Eğer öyle olsaydı translate Portuguese
225 parallel translation
Eğer öyle olsaydı, evet savunurdum.
Se visse, defenderia, claro.
Eğer öyle olsaydı Will Danaher, güzel evinde taş üstünde taş kalmazdı.
Se fosse isso, Will Danaher, nem uma só pedra da sua linda casa ficaria em pé.
Eğer öyle olsaydım, sana bir şeyler öğretirdim.
Se fosse, ensinava-te uma coisa.
Eğer öyle olsaydı, silaha ihtiyaç duymazdınız.
Se isso resultasse, não precisaria dessa espingarda.
Çünkü eğer öyle olsaydı, hiç mutlu olmamış olacaktık.
Porque, nesse caso, não haveria felicidade.
Eğer öyle olsaydı, bana ihtiyacınız kalmazdı.
- Então não seria mais útil.
Eğer öyle olsaydım, buraya gelmezdim, değil mi?
Se não me sentisse, não teria vindo aqui, pois não?
Eğer öyle olsaydı beni bir yerlere getirir miydi?
Se fosse verdade, onde me levava isso?
Eğer öyle olsaydım, söylenenden daha dahi olurdum.
Se estava, sou mais génio do que aquilo que dizem.
Eğer öyle olsaydı,
Peggy!
Hadi ama. Eğer öyle olsaydı kimsenin ilişkisi olmazdı.
Se fosse assim, ninguém teria uma relação.
Eğer öyle olsaydım, geçici hükümetle beraber çalışmazdım.
É melhor perguntares aos teus superiores da Federação.
Eğer öyle olsaydı, herkes bunu yapardı.
Se fosse, todos a fariam.
Eğer öyle olsaydı, James?
- E se era ele, James?
- Çünkü eğer öyle olsaydım, çoktan ölmüş olurdun.
Porque se fosse, ele já estaria morto.
- Peki ya eğer öyle olsaydım?
E o que se o fizer?
Eğer öyle olsaydı, dürüstçe bu kadar önemseyeceğimi düşünebilir miydin?
Se fosse, achas honestamente que me ia importar assim tanto?
Eğer öyle olsaydı, bana şaşı bakan herkesi öldürürdüm!
Se assim fosse, eu matava todos os que me olhassem de lado!
Çünkü eğer öyle olsaydım, çoktan ölmüş olurdun.
Porque se eu o tivesse feito, já estarias morto.
Eğer öyle olsaydı, beklerdin.
Se tivesse, esperarias.
Belki kanla değil, ama eğer öyle olsaydı seni daha fazla sevemezdi.
Talvez não de sangue, mas não te podia amar mais mesmo que fosse.
"Ooh, Umarım birisinin kafası kopup düşmemiştir. Eğer öyle olsaydı..."
"Espero que não esteja uma cabeça na estrada."
Eğer öyle olsaydı, sen çoktan gebermiş olurdun.
Se ele o tivesse feito, já estavas morto.
Öğretmenim Allahın körleri daha çok sevdiğini söyledi, çünkü onlar göremiyormuş... Bende eğer öyle olsaydı, Bizi kör yapmazdı dedim... Çünkü böyleyken onu göremeyiz dedim.
O professor diz que Deus ama mais aos cegos porque não podem ver... mas eu disse-lhe que se assim fora, não nos teria feito cegos... porque assim não podemos vê-lo.
Eğer öyle olsaydı yaşayamazdım.
Se isso acontecesse, acho que não conseguiria viver mais.
Hayır canım. Eğer öyle olsaydı onu bırakıp gelmezdim.
- Se assim fosse, não o deixava.
Eğer ki öyle bir kadın gerçekten var olsaydı, sence 500 dolarlık bir bilekliğe tav olur muydu?
E se houvesse uma tal mulher, pensas ela ia querer somente uma pulseira de 500 dólares?
Eğer o, öyle yapmamış olsaydı şimdi biz burada ölmüş olacaktık.
Se não fosse isso, agora estavamos mortos.
Eğer yarım aklı olsaydı, öyle söylediğine inanırdım.
Acredito que ele diria isso também se ele pensasse.
Eğer ben olsaydım öyle bir kız kimi sorsa tanırdım.
Dir-lhe-ia, " Mademoiselle,
Eğer öyle biri olsaydı, bunu bilirdik.
Se existisse, nós o saberíamos.
Ama öyle bir ada olsaydı eğer balina mezarlığı gerçekten var olsaydı...
Mas se existisse essa tal ilha, se o cemitério de baleias existir de facto....
Öyle olsaydı bizi uyarmazdı. Eğer bu onların final vuruşuysa daha iyi bir zaman seçemezlerdi.
Se assim fosse, não nos avisaria, e se realmente planeiam atacar esta noite, o "timing" seria perfeito.
Eğer öyle birşey olsaydı gerçekten var olurdu efendim.
Se tivessem de facto, existido.
- Tanrım! Ona neler oldu öyle? - Eğer bitirmeye zamanı olsaydı o şey, Bennings gibi görünüp, onun gibi konuşup ve onun gibi davranacaktı!
- Se tivesse tido tempo de acabar,... seria igual ao Bennings!
Eğer lanet bölümü biliyor olsaydı, çalardı, öyle değil mi?
Se o soubesse tê-la-ia tocado, não é? - Que estás a fazer?
Eğer cinayet anakarada işlenmiş olsaydı, otopsi isterdiniz, öyle değil mi doktor?
Se o homicidio fosse no continente seria de esperar uma autopsia, não era?
Eğer öyle belgeler olsaydı kabul ettiğimi sanma ama yırtılıp atılırdı.
Se esses documentos existissem, e não admito que existam, teriam sido rasgados.
Bana öyle geliyor ki, eğer evimde intihar edecek olsaydı... bir not bırakıp önce biraz temizleme nezaketinde bulunurdu.
Se ele ia suicidar-se em minha casa, ele teria a decência de deixar um bilhete ou de arrumar a casa.
Elbette, eğer o zaman bir kapı olsaydı bu bazı şeyleri değiştirirdi, öyle değil mi?
Claro, se tivessem um portão, isso teria... mudado as coisas, não?
Güven bana, Eğer önemli biri olsaydı bayanlara öyle vurmazdı değilmi.
Confia em mim, se fosse importante, não estaria a bater em mulheres?
Tanrı aşkına, eğer oğlum öyle bir şeye bulaşmış olsaydı...
Deus me livre que o meu filho se metesse em coisas dessas.
Eğer öyle yapmış olsaydım, kendiminkini mahvetmiştim.
Se eu tivesse grana, ia gastar tudo.
Eğer Ee'Char'ı bir hayvan öldürmüş olsaydı tereddüt yaşamaz, asla gözyaşı dökmezdi. Sen öyle biri değilsin.
Um animal teria matado o Ee'Char e nunca mais pensaria nisso, não verteria uma lágrima, mas você não.
Çünkü eğer öyle bir makam olsaydı, Amerika'nın kraliçesi dahi olabilirdi.
Ela seria a Rainha da América se eles tivessem uma.
Eğer öyle hissetmiş olsaydı, büyük mermer şamandıralarını herkese sergileyecek şekilde giyinmezdi.
Se ela se sentia assim, não deveria vestir-se daquela maneira, a pavonear as suas grandes bóias, na cara de toda a gente.
Eğer bir sersem olsaydın, öyle bir kızla nasıl yemek yerdin.
Se fosses um falhado, teriam arranjado um doador compatível tão depressa? Não o creio.
Öyle olacaktı, eğer hala orada olsaydı.
Estaríamos, General, se ainda estivesse lá.
Eğer öyle güçlerin olsaydı şimdiye kadar nasıl bir kemancı olacağını bir düşünsene.
Percebes? imagina o que não serias como violinista!
Eğer öyle bir şey olsaydı şu an dehşet içinde olurdum.
Se fosse, estaria aterrorizado.
Eğer sadece öyle olsaydı onu bırakmazdı.
- Se ela o deixasse em paz...
eğer öyleyse 172
eğer öyle diyorsan 21
öyle olsaydı 43
olsaydı 40
eğer istersen 206
eğer sen 63
eğer beni seviyorsan 30
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer öyle diyorsan 21
öyle olsaydı 43
olsaydı 40
eğer istersen 206
eğer sen 63
eğer beni seviyorsan 30
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
eğer o 55
eğer izin verirsen 26
eğer yanılmıyorsam 39
eğer sakıncası yoksa 54
eğer ben 51
eğer varsa 60
eğer ölürsem 16
eğer olursa 24
eğer mümkünse 45
eğer o 55
eğer izin verirsen 26
eğer yanılmıyorsam 39
eğer sakıncası yoksa 54
eğer ben 51
eğer varsa 60
eğer ölürsem 16
eğer olursa 24
eğer mümkünse 45