English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Ç ] / Çok uzun zaman

Çok uzun zaman translate Portuguese

2,801 parallel translation
Ve bütün aile... çok çok uzun zaman sürebilir bu.
E nesta família, isso pode ser muito, muito tempo.
Bu çok uzun zaman önceydi.
Isto foi há muito tempo.
Bu kararı çok uzun zaman önce vermiştik. Çünkü Emma doğduğu zaman, fazla duygusal olacağımızı biliyorduk.
Tomámos esta decisão há muito tempo, porque sabíamos que, assim que a Emma nascesse, seria demasiado emocional.
Sanırım çok uzun zaman önce
Parece que foi há muito tempo
Çok uzun zaman önceydi bu.
Foi há muito tempo.
Çok uzun zaman oldu. En son ne zaman görüşmüştük?
Quando foi a última vez que nos vimos?
Hala bekar olduğun için çok iyi bilmiyorsundur. Çok uzun zaman önce boşandım.
Provavelmente não sabes... divorciei-me não há muito tempo.
Clay'le aramda olanlar, çok uzun zaman önceydi.
O que aconteceu entre o Clay e eu é uma coisa antiga.
Çok uzun zaman oldu.
Há tanto tempo!
Doğru malzemeden yeterli miktarda doğru yerde aynı anda bulundurmak çok uzun zaman alır.
Juntar todo o material adequado no sítio certo, leva muito tempo.
Çok ama çok uzun zaman olmuştu.
Vai há tanto tempo. - Demasiado.
Çok uzun zaman oldu efendim.
Muito tempo, senhor.
Çok uzun zaman boyunca sefalet bir şekilde yaşadım.
Ouve, já vivi na miséria durante muito tempo.
Çok uzun zaman önceydi.
Já há bastante tempo.
Bu albüm çağdaş sanatçıları çok uzun zaman etkiledi.
Foi a música que provavelmente vai influenciar artistas contemporâneos durante muito tempo.
Onu bu kadar özel kılan, içindekini çok uzun zaman saklamasıydı. Sonunda serbest bırakınca hepsi birden ortaya çıktı.
O que o fazia tão especial foi o facto de ter sido retido tanto tempo que quando se soltou, saiu tudo.
Çok uzun zaman geçti.
Já faz muito tempo.
Bu çok uzun zaman önceydi çocuklar.
Isso foi há muito tempo, crianças.
Çok uzun zaman önce oldu.
Aconteceu há muito tempo.
Bundan çok uzun zaman önce.
Há muito tempo.
Annem öldü ve babam çok uzun zaman önce gitti.
A minha mãe faleceu e o meu pai foi-se embora há muito tempo atrás.
Affedersin. Çok uzun zaman oldu.
Já passou muito tempo.
Bilmiyorum, çok uzun zaman oldu.
Não sei. Foi há muito tempo.
Çok uzun zaman oldu.
Passou tempo demais.
- Bu çok uzun zaman demek.
- Sim, mas foi um longo tempo.
Ve bu çok uzun zaman önceydi...
E isso foi há muito... muito tempo atrás.
O zaman her şey uzun, çok uzun zaman önce başladı.
Então, tudo começou há muito tempo.
Çok uzun zaman oldu.
Já passou muito tempo.
Çok uzun zaman oldu bizim...
Já lá vai muito tempo desde que nós...
Çok uzun zaman oldu.
Foi há muito tempo.
Armando, sen tarafını çok uzun zaman önce seçtin.
Armando, tu escolheste o lado há muito tempo atrás.
Senin için korkuyorum, bunu yapmayalı çok uzun zaman oldu.
Tenho medo por ti. Há muito tempo que não fazes isso.
Bir kere, çok uzun zaman önce.
Uma vez, há muito tempo.
- Çok uzun zaman önceydi.
- Foi há muito tempo.
Düzleştirmenin çok uzun zaman aldığını zamanı stüdyonda geçirmeyi tercih ettiğini söylerdin.
Dizes que preferes assim para trabalhares no teu estúdio.
Çok uzun zaman oldu. Öyle mi? Evet.
- Faz uma eternidade.
Çok uzun zaman oldu.
Passou muito tempo.
- Çok uzun zaman önceydi.
- Já foi há muito tempo. - Há muito tempo.
En son yanımızda bir çocuk olmadan dışarı çıkmamızın üzerinden çok uzun zaman geçti.
Já há muito tempo que não saímos, com uma criança entre nós.
Tüm bildiğim üzerinde çok ama çok uzun zaman çalıştığı bir şey.
Só sei que é uma coisa na qual ele disse que estava a trabalhar à muito.
Hatta çok uzun zaman oldu.
Há muito tempo mesmo.
Joe bir şeyleri bulmamı sağladı. Çok uzun zaman önce kaybettiğim bir şeyi
O Joe ajudou-me a encontrar algo que tinha perdido ao longo da vida.
Sanki çok uzun zaman önce okuduğum birşeyin tekrar yaratılması gibi.
É como uma recriação de algo que li à muito tempo atrás.
Çok uzun zaman oldu, lakin sanki dünmüş gibi.
Passou tanto tempo, mas parece que foi ontem.
Hadi canım, bilimkurguyu ben de çok severim ama adam uzun zaman önce öldü.
Qual é. também adoro ficção científica, mas Ellswood morreu há tempos.
Çok uzun bir hikaye, başka zaman anlatırım.
Sabes, as mortes dos executivos.
Bunu uzun zaman önce söylemeliydim ama şimdi söylüyorum. Çok geç, gerçekten çok geç olmadan.
E eu já te deveria ter contado, mas estou a contar agora... antes que seja tarde demais, antes que seja tarde demais.
Çok uzun bir zaman.
Isso é mesmo muito tempo.
Tanrım, çok zamanımız olduğunu sanmıyorum yani, umarım uzun bir hikaye değildir.
Acho que não temos muito tempo, e bom que a historia seja curta.
- Bu çok uzun bir zaman.
- Isso é muito tempo.
Çok mu uzun zaman yalnız kaldın?
Tens estado muito tempo sozinha?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]