English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Z ] / Zavallı adam

Zavallı adam translate Portuguese

1,126 parallel translation
Nehrin 6 mil aşağısında onu vurmuşlar, zavallı adam.
Abateram o pobre diabo a tiro, quando ia já 6 milhas rio abaixo.
Zavallı adam eve döndüğünde yorgun oluyor.
Coitado, está cansado, quando volta. - Trabalha o dia todo.
Zavallı adam!
Coitado!
Zavallı adam.
Pobre homem.
Zavallı adam.
Pobre coitado...
Yani, zavallı adam.
Coitado...
Zavallı adam öyle tıkandığı için üzgünüm.
A propósito, lamento o incidente do senhor que se engasgou.
Eve gelip de zavallı adamı görmeden önce bir kadehle rahatlamak isteyebilirsin.
Uma copita para te relaxar antes de ver seu pobre marido.
Zavallı adamı yalnız bırakmamalıyız.
Não podemos deixar aquele coitado aqui.
Bu zavallı adamı evine bırakmaktan memnun oluruz.
É claro que daremos boleia a este homem com muito gosto.
Belli ki zavallı adam sandığımızdan da deli.
Obviamente, o pobre coitado é tão louco que ninguém lhe dá crédito.
Şimdi yapacağımız şey o zavallı adamı ve silahını gömmek ve arkasından dua okumak.
Agora, o que nós vamos fazer é... enterrar aquele pobre rapaz e a sua arma... e vamos rezar por ele.
Peki sen, zavallı adam, rüyada mısın?
E você, pobre homem.
Zavallı adamı rahat bırakın.
Deixem-no em paz, coitado.
Bunu kendisi konuşmak isterdi ama artık yapamaz. Zavallı adam.
Ele próprio teria vindo ter contigo, mas para o fim ele mal podia falar, pobre homem!
Montague'ye göre, zavallı adam, zihinsel çöküntü yaşıyor.
Segundo o Montague, o coitado teve um esgotamento nervoso.
Zavallı adam.
Aquele pobre homem.
Zavallı adam.
Coitado do rapaz.
Ama en zavallı adam bile, nasıl davranacağını bilmiyorsa, ölecektir.
Você teve sorte, ela avisou-o.
Zavallı adam. Kendi kendine problem yaratmış.
O pobrezinho arranjou um problemazinho.
Merhamet ve acıma duygularımı bu zavallı adam üzerinde yoğunlaştırmalıyım. "
Devo equilibrar os meus sentimentos... de misericórdia e compaixão... por este pobre homem.
Zavallı adam...
Pobre rapaz...
Kaçak bir katil var. Zavallı adam içkiyi fazla kaçırmış olmalı. Onu alması için devriye arabası çağırıyorum.
Este tipo bebeu demais, vou pedir que a policia o leve.
Zavallı adamın ailesini bulsaydın sihrimin bir kısmını göstermemi isteyebilirlerdi.
Se tivesses encontrado a família dele, Talvez quisessem a minha magia.
- Zavallı adam sadece oradan geçiyormuş.
O pobre desgraçado só estava de passagem.
David, zavallı adamı gerçekten yatağa götürmeliyiz.
Temos mesmo de deitar o coitado.
Bu zavallı adamı bağışlayın.
Poupa este pobre homem.
O kadar önemli mi bilmiyorum, ama kulak misafiri oldum da bu zavallı adamın sarhoş omasının nedeni... kız arkadaşının onu terketmesidir.
Bom, não sei se isto é importante, mas há pouco ouvi este rapaz dizer que se tinha embriagado porque..... a namorada o deixou.
Zavallı adam.
Coitado do homem.
- Zavallı adam.
- Pobre diabo.
Zavallı adam aynen öyle yapmış. Elem verici bir kaza!
Foi isso mesmo que o coitado fez.
O zavallı adam öldürülmekten korkuyor olmalı.
Este pobre homem deve estar cheio de medo
Elias, ne zaman bu zavallı adam Richard Pryor rolünü bırakacaksın?
Quando é que vais deixar de fazer esse número do Richard Pryor, Elias?
- Bu da zavallı adamın BBC'si. Mutfak burada.
Disseram que estava a organizar tudo aqui.
Roylott adamı hemen yakalamış, ve bir sinir buhranı içinde zavallı adamı döverek ölümüne neden olmuş, ölüm cezası almaktan güç bela kurtulmuş, fakat uzunca bir süre hapis yatmak zorunda kalmış, ve sonunda somurtkan ve hayal kırıklığına uğramış bir adam olarak bu ülkeye geri dönmüş.
Agarrou o homem e, num acesso de cólera, matou o indivíduo à pancada. Escapou por pouco á pena capital, mas esteve na prisão durante um longo período e quando voltou a este país era um homem taciturno e desiludido.
Her geçen hafta zavallı adamın bu uğurda kaybolduğu gerçeğini kabulleniyorum.
À medida que as semanas passam, me vejo forçado a pensar que o infeliz deve ter perecido nessa tentativa.
— Sanırım... Zavallı adam fazla anlaşmaya yanaşmazdı...
Não era flor que se cheire.
Zavallı adamı ölüme mi göndereceksin?
Vais deixá-lo matar aquele pobre homem?
Seni zavallı, yaşlı adam.
Pobre homem.
Yiyecek için çöpleri karıştıran zavallı bir adam, sonunda yine yoksul biri olur.
Um homem pobre que trabalha procurando por comida, se torna um indigente no final.
"Zavallı adam. Pekala, annesine ne satabilirim?"
O que poderei vender à mãe dele?
Zavallı adam.
Manuel!
Sonuç olarak bu zavallı adamın boş yere ölüp gittiğini anlayınız.
E se me tivessem convidado á vizinhança antes... isto não teria acontecido.
Ben böyle demezdim - yalnız başına zavallı bir adam.
Eu chamaria isto dessa maneira - um pobre coitado trabalhando sozinho.
Hayır, zavallı bir adamım, kanun kaçaklarıyla işim olmaz.
Não passo de um pobre coitado, sem tempo para violadores da lei.
Ben zavallı, yaşlı bir adamım, gözlerim bulanık görür, burnum kırık.
Sou só um pobre coitado, vejo mal, tenho o nariz num desastre.
Diyorum sana, o John Arlington denen adam zavallı üvey kızımı öldürdü. Onları evlendirmemeliydim.
Tenho a certeza que o John Arlington matou a minha pobre enteada.
Adamın birinden bir diyagram bulduk. Zavallı piç vurulana kadar köprüde ilerledi.
Conseguimos o diagrama de um gajo que atravessou... antes de o matarem a tiro.
Zavallı kızın güvenerek teslim olduğu... iki adamın onun yaşamını almaları.
Que aquela pobre rapariga confiou-se às... às mãos de dois homens que lhe tiraram a vida.
Bu adam, zavallı bir adam, yalnız bir adam, başkalarına gelen ama, kendisine hiç gelmeyen fırsatları beklemekten bıkmış usanmış bir adam.
É um homem amargo, solitário, cansado de esperar pelas oportunidades que acabam sempre por só aparecer aos outros.
Zavallı, biçare adam.
Pobre desgraçado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]