Çok uzun zaman önce translate Portuguese
737 parallel translation
Çok uzun zaman önce
Há muito tempo e muito longe
Çok uzun zaman önce gerçekleşen bir şeymiş gibi.
Foi como se fosse qualquer coisa que se passou há muito tempo.
Oh, çok uzun zaman önce birbuçuk yıl.
Oh, não. Não há muito, foi há um ano e meio.
Çok uzun zaman önce henüz çok gençken bunu öğrendim.
E foi há muito tempo, quando eu era muito jovem, que aprendi isso.
Kocanız çok uzun zaman önce gitmiş olmalı.
O seu marido está ausente há muito tempo.
çok uzun zaman önce bu gezegende güçlü ve asil bir ırk yaşıyormuş. Kendilerine Krell diyen bir irk.
Em tempos antigos, este planeta foi o lar duma raça de seres nobres e poderosos que se chamavam os Krell.
Çok uzun zaman önce okuduğum ya da dinlediğim bir şeyi.
De algo que li ou... ouvi a muito tempo atrás.
Çok uzun zaman önce konuşmalıydım.
- Eu devia ter falado há muito tempo.
Doğduğum yere... uzun, çok uzun zaman önce... beni doğuran anneme beni yetiştiren babama... dönüyorum.
Regresso ao lugar em que nasci... à mãe que me gerou e ao pai que me ensinou... há muito, muito... muito tempo.
Çok uzun zaman önce burada bir köprü olabileceğini sanıyorum.
Suponho que podia ter existido uma. Há muitos anos.
Çok uzun zaman önce, kayda değer birisi olabilirdin.
À muito tempo atrás, estávamos juntos.
Fakat, bunların endişe etmesine gerek yok! Onlar çok uzun zaman önce öldüler. Ama hiçbir zaman unutulmayacaklar.
Para estes a partida está ganha, há muito que morreram, mas no esquecimento nunca cairão.
Senin hatırladığın o kız, çok uzun zaman önce öldü.
A miúda de que lembras morreu à muito muito tempo.
Çok uzun zaman önce yapmam gereken bir şeyi.
Algo que já devia ter feito há muito tempo.
Bütün bunlar çok uzun zaman önce olan şeyler tatlım.
Isso aconteceu há muito tempo.
Çok uzun zaman önce öldü.
- Morreu há muito tempo.
Çok, çok uzun zaman önce yaşadığım bir geceyi ve senin bana hatırlattığın bir kızı anımsadım.
Não consegui deixar de me lembrar de uma noite, há muito tempo, com uma rapariga parecida consigo.
- Çok uzun zaman önce.
- Foi há muito tempo.
Bir bakıma, çok uzun zaman önce gitmişti zaten.
De certa forma, já se foi há muito tempo.
Çok, çok uzun zaman önce,.. ... fazla uzakta değil, bir Carmelite manastırında,..
Aconteceu há muito tempo, não muito longe daqui, num convento de carmelitas.
Oradaki tüm hayat çok uzun zaman önce yok oldu.
A vida foi destruída há muito, lá.
Çok uzun zaman önce değildi...
Não foi assim há tanto tempo que...
Ödeme tarihi, çok uzun zaman önce.
O prazo limite já passou a muito tempo.
Uzun, çok uzun zaman önce Kiochi kasabasında olanlardan bahsediyorum.
A muito, muito tempo atrás... viveste na vila Koichi. É disso que estou a falar.
Bazı dostlarım duymuş, çok uzun zaman önce olmuş... şeyleri araştırıyormuşsunuz.
Alguns amigos meus ouviram dizer que está a investigar... acontecimentos muito antigos.
Ne garip... genlerinden geldiği belli oluyor uzun ama çok uzun zaman önce, yüzyıllar önceden, ama hâlâ var.
É curioso... Pode dizer-se que está nos gens através do tempo, de centenas de anos, mas está aí.
Bunun için çok uzun zaman önce söz verdiniz.
Fará tudo que prometeste. Amanhã.
Ben bütün bunları çok uzun zaman önce geride bıraktım.
Deixei-me disso tudo há muito tempo.
Çok uzun zaman önce, birkaç yüzyıl önce, bir dövüşçü varmış. Sanırım Philadelphia civarında. Adam solakmış.
Houve um tipo, para aí há 200 anos, acho que era aqui de FiIadéIfia.
# Çok uzun zaman önce.
Lua romântica.
Çok uzun zaman önce, bu yer halkımın eviydi ve burası Dağ'ın içinin Kral'ı olarak anılan ;
Há muito tempo, este era o lugar da minha gente e era governado pelo meu avô :
Bu çok uzun zaman önce ben küçükken oldu.
Aconteceu há muito tempo, quando era pequeno.
Bizi oluşturan madde çok uzun zaman önce çok uzaklarda bir kırmızı dev tarafından üretildi.
A matéria que nos forma, foi gerada há muito, e muito longe nas estrelas gigantes vermelhas.
O olmasaydı beni çok uzun zaman önce kaybedeceğinizi bilseydiniz ona verdiğim sözleri bu kadar kötü karşılamazdınız.
Ele não é como pensais e podereis ver por que me entreguei a ele. Digo-vos ainda que, sem ele, há muito que não me teríeis.
Onun randevu defteri hakkında çok uzun zaman önce düşünmüştüm. Yani..?
Já tinha pensado no livro de consultas dele há muito tempo.
Çok uzun zaman önce yendiğin yaşlı bir adamdan korkmana gerek yok.
Nada tens a recear de um velho que venceste há tantos anos.
Çok uzun zaman önce ataları Krull'dan çok uzakta başka bir dünyada yaşıyordu.
Há tempos atrás, os seus ancestrais viveram num mundo longe de Krull..
Ne garip, an geçtikten sonra pek çok şey unutulur gider. Oysa uzun zaman önce olanları, çoktan olup gitmiş kadınların ve erkeklerin anısı zihnimde o kadar berrak ve taze ki.
Que estranho que a mente esqueça tanto do que só agora acabou de passar, ainda que mantenha clara e viva a memória do que aconteceu há anos atrás, dos homens e mulheres há tanto tempo falecidos.
Bilgece ve zekice olan herşey, benden çok daha olgun.. .. ve yetenekli kişilerce uzun zaman önce söylendi.
Todas as palavras sensatas e espirituosas foram ditas por pessoas mais experientes e talentos maiores do que o meu.
Sanki bu gemiyi daha önce görmüşüm gibi garip bir hisse kapıldım. Uzun zaman önce çok küçükken.
Tenho o estranho pressentimento que já vi aquele barco há muito tempo quando eu era muito novo.
- Beni daha önce hiç görmemiş gibi bakıyorsun bana. - Çok uzun zaman oldu.
- Já passou muito tempo.
Uzun zaman önce, çok uzak bir ülkede bir kral ile, iyi yürekli bir kraliçe yaşardı.
Numa terra distante há muito tempo atrás... Vivia um rei e a sua bela rainha.
Çok uzun bir zaman önce gördüğün en güzel şeyler olduğunu söylemiştin.
Chamaste-lhes os mais belos, que já tinhas visto, há muito tempo atrás.
Çok uzun bir şiir... uzun zaman önce yazılmış, ve eminim birçoğunuz Milton'un ne demeye çalıştığını anlamak konusunda güçlük çekmişsinizdir.
O Paraíso Perdido? É uma longa poesia, escrita... há muito tempo e estou certo... que muitos de vocês têm dificuldade em entender... o que Milton queria dizer.
Striker uzun zaman önce çok iyi bir filo lideriydi.
Há muito tempo atrás, o Striker era um óptimo líder de esquadrão.
Uzun zaman önce çok, çok uzak bir galakside...
Há muito tempo atrás, em uma galáxia muito, muito distante...
Ona çok ama çok uzun zaman önce sahip olmuştum.
Ganhei-a há muito, muito tempo.
Uzun zaman önce çok, çok uzak bir galakside...
Há muito, muito tempo, numa galáxia muito distante...
Ve gerçekte de bu hikaye çok uzun bir zaman önce Hamelin denilen bir köyde yaşanmıştı.
Esta história aconteceu há muito tempo, numa cidade chamada Hamelin.
Çok uzun zaman önce.
Há demasiado tempo.
Uzun zaman önce kuzenim Allie bir barınaktan bir köpek almıştı, yarı "Airdale" yarı "spaniel". Çok şirindi, ama dövülmüştü.
Há muito tempo, o meu primo Allie arranjou uma cadela no canil, meio "airedale", meio "spaniel", muito gira, mas foi espancada.
çok uzun zaman önceydi 42
çok uzun zaman oldu 115
çok uzun bir süre 23
çok uzun zamandır 30
çok uzun sürdü 28
çok uzun sürmez 60
çok uzun 117
çok uzun bir zaman 18
çok uzun zaman 27
çok uzun sürmeyecek 22
çok uzun zaman oldu 115
çok uzun bir süre 23
çok uzun zamandır 30
çok uzun sürdü 28
çok uzun sürmez 60
çok uzun 117
çok uzun bir zaman 18
çok uzun zaman 27
çok uzun sürmeyecek 22
çok uzun değil 30
uzun zaman önce 180
uzun zaman önceydi 90
çok üzgünüm 1758
çok üzüldüm 280
çok uykum var 28
çok uzaklarda 16
çok üzgün 38
çok uzak 78
çok üşüyorum 45
uzun zaman önce 180
uzun zaman önceydi 90
çok üzgünüm 1758
çok üzüldüm 280
çok uykum var 28
çok uzaklarda 16
çok üzgün 38
çok uzak 78
çok üşüyorum 45
çok üzgünüm efendim 30
çok üzücü 155
çok uzakta 50
çok üşüdüm 19
çok utanıyorum 107
çok uzak değil 39
çok uzaklara 31
çok utandım 66
çok üzgünüz 53
çok uygun 30
çok üzücü 155
çok uzakta 50
çok üşüdüm 19
çok utanıyorum 107
çok uzak değil 39
çok uzaklara 31
çok utandım 66
çok üzgünüz 53
çok uygun 30