English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ H ] / Hatırlamalısın

Hatırlamalısın translate Portuguese

192 parallel translation
Hatırlamalısın.
Você deve lembrar.
Evlendiğinde bunu hatırlamalısın.
Quando um homem de sorte ganhar sua mão em casamento, lembre-se de ter filhas.
Ve bunu hatırlamalısın, hayatım.
Lembre-se disso também, querida.
Sen de hatırlamalısın. 1934'te Moonglow'ı çektikten hemen sonra.
Depois de "Moonglow".
Hatırlamalısın.
Tem de se lembrar.
Hatırlamalısınız.
Deve recordá-lo!
Beni hatırlamalısın!
De certeza que te lembras de mim!
Onu hatırlamalısınız... çok da çekici dişleri olmayan iri bir adam.
É muito alto, com uma dentadura muito pouco atrativa.
Uyum sağlamak için gereken anahtarın zaman olduğunu hatırlamalısınız.
A chave para se dar essa adaptação é o tempo.
Ne yapman gerektiğini unutmalı ve bu gecenin yalnız zevkin için olduğunu hatırlamalısın.
Tem de esquecer o que tem a fazer e lembrar-se de que esta noite existe somente para o seu prazer.
Bunun sadece geçici bir durum olduğunu hatırlamalısın.
O que você deve se lembrar é, isto é apenas uma situação temporária.
Onu hatırlamalısınız.
Você deve lembrar-se dele.
- Hatırlamalısın.
- Precisa lembrar-se.
- Hatırlamalısın.
- Deves lembrar-te. - Sim.
Sen hatırlamalısın, ben pek iyi düşünemiyordum.
Tem de se lembrar que eu não pensava direito.
Ve hatırlamalısın.
Tens de te obrigar a lembrar.
Hatırlamalısın Kitty düşün.
- Então, lembra-se.
Hatırlamalısınız.
"Velhas Raposas".
Bir kere oldu, hatırlamalısın... "Patel."
Se tivesses um, sabias... "Patel".
- Evet, evet, hatırlamalısın çünkü ben, seni çok iyi hatırlıyorum.
- Devia, devia... Olhe que eu lembro-me bem de si.
Hatırlamalısın.
Tens de recordar-te.
Ting En'in hala buranın tek... ustası olduğunu hatırlamalısın
Tens noção que o Ting En é ainda o único mestre nesta escola?
Kanatlarını, düşmanlarından daha yüksekte uçmak için kullanırdı hatırlamalısınız ki, bu Tebeşir dönemindeydi.
Depois, usou essa membrana para voar alto acima dos seus predadores... que temos que nos lembrar, aconteceu no período Cretáceo.
Bazen sahip olduklarını hatırlamalısın.
Às vezes, temos de lembrar o que ainda possuímos.
Ting En'in hala buranın tek... ustası olduğunu hatırlamalısın
tens noção que o Ting En é ainda o único mestre neste escola?
Gördün mü Michael, hatırlamalısın... gözlerin her zaman topta olsun.
Vês, Michael, tens de te lembrar. Olha sempre para a bola.
Evet, sana inanıyorum, ama doktorun içmen hakkında ne söylediğini hatırlamalısın.
Sim, acredito, mas lembra-te do que o médico disse sobre beber.
Arabayı senin üzerine doğru sürdüğünü hatırlamalısın sokaktaydın sana çarpacağını düşündüğün için korkmuştun sen de herifi vurdun nefsi müdafaa için, Joe, doğru mu?
Você tem que se lembrar Você disse que ele estava diregindo na sua direção e você estava na estrada e tinha medo que ele te batesse então você o matou para se proteger, Joe, certo?
Bunu hatırlamalısın.
Tens de te lembrar disso.
Haydi hatırlamalısın. Bir fikrin olmalı.
Tem de se lembrar, de ter alguma ideia.
Bizim bir aile olduğumuz zamanları hatırlamalısın.
Deves-te lembrar de quando éramos uma família.
- Hatırlamalısın. Her şeyi hatırlaman gerek.
- Você deve... você deve lembrar de tudo.
Sen insanları avlamak istiyorsun, seyahatte olduğumuzu hatırlamalısın
Querem caçar humanos! Deviam saber que andamos em grupos.
Hatırlamalısın ; beni ve ailemi kurtardı. Tüm olanlar...
Lembra-te de que ele salvou a minha vida e a da minha família.
Birşeyi hatırlamalısın, Bay Roth.
Lembre-se de uma coisa, Sr. Roth.
Kiminle konuştuğunu hatırlamalısın.
Tens de te lembrar com quem estás a falar.
Ve sen de hatırlamalısın, Sevgili Tex
E tu deves recordar também, meu caro Tex.
Sayılarınızı hatırlamalısınız.
Têm de lembrar-se da contagem.
Hatırlamalısın!
Têm de se lembrar.
yukarı ve aşağı.. deneyebilirve onu yıkabilirsiniz, ama önce, hatırlamalısınız bir şeyi!
E podem tentar derrubá-la, mas antes lembrem-se de uma coisa :
Şimdi bunu hatırlamalısın.
Tens de aceder a isso agora.
- Bunu hatırlamalısın.
- Tens de te lembrar disso.
Hatırlamalısın.
Tu devias.
McKee'ye göre bir kural "Bu şekilde yapmalısın" der. Bir prensip ise "Böyle işe yarar ve her zaman bunu hatırlamalısın"
Diz o McKee que uma regra manda fazer uma coisa da maneira "x", enquanto que princípios funcionam desde os primórdios do tempo.
Ona haplarını vermeyi hatırlamalısın.
Tens que te lembrar de lhe dar os comprimidos.
En azından donanmayı hatırlamalısın.
Tens de saber.
Bence keyif aldığınız şeyleri hatırlamalı ve onları tekrar yapmaya başlamalısınız.
Deveria recordar as coisas divertidas que faziam e as praticar de novo.
Bunlar gibi sapmaları hatırlamalısın.
Não gozo contigo.
Hatırlamalısın- - Burası Jupiter istasyonu, yaratıldığın ve veri tabanının yazıldığı yer.
Então... o que vamos fazer agora?
- Belki bunu sen de hatırlamalısın.
Talvez devesses ter-te lembrado disso.
Politika, sosyal sınıfın sorunları ve tüm saçmalıkların yerine, birisi insanlara güzelliğin ne olduğu hatırlamalı.
Em vez de assuntos de política e classes sociais, e essa porcaria toda, alguém devia relembrar às pessoas, o que é a beleza.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]