English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ G ] / Güvenli bir yerde

Güvenli bir yerde translate Portuguese

464 parallel translation
Diğerleri güvenli bir yerde, inan bana.
As outras estão seguras, garanto-lhe.
En iyisi sürünü toplayıp, güvenli bir yerde tutman olacaktır.
É melhor juntar o resto da manada e montar guarda.
O parayı senin için güvenli bir yerde muhafaza ediyorum, Patrick. Aklın başına gelip işe geri döndüğünde paralar senin olacak.
Estou guardando para si num lugar seguro, Patrick, devolverei quando voltar a trabalhar para mim.
- Güvenli bir yerde.
– Num lugar seguro.
Burada değil, ama güvenli bir yerde.
Não está aqui, mas num lugar seguro.
Biliyor musun, altınını güvenli bir yerde saklayacağız.
Sabes, vamos pôr o teu ouro num lugar seguro.
- Bir çantanın içinde, güvenli bir yerde.
Dentro de uma mala, num lugar seguro.
Ülkede toplu cinayetler işleniyormuş ve halkın güvenli bir yerde saklanması isteniyor.
Disseram que há assassínios em toda a parte e que as pessoas devem abrigar-se.
Güvenli bir yerde.
Em lugar seguro.
Cesedi bir yerlerde sakladığınızı düşünmüştüm. Ama asıl aradığınız güvenli bir yerde saklamaktı.
Eu calculei que tinha o corpo algures mas o que realmente queria era um esconderijo infalível.
Çok güvenli bir yerde duruyor.
Está num lugar seguro.
Fazlasıyla güvenli bir yerde.
Estão perfeitamente seguras.
- Güvenli bir yerde.
Onde está o dinheiro? Está em segurança.
Tamamen güvenli bir yerde ve her şey bana bağlı.
Está num lugar seguro, e tudo depende de mim.
Sandık güvenli bir yerde.
A Arca está algures e a salvo. De quem?
Diğer insanlar gibi huzurlu ve güvenli bir yerde yaşama hayali.
O sonho de que possamos ter a mesma'Paz'e segurança que as outras pessoas têm.
Kopyasını otelde güvenli bir yerde mi saklıyorsunuz?
Terá a cópia no cofre do hotel?
- Güvenli bir yerde.
- Em segurança.
Güvenli bir yerde.
Seguro.
- Neredeler? - Güvenli bir yerde.
- Onde é que eles estão?
Güvenli bir yerde.
- Em lugar seguro.
Al. Bunu güvenli bir yerde sakla.
Pega, guarda isto num local seguro.
Güvenli bir yerde olduğun için, memnun olmalısın. Millet savaşırken bir de bize bak.
Alegra-te por estares num lugar seguro.
Dağlarda, güvenli bir yerde.
De qualquer forma, está em segurança nas montanhas.
Hamile kaldığımda kocamla birlikte Elizabeth'i güvenli bir yerde büyütmek için şehir dışına taşınmaya karar verdik.
Quando fiquei grávida, decidimos levar Elizabeth para fora da cidade, onde é mais seguro.
Sizi güvenli bir yerde saklayacağız...
Vamos esconder-vos em sítio seguro...
- Diğer belgeler nerede? - Güvenli bir yerde.
- Onde estão os outros documentos?
Galileo, durum çözülene kadar güvenli bir yerde bekleyin.
Sugere-se que procurem abrigo até a situação estar segura.
- Güvenli bir yerde.
- Está a salvo.
Kızı güvenli bir yerde saklıyorum.
Pu-la num lugar seguro.
... elektro-çırpınma terapisi güvenli bir yerde bakım.
Dedicação, terapia electroconvulsiva, ou sob vigilância num instituto adequado.
- Hayır, yapamayız, bu bizim yasal görevimiz, sizin ve çocuklarınızın güvenli bir yerde kalmasını sağlamalıyız.
O nosso dever legal é proporcionar um alojamento seguro para si e os seus filhos.
Güvenli bir yerde, değil mi?
Está num local seguro, não está?
Bir sonraki hareketimizi planlarken daha güvenli bir yerde olalım... diye dedim.
Só achei que a runabout era um bom sítio para planearmos o que fazer.
Güvenli bir yerde buluşmalıydık!
Devíamos encontrar-nos num lugar seguro!
Güvenli bir yerde, bir sürü insanın olduğu.
Onde será seguro, com muita gente.
Güvenli bir yerde.
Está num lugar seguro.
Sonuncusunu güvenli bir yerde saklasanız iyi olur.
Guarde bem essa no cofre.
Burada değil, güvenli bir yerde olmak istiyorum.
Não quero estar aqui. Quero estar num sítio seguro.
Güvenli bir yerde doğmalı.
Quero que nasça a salvo.
Mona'nın ameliyat raporu İsveç bankalarının kiralık kasaları kadar güvenli bir yerde.
No Relatório Steeleman os dados sobre a operação da Mona estão tão seguros como no cofre - - forte de um banco sueco.
Kopyalarını dışarıdaki gazetecilere dağıttım aslı da güvenli bir yerde. Af belgesi nerede?
Onde está o certificado de amnistia?
Yüce Tanrı'nın huzurunda bu mahkemede görev yapan jüri üyelerinin duruşma saatine kadar güvenli ve uygun bir yerde tutulacağına yemin ederim.
Juro Por Deus Todo Poderoso que manterei o júri num lugar privado e conveniente, com as acomodações que o tribunal indicar.
Bizi hiç kimsenin duymadığı bir yerde bir şeyler söylemek isterdim. Burası en güvenli yer.
- Quero dizer algo com privacidade.
Önemli olan şey annenin güvenli ve emin bir yerde olması.
O principal é que sua mãe está em lugar seguro.
Yani panayır gibi bir yerde güvenli bir hayat sürmek yerine mi?
Pois, em vez de levar uma vida segura num parque de diversões?
Ateş! İngiltere'de bir yerde düşünmek için güvenli bir sığınak olması lazım
Fogo! Deve haver algum sítio em Inglaterra que possa servir de santuário o tempo suficiente para se pensar.
Güvenli bir yerde.
- Num lugar seguro.
Bize acıyıp güvenli ve huzurlu bir yerde yatmamızı sağla. İsa'nın da bize huzur vermesini sağla.
Na Tua grande misericórdia atribui-nos o santo descanso e por fim a paz, por Jesus Cristo Nosso Senhor,
Güvenli bir yerde.
Dei-te o que querias.
Dünyadan uzak bir diyarda, karlarla örtülü yüksek dağların ardında... güvenli bir şekilde saklı kalmış, geceleri gördüğün rüyalardaki... tuhaf güzellikleri barındıran gizli bir yer hayal edebiliyorsan eğer... nasıl bir yerde olduğumu anlarsın.
Se puderes imaginar um lugar escondido, abrigado do resto do mundo, ocultado por paredes de gelo, montanhas cobertas de neve, um lugar repleto das estranhas belezas que invadem os teus sonhos nocturnos, então sabes onde me encontro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]