Elbette efendim translate Portuguese
476 parallel translation
- Elbette efendim.
- Sim, senhor.
Artık sizin için çalıştığıma göre, elbette efendim.
Com certeza. Já que estou ao seu serviço, não posso recusar.
- Elbette efendim.
- Claro, senhor.
- Onları sorgulamak istiyorum. Elbette efendim.
- Certamente, senhor.
Elbette efendim, siz gönderebilirsiniz.
Sim, senhor. Pode enviá-la.
- Elbette efendim. İsminiz nedir?
- Como se chama?
İzlenimlerinizi geçip benim için getirdiğiniz mesaja geçebilir miyiz acaba? Elbette efendim.
Se me perdoa, podemos ir direto à mensagem que tem para mim?
Elbette efendim.
Com certeza.
- Elbette efendim.
- Claro.
Elbette efendim.
Claro que sim.
Elbette efendim. İyi günler efendim.
Com certeza, senhor Pendleton.
Elbette efendim.
Claro que sim, senhor.
- Elbette efendim.
- Certo.
- Elbette efendim.
Passe, homem, passe.
Elbette efendim.
Com certeza,
Elbette efendim.
Seria mal agradecida se não gostasse, senhor.
- Elbette efendim.
- Muito bem, senhor.
Elbette efendim.
Claro.
Elbette efendim.
Com certeza, minha senhora.
Peki o zaman onu aradığımı söylersin değil mi kendisine? Elbette efendim. İyi geceler.
Hum, poderia dizer-lhe que eu perguntei por ela?
Elbette, efendim.
Ao seu dispor.
Elbette, efendim.
Pois sim, senhor. Millie.
- Elbette, Bay Cantrell, efendim.
- Sim, senhor, Mr. Cantrell.
- Elbette, efendim. Şu tarafta, efendim.
- Claro, senhor.
Evet efendim. Elbette.
Sim, senhor.
Elbette, efendim.
Sim, senhor.
Şimdi bir ara var. Elbette deneyebilirsiniz efendim.
Pois não, senhor.
Elbette efendim.
Sim, senhor.
Cochise'in sözleri, elbette benim değil efendim.
São palavras de Cochise, claro, senhor, não minnhas.
Elbette efendim.
- Sim, senhor.
Elbette, efendim.
Claro, senhor.
Evet, efendim. Elbette.
Claro, senhor.
Elbette, efendim.
Sim, excelência.
- Elbette, efendim.
- Sim, senhor
Elbette, efendim.
Por que não terminas o café?
- Elbette efendim.
Ficas por aí?
- Elbette, efendim.
- Sim, senhor.
- Hayır, elbette hayır, efendim.
- Não, certamente não, senhor.
- Elbette, efendim.
- Claro, senhor.
Elbette, efendim.
Com certeza, senhor.
Elbette, efendim, risk almayı istiyorsanız.
Com certeza. Se quer correr esse risco.
- Elbette, efendim.
Claro que não.
- Elbette öyle, efendim.
- Claro que se progrediu. - Muito bem.
Oh, elbette, efendim. içeride mi, dışarıda mı?
- Aqui dentro ou aí fora?
Elbette, efendim.
Claro, meu Capitão.
- Elbette, efendim.
Com certeza, com certeza.
- Sonuç olarak, Onları eğittik, eğitmedik mi? - Elbette, efendim.
- Afinal, nós os treinámos.
Artık yatağa gitsen iyi olacak. - Elbette, efendim.
Perfeitamente, senhor.
- Elbette, efendim.
- Certamente, senhor.
- Elbette koyabilirsiniz efendim.
- Ah, sim, claro que vais.
Elbette hazır, efendim.
Oh, sim, de facto, senhora.
efendim 34795
efendimiz 532
elbette 13408
elbet 35
elbette var 142
elbette ki 133
elbette benim 21
elbette istiyorum 43
elbette seviyorum 29
elbette iyiyim 21
efendimiz 532
elbette 13408
elbet 35
elbette var 142
elbette ki 133
elbette benim 21
elbette istiyorum 43
elbette seviyorum 29
elbette iyiyim 21
elbette yok 101
elbette öylesin 20
elbette isterim 24
elbette canım 17
elbette biliyorum 55
elbette biliyorsun 19
elbette doktor 21
elbette değilim 21
elbette eminim 36
elbette hayır 359
elbette öylesin 20
elbette isterim 24
elbette canım 17
elbette biliyorum 55
elbette biliyorsun 19
elbette doktor 21
elbette değilim 21
elbette eminim 36
elbette hayır 359