Iğrenç bir şey translate Portuguese
784 parallel translation
Böyle lezzetli bir yemeği iğrenç bir şey için bırakmak ne yazık...
É uma pena ter de deixar um jantar delicioso desta maneira por algo tão sórdido como...
- Ne iğrenç bir şey, değil mi?
- Não são nojentas?
Çok iğrenç bir şey.
Que coisa nojenta. Horrenda.
Yine de iğrenç bir şey. Ama susmalıydın.
É verdade que é odioso.
Beni en çok üzen şey gelinlik giymiş bir genç kızın bana bakıp iğrenç bir şeymişim gibi davranmasıdır.
Se há algo que me deixe com a alma gelada é que uma jovem vestida de noivaa me olhe e me encontre repulsivo.
Konuşmadan iğrenç bir şey pişirmeyeceğimize karar vermiştik.
Bom, acordámos que não íamos cozinhar nada revoltante a não ser que fosse discutido.
Çok iğrenç bir şey.
- Adeus! Que chatice.
Daha iğrenç bir şey olamaz.
Não há nada que me desagrade mais.
Sanırım buna iyi diyemezsin, iğrenç bir şey!
Não é nada leve, é um horror!
- Bu iğrenç bir şey!
- Que horror!
- Bu iğrenç bir şey.
- Bem, isto cheira mal.
Hayatımda bu kadar iğrenç bir şey daha görmedim.
Nunca vi alguém tão nojento na minha vida.
Vay canına, bu iğrenç bir şey.
Bolas, isso é doentio.
Ördeklerle karıştırılmak iğrenç bir şey.
Que nojo! Sermos confundidos com patos.
Bu iğrenç bir şey.
É o fim do mundo.
Bu iğrenç bir şey.
Que nojo.
Bu iğrenç bir şey, çok merhametsiz!
É revoltante, brutal!
Ve bu iğrenç bir şey. Kapıda yanımdan geçerken boynundaki parfümün kokusunu aldım.
Antes, quando ela se encostou a mim ao passar pela porta, e cheirei aquele perfume na nuca dela...
Gerçekten iğrenç bir şey.
É muito desagradável.
Ve haklı olduğunu düşünen bir erkekten daha iğrenç bir şey varsa, o da Al'dır.
O teu patrão é um grande homem, Al. Um milionário.
Bu iğrenç bir şey. Suzie, bu sadece uzun bacaklı örümcek.
Suzie, é só um pernilongo.
Yüce İsa, daha öncede akşamdan kalmışlığım var ama bu iğrenç bir şey.
Santo Deus! Já tive ressacas, mas esta é terrível.
Çok iğrenç bir şey, ama kalın bağırsaklarımı ekranda gördüm.
É um nojo, mas consegui ver o cólon no écran.
Bu iğrenç bir şey.
Isso é nojento.
- Puro iğrenç bir şey.
- Charuto é um nojo.
İğrenç bir şey.
É horrível.
- İğrenç bir şey, değil mi?
- Não são nojentas?
İğrenç bir şey.
Coisa doentia.
Her zaman o iğrenç mizah anlayışını bir şey yaparak göstermek zorundasın.
Tinhas de dar satisfação ao teu sentido de humor perverso.
İğrenç bir şey.
É repugnante!
İğrenç bir şey.
Ordinário!
O kapıdan içeri girerken düşündüğün şey, seni erkeklerin evlendikleri gece yaptıkları gibi iğrenç bir biçimde mıncıklamamdı. öyle değil mi?
Pensaste, Willa Harper, que assim que entrasses por aquela porta eu te começaria a pôr as patas em cima daquela maneira abominável que é suposto os homens fazerem na noite de núpcias.
Bana bir bakışı var ki... sanki dünyadaki en iğrenç şey benmişim gibi.
Ele olha para mim... como se eu fosse a coisa mais feia do mundo.
İğrenç bir şey bu!
Isso é repugnante!
Bunda iğrenç olan bir şey yok.
Não há nada de repugnante nisso.
Şu, cehalet ve korkudan doğan, ilahi hayalet iğrenç bir klişeden başka bir şey değil. Bir saniyemizi bile harcamaya değmez.
Esse fantasma deificado, nascido da ignorância e do medo, é de uma superficialidade revoltante, que não merece de nós nem um instante de fé nem um minuto de reflexão.
- Ağzında bir şey var. - Çok iğrenç.
Eh, ficou na tua boca!
Ama biliyorum ki söyleyeceğim hiçbir şey, bu lokantada size pis, iğrenç, kokuşmuş bir çatal verdiğimiz gerçeğini değiştiremez.
Mas não há nada que eu possa dizer que altere o facto de neste restaurante... lhe ter sido dado um talher sujo, nojento, mal cheiroso.
İğrenç bir şey.
É simplesmente repugnante.
Bu iğrenç bir şey.
Mas quando ele ficar bêbedo... - Mas isso ê repugnante.
İğrenç küfürler yediğinizi düşünüyorsanız..... daha hiç bir şey duymadınız..... şapşal İngiliz Şövalliyeleri!
Se julgam que estes insultos foram arrasadores... é porque ainda não ouviram nada... seus "cavalaleiros" malcheirosos!
Az önce düşündüğüm bir şey kadar iğrenç değil efendim.
Não é tão horrenda como algo em que pensei agora.
Frank, bir şey söyleyeyim mi, bu iğrenç şeyi bir Yahudi bile yiyemez!
Digo-vos a verdade. Nem um judeu come esta merda.
Çok iğrenç, parazit gibi bir şey, değil mi?
Isso é algo de parasitas nojentos, não é?
Yıllar boyunca o çekilmez iğrenç şey planlarıma engel oldu. Kafam bir dakika bile rahat etmedi.
Durante anos, aquele insuportável idiota interferiu nos meus planos e eu não tive um momento de paz.
İğrenç bir şey.
É nojento.
İğrenç bir şey!
Que nojo!
İğrenç bir şey.
É desagradável.
İğrenç bir şey bu oğlum!
Isso é uma treta, meu!
- İğrenç bir şey.
- Isso é nojento.
Bu iğrenç bir şey.
Isto é nojento.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey oldu 106
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey oldu 106
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yedin mi 17