English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ N ] / Ne dediğini duydum

Ne dediğini duydum translate Portuguese

118 parallel translation
Adamın dediğini duydun, değil mi? Ne dediğini duydum.
Tu ouviste o que ele disse.
- Ne dediğini duydum.
- Ouvi o que ele disse.
Ne dediğini duydum, ne kastettiğini de biliyorum.
- A Mae só disse... Eu sei o que ela quis insinuar.
Ne dediğini duydum, Moureen Cassidy!
Eu ouvi, Moureen Cassidy.
- Ne dediğini duydum.
- Ouvi o que disseste.
Ne dediğini duydum.
Ouvi o que perguntou.
Ne dediğini duydum.
Ouvi o que disse.
Ona ne dediğini duydum.
Ouvi o que lhe disse.
Ne dediğini duydum.
Ouvi o que disseste.
- Ne dediğini duydum.
- Eu sei o que ele disse.
- Ne dediğini duydum!
- Ouvi tudo. - Já sei.
Ne dediğini duydum, neden dinlediğini bilmediğini söyledin!
- Ouvi o que disseste. Que não sabes porque o ouves!
Ne dediğini duydum.
Eu ouvi o que disse.
Ne dediğini duydum.
Eu ouvi isso.
- Bunlardan birini nasıl- - - Ne dediğini duydum!
- Como é que se carrega uma coisa destas?
O çocuğa ne dediğini duydum. Hani ailesini öldürmeyi hayal eden çocuk.
Doutor, ouvi o que disse àquele miúdo que fantasia sobre matar os pais.
Ne dediğini duydum :
Ouvi o que disseste :
Ne dediğini duydum dostum Adam işini kaybedebilir
Não ouviu o que ele disse? Pode perder o emprego!
Orada ne dediğini duydum.
Terminamos nossa conferência depois. Não tenho medo!
Ne dediğini duydum.
- Eu ouvi.
- Şey, annene ne dediğini duydum.
Bem, ouvi o que disseste à tua mãe.
Hey adamım ne dediğini duydum.
Ei meu, ouvi o que tu disseste.
- Angel, burada beklememizi söyledi. - Ne dediğini duydum.
- O Angel disse para esperarmos.
- Benim için ne dediğini duydum.
- Ouvi o que me chamaste no outro dia.
Ne dediğini duydum.
Eu ouço-te, Earl.
Ne dediğini duydum ama sekiz saniye sonra cevap verdin.
Eu ouvi o que disseste, mas demoraste para aí oito segundos.
Bekleyemem. Ne dediğini duydum.
Estava louca para saber o que ele disse.
- Ne dediğini duydum.
- Eu ouvi o que disseste!
- Ne dediğini duydum!
- Eu ouvi essa.
- Evet, ne dediğini duydum.
- Sim, ouvi o que disse.
Ne dediğini duydum ve hayır dedim, teşekkürler.
Ouvi o que você disse e eu disse não, obrigada.
- Evet, ne dediğini duydum.
- Sim, ouvi o que disseste.
Hayır, ne dediğini duydum, Ed.
Não, eu ouvi o que disse, Ed.
Ne dediğini duydum Beckett.
Já ouvi, Beckett.
- Bana bir araç çarptı... - Onun ne dediğini duydum.
- Fui apanhado por um carro...
Ne dediğini duydum, fakat...
Eu ouvi o que disseste, mas...
Dün gece ne dediğini duydum.
Ouvi o que disseste ontem à noite.
Ne dediğini duydum ama bu espri bir klasik.
Percebi o que ele disse, pessoal, mas raios, aquela piada é um clássico.
Ne dediğini duydum.
Eu ouvi o que disseste.
Hayir, ne dedigini duydum.
- Não, eu ouvi.
Birak laf salatasini. Ne dedigini duydum.
Não me diga o que você disse.
Abi, ne dediğini duymadın mı? - Duydum.
Irmão, não ouviste o que ele disse?
İkincisi ne dediğini de duydum.
Além disso, ouvi o que disseste.
- Ne dediğini duydum!
- Eu ouvi o que disse!
- Ne dediğini duydum.
Eu ouvi o que disseste.
- Ne dediğini duydum.
Eu ouvi o que ele disse.
- Ne dedigini duydum, Tommy!
- Eu ouvi, Tommy!
NE OLDU? ONLAR DEDiGiNi DUYDUM SANKi.
- Ouvi-te dizer "eles".
- Ne dediğini duydum.
- Ouvi o que disse.
Senin ne dediğini de duydum.
E ouvi o que você disse.
Ne dediğini duydum.
- Eu ouvi-te!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]