Yalnız gideceğim translate Portuguese
153 parallel translation
İyi geceler, Lottie. Yalnız gideceğim.
Boa noite querida, vou andando...
- Yalnız gideceğim.
- Eu vou sozinha.
Yalnız gideceğim.
Eu irei sozinho.
- Buradan itibaren yalnız gideceğim.
A partir daqui sigo sozinho.
Ben yalnız gideceğim.
Devo fazer isto sózinho.
Ben yalnız gideceğim.
- Leve o Bayliss consigo. - Irei só. Sei defender-me.
Görünüşe bakılırsa, Palfrie City'e yalnız gideceğim...
Acho que vou para Palfrie City sozinho...
- Hayır, yalnız gideceğim.
- Não, eu vou sozinho.
Yalnız gideceğim dedim.
Vou sozinho. Já disse.
Yalnız gideceğim.
Deixe-me morrer sozinho.
- Yalnız gideceğim.
- Irei sozinho.
Roma'ya yalnız gideceğim.
Vou sózinho a Roma.
Scotty, ben yalnız gideceğim.
Scotty, vou viajar sozinho.
Yalnız gideceğim.
Não, eu vou sozinho.
Demek ki yalnız gideceğim.
Bem, eu vou sozinho.
Yalnız gideceğim.
Irei sozinho.
Yalnız gideceğim. Delikleri iyice doldurun.
Agora, preencham esses buracos.
Yalnız gideceğim.
Sozinho então.
Ben yalnız gideceğim. Kes şu saçmalıkları, Frank.
És um miserável, Frank.
Yalnız gideceğim.
Vou sozinha.
Majesteleri çok nazikler, ama yoluma yalnız gideceğim.
Sua Alteza é muito generoso, mas eu viajo sozinha.
Ben yalnız gideceğim, tamam mı?
Deixa-me ir sozinho, está bem?
Eh, ben yalnız gideceğim.
Tudo bem, irei sozinho.
Yalnız gideceğim.
Não, tenho que ser eu mesma a fazer isso.
Çok tehlikeli, yalnız gideceğim.
É demasiado perigoso. Por isso eu vou lá sozinho.
Ben yalnız gideceğim.
Eu tenho de ir só.
Görünüşe göre tanrıçalar toplantısına yalnız gideceğim.
Parece que irei ao encontro de deusas sozinha.
Şimdi yalnız gideceğim.
Prossigo sozinho.
Yalnız gideceğim.
Eu vou sozinha.
Senin çalışmanın benim markete yalnız gideceğim anlamına geldiğini hiç aklından çıkarttın mı, ha?
Hyde, alguma vez paraste para pensar... em como o tu trabalhares me vai deixar ir sozinha hoje, ao centro comercial?
10 saniye daha bekleyeceğim ve yalnız gideceğim.
Vou esperar mais 1 0 segundos e depois sigo.
O zaman ben de yalnız gideceğim.
Então, eu irei só.
Bu yüzden Delta Flyer ile yalnız gideceğim.
Por isso levarei o Delta Flyer sozinha
Yalnız gideceğim. Sen misafirimizle ilgilen.
Faça companhia ao nosso hóspede.
TV istasyonuna yalnız gideceğim.
Eu vou para a estação televisiva sozinho.
Güzel. Kimse gelmediğine göre,.. demek ki yalnız gideceğim.
Óptimo. como mais ninguém está com vontade de ir, eu apenas vou sozinho.
Kendimi baloya yalnız gideceğim için aptal gibi hissediyorum.
Sinto-me estúpido por ir sem par.
Yalnız gideceğim.
Vou sozinho.
Ben de yalnız başıma oraya gideceğim.
Portanto, vou sozinho.
Shelby'e gideceğim zaman, yalnız giderim.
Quando for para Shelby, vou sozinho.
Ben yalnız gideceğim.
Eu irei sozinho.
Ben yalnız gideceğim.
Cavalgo muito e sózinho.
Beni yalnız bırakmazsan, ben gideceğim.
Se não me deixar em paz, vou-me embora.
Mortars'ın arkasından gideceğim, yalnız ve kendi başıma.
Vou atrás do Mortars, sozinho e desacompanhado.
Las Vegas'a yalnız başıma gideceğim.
Vou a Las Vegas, sozinha.
Oraya yalnız mı gideceğim?
- Vou para lá sozinho?
"Tanrım, bir yıldır yalnız yaşamak cehennem gibi ve şimdi yapacağımı bağışlamazsan zaten cehenneme gideceğim."
"Caro Deus, viver só neste ano que passou tem sido um inferno e deve ser para lá que eu irei se Tu não me perdoares o que eu vou fazer."
Şimdi hayatımızın en önemli gecesine tek başıma gideceğim için utanç duymam ve kendimi yalnız hissetmem mi gerekiyor?
Agora vou passar a vergonha... de ir sozinha ao maior baile das nossas vidas!
Yalnız çok fazla bekleme çünkü Cuma'dan önce buradan gideceğim.
Não demores muito, porque eu devo ir até sexta-feira.
Yalnız gideceğim.
Eu vou sozinho.
Herkesi birden bire bırakamam. Yani yalnız mı gideceğim?
Não posso ir... eu irei sozinho?
gideceğim 274
yalnız 545
yalnızlık 55
yalnızım 166
yalnız mısın 235
yalnızca 183
yalnız yaşıyorum 22
yalnızdım 64
yalnız mısınız 41
yalnızsın 42
yalnız 545
yalnızlık 55
yalnızım 166
yalnız mısın 235
yalnızca 183
yalnız yaşıyorum 22
yalnızdım 64
yalnız mısınız 41
yalnızsın 42