English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Y ] / Yok öyle bir şey

Yok öyle bir şey translate Portuguese

1,276 parallel translation
Yok öyle bir şey.
Claro que não.
Yok öyle bir şey. Alakası bile yok.
Não é mesmo verdade.
Hayır, yok öyle bir şey.
Não, não, não. De modo algum.
Yok öyle bir şey.
Não há factores atenuantes nenhuns.
Yok öyle bir şey.
Não aconteceu.
- Hayır. - Yok öyle bir şey.
- Não, de forma alguma.
- Yok öyle bir şey.
- Não há nenhum.
Hayır. Yok öyle bir şey.
Não, nada.
Yok öyle bir şey?
Isso não vai acontecer, está bem?
Yok öyle bir şey.
Não, não fez.
Hayır, hayır, yok öyle bir şey.
Não, não, nada disso!
Yok öyle bir şey.
Isso foi uma treta.
Yok öyle bir şey.
Nem pensar nisso.
İşte Mike. Yok öyle bir şey.
Vês, Mike, nada.
Adamları sen mi içeri aldın? Hayır, yok öyle bir şey.
- Deixou os homens entrar?
Yok öyle bir şey.
Impossível.
Öyle bir şey yok.
Articulações flexíveis é coisa que não existe.
Öyle bir şey yok.
Não existe.
Yok öyle bir şey. Ebay'de bir açık arttırma sadece.
Uma conta de leilões no E-Bay.
Yok öyle bir şey.
Nada.
Bilmeni istedim, artık öyle bir şey yok, sanki hiç yaşanmadı.
Está esquecido, como se não tivesse acontecido.
Uydu öyle gösterdiği için bir şey yok gibi görünüyor.
Parece que não há nada, porque é isso que este Satélite faz.
Öyle bir şey yok.
Isso não existe.
Yani aradığın şey her ne ise, öyle bir şey yok!
O que quer que seja que você está à procura, não existe.
S.O.S gibi. Sayid'e sorarım, ama öyle bir şey yapabilse bile çalıştırmak için hiç güç kaynağımız yok.
Eu falo com o Sayid, mas mesmo que ele consiga inventar algo, não terá energia suficiente para funcionar.
- Öyle bir şey yok, Gibbs.
Não existe isso, Gibbs.
Öyle bir şey yok.
Não existe tal coisa.
- Hiç de öyle bir şey yok ortada.
- Nem sequer é parecido com isso...
Aslında öyle bir şey yok onunla t... geçmek için öyle dedim.
Porque é que o pai tem um carro de miúda?
- Yani elinde hiç bir şey yok öyle mi?
Então, que estás a dizer? Não conseguiste nada?
Öyle bir şey yok, biliyorsun.
- Prometo que não fiz isso.
- Öyle bir şey yok Arlin.
- Isso não existe, Arlin.
Onda işinize yarayacak bir şey yok. Öyle mi?
- Não há lá nada para ti.
Madem öyle, yerinde olsaydım, kendime başka yerde yardım arardım, çünkü burada sana göre bir şey yok.
Então, se fosse a ti, tentaria procurar ajuda noutro sítio, porque aqui não há nada para ti.
- Hayır, yok öyle bir şey.
- Não, não é verdade.
Evet ama bu ülkede öyle mıknatıs diye bir şey yok.
Sim, mas não existe íman nenhum neste país.
Hayır, hayır, öyle bir şey yok. Tüfeği ona ben verdim.
Não, eu dei-lha.
- Öyle bir şey yok.
- Particularmente, não.
Ama öyle bir şey yok.
Pois não é.
Çünkü, öyle bir şey yok.
Porque não existem...
Eğer biri olduğunu düşünüyorsa, öyle bir şey yok.
Se alguém pensa que há um segredo, não há.
Hayır, öyle bir şey yok.
Não, nada disso.
Öyle bir şey yok. Erkeklerin kurduğu bir hayaldir.
É um desejo masculino.
Bende öyle bir şey yok!
Não tenho nada!
Yok canım öyle bir şey.
Anda lá, claro que não.
Öyle bir şey yaptığım yok.
Não estou a fazer isso.
Yani hiç bir şey yok öyle mi?
Nem há nada parecido?
Yok, yok, öyle bir şey değil.
Não. Nada disso.
Öyle bir şey yok.
Não.
Yok öyle bir şey.
Isso não existe.
Öyle bir şey yok bebeğim. O aile için iyi bir tecrübe olmasını sağlayacağını sanıyorsan sandığımdan da kibirlisin demektir.
Se julgas que consegues providenciar uma boa experiência para família, és mais arrogante do que pensei.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]