Dediğimde translate Russian
1,005 parallel translation
Bir daha git dediğimde gideceksin!
В следующий раз, когда я скажу уйти, ты уйдешь?
Eğer üç dediğimde siz ve subaylarınız işin yolunu tutmamışsanız ateş emri vereceğim.
Если при счете "три"... вы и ваши офицеры не пойдёте на работу... я отдам приказ стрелять.
Demin sizi bekliyordum dediğimde doğru söylüyordum.
Знаете, когда я сказал, что ждал Вас это была правда.
Biliyormusun, ben gidiyorum dediğimde, sadece rol yapıyordum.
Знаете, когда я ушла, я притворялась.
Yalan yazdığım için bana yalancı diyorsunuz. - Ben yalancıyım dediğimde...
- Раз я врал и потом признал это значит, я не лгал, когда говорил.
Cécile'le tiyatroya gideceğim dediğimde biliyordu, şüpheli bir gülüşü vardı.
Когда я сказала, что иду в театр с Сесиль Она так странно на меня посмотрела.
Şimdi dediğimde. Şimdi.
Взялись.. сразу!
Öyleyse Bolivya dediğimde, Kaliforniya'yı düşün.
Вот и думай про Калифорнию, когда я говорю Боливия.
Kid, bir dahaki sefere, Bolivya gibi bir yere gidelim dediğimde, gidelim.
Кид, в следующий раз, когда я скажу ехать в Боливию, надо будет ехать в Боливию.
Sayın Başkan, eminim ki böyle bir yekün söz konusu olamaz dediğimde bütün topluluk adına konuşmuş olurum.
Г-н Президент, я убежден, что я говорю от имени всей Общности, говоря, что о такой же сумме не может быть и речи.
'Benim'dediğimde demek istiyorum ki...
И когда я говорю "на меня"...
"Şimdi" dediğimde, yüzüne tüm ışıkları tutun.
Когда я скажу "давай", сразу направь на него луч.
Bol şans dediğimde bahse başlamak yok.
Никаких ставок когда я говорю "Поехали".
Çünkü sana budala dediğimde bana inanmıyorsun.
Потому что когда тебе говорят, что ты тупой, ты не веришь.
Anlayacağın, "biz" dediğimde Transilvanya'ya döneceğiz diye aslında Magenta ve kendimden bahsediyordum.
Видишь ли, когда я сказал, что " "мы" " возвращаемся на Трансильванию, то имел в виду только нас с Маджентой.
"Halk yönetsin" dediğimde "Biz halkız" sloganıyla çıkınca fazla iyimser olduğumu düşünmüştüm.
Когда мы выдвинули свой лозунг "Мы - народ" и когда я сказал, "пусть правит народ" мне казалось, ч то я был слишком оптимистичен.
- Sana çık dediğimde çıkacaksın. - Ne kadar yukarı?
- По команде "начали", влезаешь на неё.
"Kamera" dediğimde... canlı ve enerjik çalışacaksın.
Когда скажу - "камера", работайте легко, свободно.
"Kes" dediğimde... normalde olduğu gibi çalışacaksın.
На "стоп"... делаете по-своему.
Konuş dediğimde konuşacaksın. Daha önce değil.
Ты будешь говорить, когда тебе дадут слово!
Ben size, "Bu Bay Carr Gomm" dediğimde siz diyeceksiniz ki :
Я представлю его Вам и скажу : "Пожалуйста, знакомьтесь с мистером Кар-Гоммом". А вы ответите...
Anlıyor musun Jaffar daha önce yararlı olmak istiyorum dediğimde bunu gerçekten inanarak söylemiştim.
Понимаете, Джафар, когда я сказал, что хочу быть полезным, это было искренне.
Ve ortalığa konuşmaya başlar. "Yapma dediğimde yapmayacaksın, gördün mü olanları?" "Dokuz ay boşuna mı taşıdım seni karnımda?"
жена спускается сверху со сломанной линейкой садится и начинает громко разговаривать ни с кем! когда говорю.
Sıcak su dediğimde aklına ne geliyor?
Когда я говорю о горячей воде, что приходит вам в голову?
Haftaya provalara başlayalım dediğimde, evet dediniz.
Я спрашивал, можем ли мы начать репетиции, ты сказал - да.
Sana kiracı almamıza gerek yok dediğimde gözlerimi çıkaracaktın.
Когда я говорил, что нам не нужен постоялец, ты меня не слушала.
Motor tam kapasite. Hazır dediğimde ateş ediyoruz!
Когда я выстрелю, дай полную скорость.
"Hey gerzek" dediğimde sizi kastediyorumdur.
Когда я говорю "Эй, засранцы", то я имею в виду вас.
"Deneme" dediğimde denemeyi kastetmiştim bir kelimenin 1000 kere tekrar edilmesini değil.
— Когда я говорю ЭССЕ, я имею ввиду эссе. Я не имею ввиду одно слово, повторенное тысячу раз.
Yarısı Marxie'nin payı dediğimde bana inandı.
Он поверил, когда я ему сказала, что эта половина - доля Макси.
Dur dediğimde neden durmuyorsun?
Когда я говорю "перестань", почему ты не останавливаешься?
Ben dur dediğimde, konuşmanı bitir.
Когда я говорю "стоп", ты перестаешь говорить.
Şimdi, başla dediğimde, ikimiz de sağı işaret edeceğiz.
Когда я скажу "пошел", ты показываешь рукой направо.
- Şimdi, ben "çek" dediğimde...
Понимаете, когда я скажу "Дай!"...
Yiyecek bir şey dediğimde peynir ve kraker gibi bir şeyler demek istemiştim.
Когда я говорил, что хочу перекусить, то думал, вы принесёте мне бутерброд с сыром.
"İnsanoğlu zevk vermiyor bana" dediğimde neden güldün öleyse?
Чтo жe вы ycмexнyлиcь, кoгдa я скaзaл, чтo мужчины нe зaнимaют мeня?
"Tıpatıp aynısı" dediğimde...
Думал, плёвое дело...
Starling, şerife kadının önünde konuşmayalım dediğimde gerçekten kızdın, değil mi?
Старлинг... Когда я сказал шерифу, что не хочу говорить при вас, вы обиделись, верно?
Sana eğlenceli olacak dediğimde....... bana inanmadın, değil mi?
Ты не верил мне, когда я говорил, что тебе понравится. Не верил, сэр.
Sana "zıpla!" dediğimde, "ne kadar yükseğe?" diye soracaksın, anladın mı?
Если я говорю : "Прыгай" Ты должен спросить :
Ve açık konuşacağım dediğimde, anla ki yıkıcı olacağım.
Когда я говорю "честен", это значит "разрушу твои мечты".
Birana, bardak altlığı al dediğimde bunu kast etmiştim!
Я сказал ставить пиво на подставку!
Ben size "merhaba bay Thompson" dediğimde, siz de "merhaba" diyeceksiniz.
Когда я скажу "Привет, мистер Томпсон", вы ответите "Привет".
Bak şimdi, ben "merhaba Bay Thompson" dediğimde ve ayağına bastığımda, gülümsüyor ve başını sallıyorsun.
Когда я скажу "Привет, мистер Томпсон" и надавлю вам на ногу, вам надо улыбнуться и кивнуть.
Bu bir gerçek. "Bütün kadınlarım etkileyici güzelliktedir" dediğimde karşı çıkarlar.
Когда я говорю, что все мои женщины потрясающе красивы, они не верят.
Messenger'ın paskalya sayısı dediğimde aklınıza ne geliyor?
Если я скажу Вам : Вестник, пасхальный выпуск. Что Вы на это скажете?
Ben size "Gidin" dediğimde çılgınlar gibi koşmaya başlayacaksınız.
Когда Подам сигнал, бегите во всю мочь.
"Seni seviyorum" dediğimde ona yalan söyledim.
И в результате...
"Hatta kal" dediğimde o "telefonu kapat" dediğimi sanmış.
- История правдива.
Şimdi dediğimde.
По моей команде.
Ters çevirelim. - Üç dediğimde.
Так, теперь разворачиваем её,