English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Ç ] / Çok heyecanlıydı

Çok heyecanlıydı translate Portuguese

399 parallel translation
Çok heyecanlıydı, güzel bir at.
Foi tão emocionante. Um belo cavalo.
- Çok heyecanlıydım.
- Estava tão nervosa.
- Bergman'la son filmi çok heyecanlıydı..
Estava optimo no último filme com a Bergman.
Çok heyecanlıydı.
Emocionante.
Biz ise evimizde çok heyecanlıydık.
Na nossa casa, estávamos todos excitados.
Çok heyecanlıydı.
Que emocionante.
Çok heyecanlıydın ama güneş batıncıya kadar uyuya kalmıştın bile.
Estavas empolgadíssimo, mas depois adormeceste.
Çok heyecanlıydık.
Ficámos tão contentes.
Çok heyecanlıydım.
Eu estava nervoso, sabe...
- Nefes nefeseydi. Çok heyecanlıydı.
- Ele estava ofegante e muito excitado.
Çok heyecanlıydı ve hemen onunla... evine gitmemi istedi... kızına tecavüz edildiğini söyledi.
Estava muito perturbado, e disse... para ir à casa dele tão depressa quanto possível... que a sua rapariga tinha sido violada.
İlk yarış çok heyecanlıydı Bayan Doolittle.
A primeira corrida foi muito emocionante.
Çok gergindim, çok heyecanlıydım. Ama büyütülecek bir tarafı yoktu.
Depois eu digo, tanto nervosismo e tanto enredo, ao final pra nada.
Bu sabah çok heyecanlıydı.
Está muito vivaço, esta manhã.
- Çok heyecanlıydı.
- Sim, foi muito emocionante.
Orkestra, çıkardığımız iş gerçekten ürününü verdi. Çok heyecanlıydı.
A orquestra, todo o trabalho que tivemos compensou.
Her gün radyoda kazanılan başarıları dinlerdik. Herkes çok heyecanlıydı.
Todos os dias ouvíamos na rádio relatarem as vitórias, a nação estava muito entusiasmada.
Taksiye bindiğimde çok heyecanlıydım, başımı döndürmüştü.
Quando entrei no táxi, estava excitadíssima, estava com a cabeça rodando.
Çok mutluyduk, kalbim çok heyecanlıydı.
Éramos tão felizes O meu coração estava num turbilhão
Çok heyecanlıydı.
Foi ardente.
Çok heyecanlıydı.
Ficou todo feliz.
Pekala, çok heyecanlıydım ve onu açtım.
Bem, estava tão excitada, que eu... eu abri-o.
Hastaneden çıkarken, iyi olduğum için çok heyecanlıydım.
Quando abandonei o hospital, estava tão emocionado por estar bem.
Anlattığına göre çok heyecanlıydı.
Fizeste parecer tão emocionante saltar para comboios.
Buluşmayla ilgili çok heyecanlıydı ve daha sonra da kusmaya başladı.
Bem, ele ficou nervoso quanto ao encontro e começou a vomitar bastante.
Ama harikaydı. Yani çok heyecanlıydım.
Digo, era tão empolgante.
Çok heyecanlıydı. - Bir öğrenci kadar heyecanlıydı.
Nunca o vi tão excitado, alvoroçado como um colegial.
Çok heyecanlıydı değil mi?
Foi muito excitante, não foi?
"Onu tren istasyonunda uğurlamıştım. " Hayatında önemli bir şey yaptığı için çok heyecanlıydı.
" Fui despedir-me dele à estação de comboios, excitava-o pensar ir fazer algo de importante na vida.
- Çok heyecanlıydı.
- Aquilo foi excitante.
- Çok heyecanlıydı.
- Tem sido emocionante.
Çok heyecanlıydı.
Era tão excitante.
Çok heyecanlıydı.
Foi empolgante.
Bugün Ellen provayı izlemeye geldi. Oyuncularla tanışacağı için çok heyecanlıydı, özellikle de Warner Purcell'le.
Hoje a Ellen veio assistir ao ensaio, excitadíssima por conhecer o elenco, especialmente o Warner.
Ama çok heyecanlıydım.
Mas eu estava tão excitada.
Çok heyecanlıydım, onu mahkum ettirebileceğimi düşünüyordum.
Estava convencida que ia ganhar o caso do Bobby Earl.
Sanırım biraz sıkıldım. İddiaya girerim ki çok heyecanlıydı.
Acho... que apenas estava aborrecida.
Bütün hafta ne yemek yedi, ne uyudu. Çok heyecanlıydı.
A semana toda antes não conseguia comer, dormir, estava tão excitada.
Son 24 saat çok heyecanlıydı!
As últimas 24 horas têm sido muito excitantes!
Çok heyecanlıydı.
Sím, estava muito alterada.
Hepimiz çok heyecanlıydık.
Estávamos todos muito excitados.
- Kostümün filan çok heyecanlıydın.
- Mas tu estavas tão... - E o teu fato?
10 yaşım bitmek üzereydi, doğum günümden birkaç gün öncesiydi ve bu yüzden çok heyecanlıydım fakat hapiste ayaklanma vardı...
Tínhamos voltado à escola, eu tinha cerca de dez anos, e eu estava muito entusiasmado. Mas uns dias antes do meu aniversário, houve um motim... Que durou quatro dias.
İkinizde çok heyecanlıydınız, ve yaptınız.
Isso sim, é repentino. Ficaste excitada e avançaste.
Çok sakin bir çocuk. Oysa sen ne kadar heyecanlıydın, sanki seçmelere giren sendin.
Mas ela, pelo contrário, estava nervosa... e emocionada, como se fosse fazer o teste.
Hildegaard çözümlediğiniz işleri bana çok sık okurdu ama ben onu engelledim. Çok fazla heyecanlıydılar : uykumu kaçırıyorlardı.
Antes me liam seus casos no jornal, mas agora não porque essa literatura me mantém desperta e preciso do que chamo de meu sonho de beleza.
Çok mutluyduk kalbim de heyecanlıydı.
WTMT.
Yakında olacak evliliği hakkında çok heyecanlı konuştu. Ama bence bu fazla heyecanlıydı. Sanki benden çok kendini inandırmaya çalışıyordu.
"Ela falou com entusiasmo no casamento que se aproximava, mas achei entusiasmo a mais, como se estivesse a tentar convencer-se a ela e não a mim."
- Çok heyecanlıydı.
Ele está muito entusiasmado.
Bu çok, heyecanlıydı.
Isso foi... emocionante.
- Çok heyecanlıydı.
Muito intenso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]