı önlemek için bizim yapabileceğimiz bir şey var mı?
Há alguma coisa que possa evitar a retaliação?
- Telefonunda bir şey var mı?
- Sim. Tens alguma música no telemóvel?
Yani şöyle seksi filan bir şey var mı acaba...
Há algum que tenha um cheiro sensual ou...
- Farklı bir şey var mı Bay Seslum?
Algo diferente, Sr. Seslum? Não, não, não.
Ve bir dede için torunlarından değerli bir şey var mıdır?
E o que é mais precioso para um avô que os seus netos?
Yani, sana garip gelen bir şey var mı?
Nada nisto te parece estranho?
Ama eskisi gibi kalan bir şey var mı ki Sör Malcolm?
Mas também, o que é que é, Sir Malcolm?
Buna söyleyeceğin bir şey var mı?
Há alguma coisa que queiras dizer sobre isto?
Bütçede var mı öyle bir şey?
Isso está no orçamento?
Bana bir şey ver, böylece kavga şansım var.
Ensina-me algo para que eu tenha alguma chance.
Olay yerini inceledik ama aklımıza yatmayan bir şey var.
Fomos ao local do crime e há uma coisa que não faz sentido.
Efendim, sormamda bir mahsur var mı bilmiyorum ama her şey yolunda mı? Evet yolunda Bayan Groves.
Senhor, se não se importa que pergunte, está tudo bem?
İçimden gelen bir şey söyleyeceğim biraz çılgınca gelebilir ama uğraştığım bir konu var.
Ouça... Vou dizer algo um pouco impulsivo... Talvez seja uma loucura, mas há algo prestes a acontecer-me.
Bir şey söylemek isteyen var mı?
Mais alguém tem algo a dizer?
Tamam. Kimseye anlatmadığım bir şey var.
Muito bem, tenho uma coisa que não contei a ninguém.
Söylemek istediğin bir şey var mı?
Queres dizer alguma coisa?
Size anlatacağım bir şey var.
Eis uma coisa que vos posso contar.
Başka bir şey söylemeyeceğim Oturup konuşmak istersen, ben varım.
Não vou dizer mais nada... se te quiseres sentar e conversar, devo-te isso.
Direniş mucizevi bir şekilde iz bırakacak bir şey yapmayı başarabilirse insanların üzerimize öfkelerini nasıl kusacağına dair bir fikrin var mı?
Se a Resistência conseguisse miraculosamente fazer algo significativo, faz ideia do tipo de ofensiva que ia cair sobre nós?
- Var mı bir şey?
- Alguma coisa?
Başka bir şey de olabilir ama. Biraz daha zamana ihtiyacım var sanırım.
Pode não ter sido nada, mas pode ter sido algo.
Stajyer ya da onun gibi bir şey olarak sizin ofite çalışma imkanım var mı?
Há alguma maneira para que pudesse trabalhar consigo? Quero dizer, como estagiária ou algo assim?
Size bir şey göstereyim. Sakıncası var mı?
Deixe-me mostrar-lhe algo.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17