Lanet şey translate Portuguese
1,504 parallel translation
Dışardaki lanet şey de ne?
Que diabo está lá fora?
Lanet şey.
Ah, merda.
İstediğiniz lanet şey nedir?
Que diabos querem?
- Galiba aldın. Zaten bitti lanet şey.
Sobrou menos da metade.
Yani, içeri ot sattığım için gönderdiler. Ve lanet şey artık yasal.
Fui preso por traficar erva e essa merda agora é legal.
Bu lanet şey her yıl binlerce insanı öldürüyor ve doktorlar da bu konuda ne yapacaklarını bilmiyor.
Essa coisa mata a milhares de pessoas cada ano e os médicos não sabem que raios fazer a respeito disso.
Ne lanet şey anlatıyorsun bana? İnsan değil mi?
Que história é essa de'não é humano'?
Lanet şey. Ulaşamıyorum.
Droga. ninguém atende.
Bu lanet şey de ne?
- Que merda é esta?
Bu lanet şey de ne?
- Que coisa é esta?
Lanet şey çalışmıyor!
Essa coisa fodida, foi-se!
Lanet şey patlayacak.
Essa droga vai acabar explodindo.
Bir yandan bu lanet tesadüf, bu olayların gelişimi... diğer yandan ilgilenmem gereken... beş diğer lanet şey varken... size mantıklı bir teklif yapıyorum... sen ise kendi yerimde bana hakaret ediyorsun.
Apesar da coincidência e da série de circunstâncias... bem na minha cara... e outras cinco coisas com as quais preciso tomar cuidado... eu ainda fiz uma proposta sensata... e você me ofende no meu próprio bar.
Bu lanet şey hileli.
Esta porcaria está feita para perdermos.
- Bu lanet şey kimin tasarımı?
- Quem é que inventou isto?
Bu lanet olası şey de ne?
O que é esta merda?
- Bunda lanet okuyacak bir şey yok.
Bem podes dizer.
Bu lanet şey, tüm kapıları açar.
Isto é para forçar as portas.
Hiçbir şey görmedin. Lanet çeneni kapat.
Não viste porra nenhuma.
Lanet olası şey kilitli!
Está trancada, porra!
Lanet olsun! Dumandan hiç bir şey göremiyorum.
Não consigo ver nada com esta fumaceira!
- Lanet şey!
- Maldito macaco.
Lanet olası şey açılsın diye kaynak yaptınız.
Formidável, conseguiram soldar o raio da coisa.
Şey gibi, "hey, ben sanat yapıyorum, bu yüzden... seni lanet iki saat beklettim diye bana bağıramazsın."
Como, "Ei, eu faço arte, então você nao pode gritar comigo... por fazer você esperar no ihop por duas merdas de horas."
Bir şey söyle yoksa lanet kafanı uçuracağım?
É melhor dizeres algo ou rebento-te os teus miolos!
Lanet hastalıklı bir şey.
Isto é uma merda doentia.
Faydalı bir şey yapmak istiyorsan bu lanet mutfağı tamir ederek başla.
Se queres fazer alguma coisa de jeito, começa por consertar esta maldita cozinha.
- Lanet diye bir şey yok.
- Não há maldições.
Bu lanet olası şey beni yok ediyor.
Catherine, espere até Nicolai ver isso!
Yarı-tanrı diye bir şey yoktur seni lanet pagan.
Não há semideuses, meu sacana pagão!
Ve sizin düşündüğünüz tek şey lanet olası yemeğiniz.
E tudo o que vocês pensam é nessa maldita comida?
Bir fırtına, sadece lanet hakkında hiçbir şey yok.
Não há nada sobre tempestadas, só sobre a maldição.
Bu lanet gece başka bir şey demeyeceğim.
A porra da noite para mim acabou.
Buna göz yumuyordum... ama mesele, ben bir şey diyene dek... daha çok içmeye devam etmense, bir doktor olarak söylüyorum... keşke şu lanet içkiyi bıraksan artık.
Estou ignorando... mas se a ideia é deixá-la beber cada vez mais... até que eu diga algo, estou oficialmente dizendo... quero que pare de beber.
Kancık olduğun için de... bir erkek olamadan... lanet ömrün sona erecek, seni iğrenç şey.
E por seres a puta que és, podias ter sido um homem, fazeres a tua parte, seu monte de merda.
Bu lanet olası şey çok rahatsız.
Esta porcaria é tão desconfortável.
- Bu iyi bir şey olamaz. - Lanet olsun.
- Isso não pode ser bom.
Bu lanet olası küçük şey nasıl çalışır?
- Como funciona o raio desta coisa?
Bu lanet şey de ne?
Que raio é isto?
Şimdi bu lanet olası şey her tarafa sıçıyor.
Agora, o raio da coisa anda a cagar pela casa toda.
Lanet olsun. Sana para verdim, kokain çektin. Benden istediğin başka bir şey yok.
Dei-te dinheiro, apanhaste uma moca, estás satisfeito.
Lanet şey bir bakıp kaçtı.
- Deu uma olhada e foi-se embora.
Bana şimdi bir şey anlat, yoksa lanet parti iptal olur.
Dá-me uma informação já ou o banquete será cancelado.
- Lanet. Ona bir şey sormalıydım.
Precisava de lhe perguntar uma coisa.
Şu lanet hakkında bir kaç şey öğrendim. Şimdi daha iyi anlıyorum.
Aprendi algumas coisas sobre esta maldição, e não sou estúpido para fazer isso.
Kastettiğim şey, lanet olası beyaz kıçlı zenginlerin kültüründen nefret ediyorum.
Quer dizer, odeio... a cultura dos brancos de merda.
Şey, lanet olsun... sürtük.
Bem, foda-se... vadia.
Her şey size lanet olası bir oyun gibi geliyor!
Tudo é um jogo para vocês!
Her şey sana lanet bir oyun gibi geliyor.
Tudo para ti é um jogo.
Tek istediğim şey lanet helikopterin beni buradan uçurup götürmesi!
Só quero um maldito helicóptero para sairmos daqui!
Şey... hay lanet!
O quê?
seyirciler 18
şeyde 37
şeydi 22
şey yani 16
şeyden 21
seyredin 30
şey evet 24
şey için 42
şeytan mı 26
şey gibi 140
şeyde 37
şeydi 22
şey yani 16
şeyden 21
seyredin 30
şey evet 24
şey için 42
şeytan mı 26
şey gibi 140
şeyy 181
şeye benziyor 18
şey ben 70
şey mi 23
şey efendim 19
seyir subayı 22
seyret şimdi 29
lanet olsun 6713
lânet olsun 45
lanet 1101
şeye benziyor 18
şey ben 70
şey mi 23
şey efendim 19
seyir subayı 22
seyret şimdi 29
lanet olsun 6713
lânet olsun 45
lanet 1101