Her şeye translate Portuguese
7,192 parallel translation
Her şeye sahip olabiliriz.
Podemos ter tudo.
Sevmedikleri her şeye pornografi dedikleri zamanları hatırlarım.
Lembro-me de quando rotulavam de pornografia tudo aquilo que não aprovavam.
Eğer haklıysam, gizli odadaki her şeye Charles çok değer veriyor. İçeri girebilirsek, çıkış için pazarlık fırsatı yaratabiliriz.
Se eu estiver certa, as coisas que mais importam ao Charles estão naquele cofre e se conseguirmos entrar nele, podemos usar o que está lá para negociar a nossa libertação.
- Her şeye inanırsın sen.
Tu acreditas em tudo.
Bu kadınlar gördüğü her şeye inanacak kadar umutsuzlar.
Estas mulheres estão desesperadas por algo em que acreditarem.
Her şeye burnunu sokan istihabaratın rahat etsin, dönem raporum üstünde çalışıyorum.
Para tua informação, estou a trabalhar no meu ensaio de conversão.
Ve her şeye karşın,... Bayan Stangard kürtaj için bir kliniğe gitti.
Enfim, o facto é que ela foi a uma clínica de abortos.
Öyle her şeye bağlanmam ben.
Não gosto de preocupar-me com essas coisas.
Bunu yanlış anlama ama her şeye çabuk atlıyorsun.
Não me interpretes mal, mas és muito rápida a aventurar-te.
Gelecekte güven her şeye destek vazifesi görecektir.
A confiança no futuro suportará tudo o que se seguir.
Her şeye hazır ol.
Vem preparado para tudo.
- Her şeye yetmez ama biraz ışık olur.
Não é potente, mas vai ajudar-nos.
Kendimi en iyisi olduğuna inandırdım ama dokunduğun her şeye kan bulaşıyor.
Convenci-me de que era melhor assim, mas... tudo no que tocas acaba em sangue.
- Dokunduğun her şeye kan bulaşıyor.
Tudo no que tocas acaba em sangue.
Haftalarca süren dekorasyon, yemek pişirme ve temizliğin ardından belki ben de senin çok çaba sarf ettiğin her şeye bir kulp takıp şirretlik yaparım.
E depois de ter passado semanas a decorar, a cozinhar e a limpar, chegava eu e começava a pôr defeitos em tudo o que fez.
Satacağımız her şeye etiket yapıştırdım.
Coloquei etiquetas em tudo o que vamos vender.
Kutsal bildiğimiz her şeye bir tehdit oluşturuyor.
Ele é uma ameaça a tudo que nos é sagrado.
- Söylediğim her şeye inandın mı?
- Acreditaste em tudo o que disse?
Atlantis'in bahsi geçen her şeye dijital olarak çapraz eşleme yapıyorum.
Cruzo digitalmente todas as referências à Atlântida.
Kadına ait olan her şeye bakın!
Vejam tudo aquilo que é dela!
- Söylediğin her şeye inandım.
- Acreditei em tudo o que disse.
Her şeye ulaşabilen bir kızımdır.
Sou uma miúda com acesso a tudo.
Her şeye rağmen eski dostuz.
Afinal, somos velhos amigos agora.
- Neredeyse söylediğin her şeye.
Praticamente tudo o que acabaste de dizer.
Her şeye mi hayır?
Não a tudo?
Hata yapmazsan, her şeye sahip olabilirsin.
Se continuar honesto, o céu é o limite.
Gördükleri her şeye onun adını vermeye başladılar.
Começam a dar o nome dele a tudo.
Babam, her şeye sahip bir adam, en büyük hayalini gerçekleştirmeye fırsat bulamadan öldü.
O meu pai, um homem que tinha tudo, morreu sem conseguir concretizar o seu maior sonho.
Gizli bir askeri servis hakkında. Duyduğunuz her şeye inanmıyorum.
Gilbert Grayson Shepard, mas podes chamar-me Coronel.
- Kan görülen her şeye para verir insanlar.
As pessoas pagam para ver qualquer coisa sangrar.
Dr. Cotton'ın her şeye tıbbi bir çözüm üreten hevesini paylaşmıyorum.
Não partilho do entusiasmo do falecido Dr. Cotton com as soluções cirúrgicas para tudo.
Dün saat 15.00'dan sonraki her şeye baktık.
- Verificamos tudo depois das 3 : 00.
Her şeye rağmen siz arkadaştınız.
Eram amigos, apesar de tudo.
Bak, Gladner konusunda benim için yaptığın her şeye minnettarım ama belki Cutler haklıdır.
Oiça, agradeço-lhe tudo o que fez por mim no caso Gladner, mas talvez o Cutler tenha razão, não acha?
Siz her şeye böyle laubalice mi yaklaşırsınız?
Porque tens sempre de ser tão compreensiva com tudo?
Düşündüm de her şeye rağmen Angelo sağlam başkanlık yapmış.
Se pensarmos bem, o Angelo tem sido um bom Mayor.
Birden o gelip her şeye karışmaya başlıyor.
E depois ele entra, começa a pôr tudo ao jeito dele.
Hayır, her şeye hazırlıklı olmalıyım.
Tenho de estar preparado.
- Ben her şeye dikkat ederim.
Eu presto muita atenção.
Her şeye sahip olabilirdik.
Podíamos ter tido tudo.
Bekl.e Sen kazandın Dahlia. İstediğin her şeye sahipsin.
Tens tudo o que sempre quiseste, incluindo o primogénito de uma nova geração.
Yaptığı her şeye rağmen insanları önemsiyor.
Mesmo depois de tudo o que ele fez, ele importa-se com as pessoas.
Birlikte büyüdüğü her şeye rağmen öyle.
Apesar do ambiente em que cresceu.
Ve her şeye rağmen hâlâ seviyorum.
Apesar de tudo, ainda o amo.
Tanrının lütfu seni bulacak ve seni olmadığın her şeye dönüştürecek :
A graça do Senhor encontrar-te-á e transformar-te-á em tudo o que não és :
Matt'i o şekilde öldüren her kimse, bize göre... Yani şu an en iyi teorimiz, Hoffman ve Fensky'nin bir şeye bulaşmış olabileceği. Pis bir işe bulaştılar ve Matt de o yüzden öldü.
E com o suspeito da morte do Matt por aí à solta, pensámos, bem, é a nossa teoria, que o Hoffman e o Fensky estavam envolvidos em algo, em negócios maus e que talvez isso tenha sido a causa da morte do Matt.
İki yıl sonra her şeye yeniden başlayabilirsiniz.
Daqui a dois anos, pode começar de novo.
- Yara izi olması gereken her şeye karşı isyankarlığı temsil ediyor. - Neden böyle konuşuyorsun?
Porque diz isso?
Her şeye rağmen ben Mikael'ın oğlu değil miyim?
Depois de todo este tempo, não sou filho do Mikael?
Yüzümü güldürdü. İstediğin her şeye sahip olmuştun.
Tudo o que sempre quiseste, e conseguiste-o.
Size ve dokunduğu her şeye.
Não fales como se fossemos família.
her şeye rağmen 118
şeye 35
şeye benziyor 18
her şey yolunda 1390
her şey yolunda mı 840
her şeyin bir zamanı var 23
her şey bitti 278
her şey için teşekkürler 136
her şey iyi olacak 102
her şey için teşekkür ederim 55
şeye 35
şeye benziyor 18
her şey yolunda 1390
her şey yolunda mı 840
her şeyin bir zamanı var 23
her şey bitti 278
her şey için teşekkürler 136
her şey iyi olacak 102
her şey için teşekkür ederim 55
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şey 525
her şey olabilir 82
her şey yoluna girecek 538
her şeyi mahvettin 39
her şey tamam 134
her şey için 64
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şey 525
her şey olabilir 82
her şey yoluna girecek 538
her şeyi mahvettin 39
her şey tamam 134
her şey için 64