Onlar için translate Portuguese
16,885 parallel translation
Sana homo vermişler. Onlar için aynı şey.
Deram-te uma bicha, para eles é igual.
Onlar için de Elvis, Little Richard, Bill Haley vardı.
Para eles, tinha sido o Elvis. Depois, o Little Richard, o Bill Haley...
Ruslar tarafından askere alınan Ukraynalı bir asker olarak, Nazilerin eline düşmüş ve onlar için çalışmaya zorlanmış.
Como soldado ucraniano recrutado pelos russos, foi capturado pelos nazis e obrigado a trabalhar para eles.
Onlar için oynayabilir miyim, bilmiyorum.
Não sei se consigo jogar por eles.
- Onlar için değil.
- Não é por eles!
Onlar için oynamıyorsun.
Não vais jogar por eles.
Onlar için de kötü olur, başkan adayları için de.
É mau para eles e mau para o candidato presidencial.
Çocuklar onlar için yaptıklarını anlıyorlar ama arada bir yüzünü göstermen de lazım.
Os miúdos agradecem tudo o que fazes por eles. Mas tens de aparecer aqui de vez em quando.
Onlar için para su gibi.
Para eles, o dinheiro é como água.
Neden onlar için savaşıyorsunuz ki? Zaten özgürsünüz.
Porque é que lutas por eles?
Kemanımı onlar için ne kadar çaldığımın önemi yok! Beni hiç aşağılamadılar.
E não importa o quanto eu possa tocar o meu violino para eles, eles nunca me irão vergar.
Onlar için hazırlıklı ol.
Prepare-se para isso.
Onlar için.
Para eles.
Onlar için çok üzülüyor olsam da Tanrı'nın yanında sonsuzluğa kavuştular.
Embora a minha alma chore por elas, passarão a eternidade na Sua companhia.
Belki de onları konuşturmak için şu hipnoz, büyü şeysini kullanmalıyız.
talvez devíamos usar teu hipnotismo, o teu vodu com os olhos para os fazer falar. Sim.
Onları durduramadığım için üzgünüm.
Desculpa não os ter conseguido impedir.
Zamanlarını dolduracak hiçbir şeyleri yok, bu yüzden de kavgalar çıkarıp, yaramazlıklar yapıyorlar. Bunun için onları suçlayamazsın. Onlara iş verecek kadar paramız yok ama başka bir şey verebiliriz.
Não têm nada para preencher o tempo, por isso, lutam e comportam-se mal, mas não as podemos culpar e não temos dinheiro para lhes dar empregos, mas podemos dar-lhes outra coisa.
Onları sahneye çıkartmak için söylemem gerekeni söyledim.
Segundo, disse o que era preciso para eles entrarem em palco.
Ve onları durdurmak için bir görev gücü oluşturacağım.
Vou reunir um grupo de trabalho para os deter.
Ben de onlara bunun sadece onları korkutmak için Dennis ve Patricia'nın uydurdukları hikâyeler olduğunu söyledim.
E eu disse-lhes que são apenas histórias assustadoras que o Dennis e a Patricia contam aos outros para os assustar.
Beni soymaları için gönderdin onları. Oğlun olduğumu bile söylememişsin.
Mandaste-os para me roubarem e nem sequer lhes disseste que era teu filho.
Onları durdurmak için.
Para fazê-los parar.
Eğer onları alt etmek için uyuşturuyorsa bir bahaneyle kurbanları kendi sahasına çekiyor olmalı.
Se ele está a usar drogas para os subjugar, isso significa que ele é capaz de os atrair para o seu campo com algum tipo de ardil.
Muhtemelen onlarla bir tür anlaşma yaptı ve işi tamamlamak için onları yeni dünyaya getirdi.
É possível que tenha feito algum acordo com eles, que os tenha trazido para o Novo Mundo para acabar o serviço.
Onları görevlerini değiştirmek için ikna etmenin herhangi bir yolu var mı?
Podemos convencê-los a mudar de missão?
Bu, bu binayı aramak için federal bir izindir. Onlar işini yaparken kimse karışmasın.
Posso ajudar?
Onları dikkat dağıtmak için kullandın.
- Largai-me.
Onların salınması için gereken her şeyi yapıyorum ve...
Estou a fazer tudo o que posso para conseguir a libertação deles e sinto-me desanimada.
Onlar için de ödeme yapacak mısınız?
Vai pagar para elas, também?
Hükümetin de neler yapılması gerekenler konusunda Montmartre'de istenmeyen her bir göçmeni toplamak için sokağa çıkma yasağı ilan etmekten ve aralarından biri ötünceye kadar onları sonuçlarını umursamadan sorgulamaya kadar epey teorisi var.
E o ministério tem teorias do que deve ser feito, de fixarem um toque de recolher para reunirem cada imigrante e indesejável em Montmartre e interrogá-los sem dó até que alguém delate.
Şikayetlerini dinleyeceksin- - burası ağabeyinin ofisi- - sonra da onları tatmin etmek için ne gerekiyorsa yapacaksın.
Vai investigar as queixas deles. Este é o escritório do seu irmão, tenta fazer o melhor para satisfazer as queixas.
Bunu onları rezil etmek için kullanalım diyorum.
Podemos usar isso para constrangê-los.
Seri katiller. Ve onları bulmak için 51 saatimiz var.
E temos 51 horas para encontra-los.
Yani, onlar şeytanı içeri almak için ne yaptılar ki?
O que é que fizeram para deixar entrar o Diabo?
Küçücük bebekleri yakarak onları yemeleri için çetesine veriyormuş.
A incendiar pequenos bebés, e a servi-los com refeição ao seu grupo.
Enfekte olanlarıysa... onları rahat ettirmek için elimizden geleni yapıyoruz.
Quanto aos infectados, bem... Faremos o possível para que se sintam confortáveis.
Sanırım onları bırakmak için popüler bir yer gibi görünüyor.
Costumava ser um local popular para os despejar.
Bilmeleri gereken şey, doğrular. Flash her zaman onları kurtarmak için orada olmayabilir.
As pessoas precisam da verdade, o Flash não estará sempre aqui para as salvar.
Teşekkürler onları bana getirdiğin için.
Obrigado por os trazeres até mim.
Çocuklarınıza daha iyi yaşam sunmak için canla başla uğraşıp bir yerden ayrılıyorsunuz, sonra onlar da büyüyünce aynı yere geri dönüyor.
Lutas e arranhas para sair de um lugar para dar aos seus filhos uma vida melhor, e depois eles crescem e voltam para o lugar de onde fugiste.
Kiliseden tanıdığı genç bir çift varmış. Bu kadın da onların ailesini ülkeye getirmek için yardım teklifinde bulunmuş çünkü teknecilerle irtibat hâlindeymiş. Belli bir ücret karşılığında bu işi yapabileceğini söylemiş.
Ele diz que há um casal jovem na igreja dele e que esta mulher se ofereceu para ajudar a trazer a família deles porque tem acesso a barcos e estaria disposta a fazê-lo por um preço.
Vardır tabii de, çok amaçlı bir yat limanı için ne kadar anlam ifade ediyor onlar?
Claro, mas o que significa isso para uma marina multiusos, certo?
Onları niye mermiye boğmam gerektiğini hatırlatması için sakladım bunu.
Guardo-a para me lembrar o porquê de os encher de balas.
İlk haberi ben verebilmek için onların hayatını riske attım.
Arrisquei as vidas delas para que pudesse ter uma história.
Onlar sadece tüttürmek için kimyasalları istiyorlar.
Eles querem produtos químicos para fumar.
Onların bütün kanıtladığı şey onu biriminize girmek için kullandığım.
Apenas provam que eu a estava a usar para se infiltrar na vossa célula.
Onlar için buradayım.
Estou aqui por eles.
Bu duyurudan sonra insanlar onları görüp destek vermek için Clarence Evi'nin etrafında toplandı.
À porta de Clarence House, um dia após ser feito o comunicado, as pessoas esperavam vê-la e apoiá-la.
Marcheaux onların gezilerine devam etmesi için beni temin etti.
Marcheaux assegurou-me que eles continuaram a sua viagem.
Ve burada onları geri almak için Gaston ile komplo kuruyorum.
E aqui estou eu a conspirar com o Gaston para as recuperar.
Onları korumak için sınırı aşabilirim.
Faço tudo para os proteger.
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
onları 229
onların 83
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlardan biri 72
onlar benim 87
onlara sor 23
onlar da ne 21
onlar da 64
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlardan biri 72
onlar benim 87
onlara sor 23
onlar da ne 21
onlar da 64