Bir şey yapmalısın translate Portuguese
286 parallel translation
"Ona sahip olacaksın, ama önce benim için bir şey yapmalısın"
"Tu podes tê-la, se me fizeres um favor!"
Benim için bir şey yapmalısınız.
Quero que me faça um favor.
General Scott onu kurtarmak için bir şey yapmalısınız.
General Scott, tem de fazer algo para o salvar.
Jeeter, bir şey yapmalısın.
Jeeter, tens de fazer alguma coisa.
- Evet, gördüm. Bir şey yapmalısın.
Scott, deves fazer qualquer coisa por essa rapariga.
Bir yolunu bulmalısın. Bir şey yapmalısın.
Está a tentar encontrar-se a ela própria e nós temos de fazer algo.
Bir şey yapmalısın.
Tens de fazer algo.
Sizi korumak için bir şey yaparsam, siz de karşılığında bir şey yapmalısınız.
Se fizer algo para o proteger, tem de me fazer algo em troca.
Bunlara da bir şey yapmalısın.
E tem de fazer alguma coisa quanto a isto.
Onlar için hemen bir şey yapmalısınız.
Tem que fazer algo por eles imediatamente.
- Bir şey yapmalısın şerif.
- Tem de fazer algo, xerife.
- O gemiye bir şey yapmalısın!
- Faça algo sobre aquela nave!
Bir şey yapmalısın.
Tens de fazer alguma coisa. Eu?
Eğer kalkmak istiyorsan benim için bir şey yapmalısın.
Se te queres levantar tens de me fazer uma coisa.
Benim için bir şey yapmalısın Dillon.
Dillon, tens de me ajudar.
Bir şey yapmalısınız.
Bem, tem de fazer alguma coisa.
Üzgünüm Anjin-san fakat bir şey yapmalısın.
Desculpe, Anjin-san, mas tem de fazer alguma coisa.
Benim için bir şey yapmalısın.
Tenho algo a pedir-te.
Al, bir şey yapmalısın.
Al, tens de fazer alguma coisa.
Benim için bir şey yapmalısın.
Tens de fazer-me um favor.
- Ama benim için bir şey yapmalısın.
- Mas tens de fazer uma coisa por mim.
Bir şey yapmalısınız.
- Façam algo!
Yemek konusunda gerçekten bir şey yapmalısın.
Devia fazer algo em relação... a este rolo de carne, Larry!
Bir şey yapmalısın Harry.
Tens de fazer algo.
Bir şey yapmalısınız.
- Têm de fazer alguma coisa!
Ross şu çiftleşme olayıyla ilgili bir şey yapmalısın.
Tens de resolver o problema dele.
- Bir şey yapmalısın.
Não podemos descansar.
Alacağım ama sende benim için bir şey yapmalısın.
Tens de fazer uma coisa por mim.
Bu istediklerin yapılacak ama önce benim için bir şey yapmalısın.
Vais ter isso tudo, mas primeiro tens de fazer uma coisa.
- Bir şey yapmalısın.
Temos de fazer alguma coisa.
- Tamam. Sadece benim için bir şey yapmalısın.
- Só tens que me fazer uma coisa.
Ne yapmalısın biliyor musun? Kendin için bir şey yapmalısın.
Tu devias era fazer qualquer coisa por ti.
Kadına benziyor olabilirsin, ama o ses için bir şey yapmalısın.
Pode parecer uma mulher, mas tem de fazer alguma coisa quanto a essa voz.
Özel bir şey yapmalısın.
Tem de fazer algo especial.
Bu konuda bir şey yapmalısın.
Temos de fazer alguma coisa em relação a isto.
Benim içim bir şey yapmalısın.
Ouve, tens de me tratar de um assunto.
Ve şimdi sen de benim için bir şey yapmalısın.
Agora, é a tua vez de fazeres algo por mim.
Benim için bir şey yapmalısın.
Deve fazer algo por mi.
Baba müze sana ilham vermediyse belki sen de Christo gibi aşırı bir şey yapmalısın.
Pai, se o museu não te inspirou, se calhar, devias fazer uma coisa mais radical, como o Cristo.
Hayır. Demek istediğim büyük ve cüretkar bir şey yapmalısın.
A questão é que tens de fazer uma coisa ousada e em grande.
Önce benim için bir şey yapmalısın.
Mas tens de fazer uma habilidade primeiro.
Benim için bir şey yapmalısın.
Tens de me fazer um favor, Peter, ouviste?
- Ama önce bir şey yapmalısınız.
- Mas tem de fazer uma coisa.
Sözünü tutacağını ve arkasında duracağını gösteren bir şey yapmalısın.
É melhor fazer alguma coisa, assim ele saberá que você deu a sua palavra.
Bir şey yapmalısın.
Já disse para desligares.
Evet. Bir şey yapıyorsan, onu en iyi şekilde yapmalısın.
Sim, se isso tiver algum valor.
Beni ilgilendirmez ama bir şey yapacaksanız mutlaka yapmalısınız.
Se você vai fazer alguma coisa, faça logo!
Ona, senin ciddi olduğunu göstermelisin. Romantik bir şey yapmalısın.
Que raio se passa com o telecomando?
Babası olarak, bence onunla açık ve dürüst bir konuşma yapmalısın, şey hakkında.
Como pai dele, acho que devias conversar com ele sobre... tu sabes.
Bir şeyler yapmalısın! - Yapabileceğim bir şey yok.
- Tem de fazer alguma coisa!
- Oz'la olayı hızlandırmak istiyorsan belki cüretkâr bir şey yapmalısın.
Se quiseres quebrar a rotina com o Oz, tens de fazer algo ousado.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17