Düşünmeye çalışıyorum translate Russian
109 parallel translation
Gazeteciler gelmeden düşünmeye çalışıyorum.
- Но тут... Я знаю. Надо что-то решать до прихода всех.
Sessiz ol düşünmeye çalışıyorum.
Тише, мне нужно подумать.
- Düşünmeye çalışıyorum.
- Я пытаюсь думать.
Düşünmeye çalışıyorum.
Я думаю.
Düşünmeye çalışıyorum.
Я пытаюсь думать.
Söylemek istediğimi bilsem de tekrar düşünmeye çalışıyorum.
Я задумываюсь не потому, что не знаю, что ответить...
Lisa, şu anda davayı düşünmeye çalışıyorum, tamam mı? Özür dilerim.
Лиза, я пытаюсь сосредоточиться на деле, ясно?
Burda düşünmeye çalışıyorum!
Я пытаюсь думать!
- Düşünmeye çalışıyorum burada.
Я думаю. Ты думаешь?
Burada, koyduğum ya da kaldırdığım her kuralla öncelik vereceğim ilk şeyin bir yetimin geleceği olduğunu düşünmeye çalışıyorum.
Здесь, в Сент-Клаудсе, с каждым правилом, которое я создаю или нарушаю,... я всегда помню, что моя главная забота - будущее моих детей.
Ve, ben tüm bunların... bir rastlantı olduğunu düşünmeye çalışıyorum.
А я пытаюсь уверить себя, что всему виной - простая случайность.
Kalbimle değil, beynimle düşünmeye çalışıyorum.
Пытаюсь думать головой, а не сердцем.
Senin Luke olman konusunda ben de düşünmeye çalışıyorum.
Я пытаюсь сама понять, Люк ли ты.
- Burada düşünmeye çalışıyorum.
Я думаю. Ты думаешь?
- Düşünmeye çalışıyorum.
Попытаюсь что-то придумать.
Sadece onun gibi düşünmeye çalışıyorum.
Я просто стараюсь думать как он.
Bazı şeyleri düşünmeye çalışıyorum.
Я тут пытаюсь кое-что выяснить.
Ama başka şeyleri de düşünmeye çalışıyorum.
Но я стараюсь думать не только о ней.
Düşünmeye çalışıyorum.
- Может помолчите. Я думать пытаюсь.
Düşünmeye çalışıyorum.
- Тише, мама! Я думаю над загадкой.
- Sus, düşünmeye çalışıyorum.
- Если они найдут Калеба...
- Düşünmeye çalışıyorum.
- Не мешай, я думаю.
Ortadaki beşle mantık kurulabilen bir kombinasyonu düşünmeye çalışıyorum sadece.
Я просто пытаюсь придумать комбинацию, которая имеет смысл с пятеркой в середине.
Nefretten daha iyi bir şey düşünmeye çalışıyorum.
Вот вертится на языке и никак не вспомнить.
- Tamam, düşünmeye çalışıyorum.
Мы отремонтировали дом, верно?
Söyleyecek muhteşem şeyler düşünmeye çalışıyorum ama aklıma sadece William ve Harry'ye benden selam söyle geliyor.
Я хочу придумать какие-нибудь изумительные слова, но у меня в голове только "передай от меня привет Уильяму и Гарри".
Kendimle konuşarak düşünmeye çalışıyorum, Ve sen bana sürekli "Addison" derken bunu yapamam.
Я пытаюсь убедить себя в этом, и я не могу сделать это, ведь ты продолжаешь эддисонить меня.
Ben de kuru şeyler düşünmeye çalışıyorum çöl veya... kurutulmuş buğday gibi.
Я думаю о чем-то сухом, и помогает, о пустыне или... Сухих завтраках.
Düşünmeye çalışıyorum.
- Заткнись. Я пытаюсь думать.
Bilmiyorum. Ne yapacağımı düşünmeye çalışıyorum.
- мой старый друг из Портленда.
Düşünmeye çalışıyorum.
- Ну и сарказм. Я пытаюсь думать.
Kaçırdığın şeyleri düşünmeye çalışıyorum da, aklıma pek bir şey gelmiyor!
Пытаюсь сообразить, что ты пропустила. Кажется, ничего серьёзного.
Çünkü düşünmeye çalışıyorum, belki o haklıdır.
Потому что я тут думала, может он таки прав.
- Düşünmeye çalışıyorum...
- Я пытаюсь думать...
Kahire'de yaşamaya başlayacağım ilk günümde ne yapardım düşünmeye çalışıyorum.
Пытаюсь представить чтобы я делала в первый день поселясь в Каире.
Düşünmeye çalışıyorum!
Я пытаюсь вспомнить!
- Sessiz olun, düşünmeye çalışıyorum.
Боб, что происходит? Не сейчас?
Ne demek, düşünmeye çalışıyorum?
Надо подумать. - Нет, сейчас!
Başka şeyler düşünmeye çalışıyorum.
Я пытаюсь думать о другом.
Arabaları düşünmeye çalışıyorum.
Я пытаюсь думать о машинах.
Susar mısın? Düşünmeye çalışıyorum.
Помолчи, ты мне думать мешаешь.
Sadece bunu bir macera olarak düşünmeye çalışıyorum.
Я стараюсь смотреть на это, как на приключение.
Ben onları kemik olarak düşünmeye çalışıyorum.
Я пытаюсь просто думать о них, как о костях.
Düşünmeye çalışıyorum tamam mı?
Слушай, я пытаюсь думать, ясно?
Duke gibi düşünmeye çalışıyorum.
Стараюсь думать, как Дюк.
Şu an ben düşünmeye çalışıyorum. Öyle birşey yok
Пытаюсь вспомнить, но ничего не идёт на ум.
Evet, ne istediğimi düşünmeye çalışıyorum.
Да, не могу разобраться, чего же я хочу.
Keats'in şiirindeki Tombul Cortez gibiyim ; derin bir şüpheyle Pasifik'e bakıyorum ve düşünmeye çalışıyorum hangi yeni gezegenler görüş açımın içine girecek.
Я как отважный Кортез в поэме Китса, глядящий на Тихий океан с внезапной догадкой и представляющий как... какие-то там новые планеты попадаются мне на глаза.
Sizi başka bir saç modeliyle düşünmeye çalışıyorum.
Кажется, у вас была другая прическа.
Hayatlarımız düşünmeye ve bunu kaderci bir açıyla düşünmemeye çalışıyorum, ve tamam, bütün bir hayatımız boyunca aynı evde oturmak zorunda olacağız.
Я пытаюсь думать о нашей жизни, а не думать об этом со стороны мрачности и обречённости, и ладно, мы останемся, вложим в одно место нашу жизнь целиком.
Düşünmeye çalışıyorum.
Я пытаюсь это обдумать.
çalışıyorum 310
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşünüyordum 129
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşünüyordum 129
düşününce 41
düşünüyorum ki 20
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşünüyorum ki 20
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259