Ziyanı yok translate Portuguese
251 parallel translation
Ziyanı yok.
Tudo bem.
- Ziyanı yok Alan.
- Está tudo bem, Alan.
Ziyanı yok.
qual é a diferença?
Ziyanı yok, kendi anahtarlarım var.
Trago minha chave particular.
- Ziyanı yok, ben öyle severim.
- Não faz mal, gosto deles assim.
Ziyanı yok, bitanem.
Deixa lá, querida.
- Ziyanı yok. Ben de...
Não tem importância.
- Ziyanı yok, sağ ol.
Não se incomode.
Ziyanı yok.
Está certo.
Sorun değil, ziyanı yok.
Tudo bem, nenhum problema.
Neyse, ziyanı yok.
Bem, não foi causado nenhum dano sério.
- Ziyanı yok.
Está tudo bem.
Ziyanı yok. İçerideki kasadan takviye yapabilirsin.
Deixa lá, podes-te servir daquele cofre que está lá dentro.
- Özür dilerim. Ziyanı yok.
- Desculpe.
Rahatsız ettim. - Ziyanı yok.
Espero não o ter incomodado muito.
- Ziyanı yok.
- Não importa.
- Ziyanı yok, Goldie.
- Deixe lá, Goldie.
Pardon. Ziyanı yok.
- Peço desculpa.
Ziyanı yok.
Não, tudo bem.
- Ziyanı yok ya? - Ne münasebet?
Claro.
- Şu polis arabasını geçtik. - Ziyanı yok.
Acabámos de passar um carro da polícia.
Ziyanı yok.
Não me importo.
- Ziyanı yok.
- Não faz mal.
Ziyanı yok. Bırak onu.
Duncan, deixa estar.
Ziyanı yok, Bayan Collins. Tek başıma da yapabilirim.
Não se preocupe, Sra. Collins, não preciso de parceira.
- Boşver. Ziyanı yok.
Está tudo bem.
Ziyanı yok, Bessie.
Estás desculpada, Bessie.
- Buralarda hiç saat yok. - Ziyanı yok.
- Não há relógios nesta cidade.
Ziyanı yok. Ben hepsini toplarım.
Não tem importância, eu apanho tudo.
Miden hiç kaldırmadı ama ziyanı yok çünkü şimdi söküp alacağım!
Nunca tiveste estômago, mas está tudo bem. Porque estou quase a tirar-to.
Ziyanı yok. Şuraya sıkışırım.
Não faz mal, eu encaixo-me.
Ziyanı yok.
Está tudo bem.
- Cidden ziyanı yok.
- Não tem mal nenhum.
Ziyanı yok, sorun değil.
Nenhum dano, nenhum sujo.
- Ziyanı yok.
- Por nada.
Ziyanı yok olur mu?
Não está certo.
- Meşgulseniz ziyanı yok.
- Se estiver ocupada, eu entendo.
Çaksam bile ziyanı yok.
De qualquer forma, mesmo se eu falhar não vou me preocupar.
Ziyan edecek vaktim yok.
Não tenho tempo a perder.
Ziyan edilecek suyumuz yok.
A água não é para isso. Beba um pouco.
Ziyanı yok.
Não faz mal.
Ziyanı yok.
Não é grave, é Champanhe!
Ziyanı yok.
- Não faz mal.
Ziyanı yok, Bessie.
Não tem importância, Bessie.
Zarar ziyan yok.
Sem ofensa e sem sujidade.
Ziyan olmasına gerek yok.
Não vale a pena desperdiçá-lo.
- Zarar ziyan yok.
- Foi sem querer.
Evet beyler, zarar ziyan yok. Aradığımız adam bu değil.
Quem não arrisca, não petisca, mas não creio que seja ele.
Ziyan edecek zamanınız yok, onun için dediğiniz gibi, haydi başlayalım.
Não têm tempo a perder. Assim, como dizem : lhe joguem vontades.
- Ziyanı yok.
- Não há problema.
- Ziyanı yok.
Não, não tem qualquer problema.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok efendim 65
yok hayır 73
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok efendim 65
yok hayır 73