Yalnız mıydı translate Portuguese
333 parallel translation
Ben toplama kampındayken, sen Paris'te yalnız mıydın?
Ilsa, enquanto eu estive no campo de concentração estavas sozinha em Paris?
- Hep yalnız mıydınız?
- Não veio ninguém! - Esteve sempre sózinha?
- Yalnız mıydı?
- Estava sozinha?
Sahiden yalnız mıydım?
Estava só?
- Tüm gece burada... yalnız mıydım?
Passei aqui a noite toda... sozinha?
- Yalnız mıydı?
- Estava só?
İkiniz yalnız mıydınız?
Estavam sozinhas?
Er Ferol, tarafsız bölgenin ortasına vardığınızda... Er Meyer ile yalnız mıydınız?
Recruta, quando chegou à metade da terra de ninguém... estava sozinho com o cabo Meyer?
Yalnız mıydı?
- Estava sozinho?
- Yalnız mıydı?
- Estava sozinho?
Ve adam yalnız mıydı?
E o homem estava sozinho?
Çarptığında yalnız mıydı değil miydi?
Estava cheio ou vazio quando se despenhou?
Yalnız mıydın?
Jantaste sozinha?
- Yalnız mıydılar?
- Sozinhas?
Yalnız mıydı?
Estava sozinho?
Yalnız mıydın?
Estavas sozinha.
- Gerçekten 6 gün yalnız mıydın?
- Estiveste sozinho durante seis dias?
Amanda, duvarın içindeki her ne idiyse, yalnız mıydı?
Amanda, o que quer que seja que estivesse na parede, estava sozinho?
- Yalnız mıydı?
- Ela estava sozinha?
Biz yalnız mıydık?
Sentimo-nos sós?
Yalnız mıydı?
Ele estava sozinho?
Yalnız mıydı, birisiyle konuşuyor muydu?
Mas ela estava sozinha ou falava com alguém?
Yalnız mıydı, yanında biri var mıydı?
Mas estava sozinha ou com alguém?
Yalnız mıydı?
Se estava sozinho?
- Takside yalnız mıydı?
- Ia sozinho no táxi?
Yalnız mıydı?
Estava sózinha?
Burada yalnız mıydın?
Estava aqui sozinho?
Onunla yalnız mıydın?
Estiveste sozinho com ela?
- Yalnız mıydı?
Estava sozinho?
- Burada yalnız mıydın?
- Estavas aqui sozinho?
- Yalnız mıydı?
- Não vi. - Estava sozinha mesmo?
Onu yalnız bırakmamalıydım, özellikle dün akşamdan sonra.
Não o devia ter deixado sozinho, especialmente depois de ontem.
Ben... Onu yalnız bırakmamalıydım.
Eu não o devia ter deixado sozinho.
Bu arada, bizi yalnız bırakır mıydınız?
Entretanto, podem deixar-nos?
- Yalnız mıydı?
- Ele estava sozinho?
Çok yalnız, onun yanından ayrıImamalıydım.
Está sozina. Eu não devia ter saído de lá.
Onu yalnız bırakmamalıydım.
Não consegui convencê-la a partir.
O gezegende tamamen yalnız mıydı?
Ele estava completamente sozinho no planeta?
Yalnız başına iş yapan toy bir delikanlıydım.
Era um jovem rapaz bem-sucedido que estava apenas a começar...
Biraz yalnız kalmalıydım.
Precisava dum tempinho só para mim.
Onu yalnız bırakmamalıydım.
Eu não deveria tê-lo deixado.
Ama yine de seni yalnız bırakmamalıydım.
Mesmo assim, não te devia ter deixado sozinha.
Onu hiç yalnız bırakmamalıydım.
Eu nunca devia ter deixado os meus pais convencerem-me a ir-me embora.
Onu hiç yalnız bırakmamalıydım.
Precisava estar com ela.
Geçen gece Kont'u asla yalnız bırakmamalıydım.
Não devia ter deixado o Conde sozinho naquela noite.
Peki orjinaldeki yardımcı oyuncunuz onu Dylan'la yalnız bırakır mıydınız?
Como seria na realidade... Confiavas nele sozinho com o Dylan?
Burada yalnız mıydınız?
Estava aqui sozinha?
Seni yalnız bırakmamalıydım.
Eu não devia ter-te deixado sozinho.
Evet, bir başka deyişle, eski eşiniz Sean Nokes'u çocuğunuzla... yalnız bırakır mıydı?
Por outras palavras, a sua ex-mulher deixaria Sean Nokes sozinho com o vosso filho?
Onu yalnız bırakmamalıydım.
Nunca devia tê-lo deixado sozinho.
- Çünkü O'nunla yalnız konuşmalıydım.
- Porque tinha de falar a sós com ele.
mıydı 25
miydi 24
yalnız 545
yalnızlık 55
yalnızım 166
yalnız mısın 235
yalnızca 183
yalnız yaşıyorum 22
yalnızdım 64
yalnız mısınız 41
miydi 24
yalnız 545
yalnızlık 55
yalnızım 166
yalnız mısın 235
yalnızca 183
yalnız yaşıyorum 22
yalnızdım 64
yalnız mısınız 41
yalnızsın 42
yalnızız 36
yalnız mı yaşıyorsun 33
yalnız değilsin 86
yalnız değilim 65
yalnız kalmak istiyorum 88
yalnız bırak beni 49
yalnızdı 24
yalnız değil 26
yalnız mı 151
yalnızız 36
yalnız mı yaşıyorsun 33
yalnız değilsin 86
yalnız değilim 65
yalnız kalmak istiyorum 88
yalnız bırak beni 49
yalnızdı 24
yalnız değil 26
yalnız mı 151