Tabii ki biliyorsun translate Russian
84 parallel translation
- Tabii ki biliyorsun.
- Знаешь, конечно.
- Tabii ki biliyorsun.
- Конечно, знаете.
- Tabii ki biliyorsun evlât.
- Конечно, знаешь, сынок.
- Tabii ki biliyorsun.
- Я не могу вспомнить!
Tabii ki biliyorsun.
онечно, вы знаете, как он выгл € дит.
Tabii ki biliyorsun.
Ещё как понимаете.
- Evet, tabii ki biliyorsun. Ama sakin ol.
- Конечно ты знаешь, просто расслабься.
Tabii ki biliyorsun. Sen Lindsay Weir'sın. Her şeyi yapabilirsin.
Конечно, можешь, ты Линдси Виер, ты можешь сделать всё, что угодно.
Bilmiyorum. Tabii ki biliyorsun.
Не знаю.
- Tabii ki biliyorsun.
О, конечно, ты знаешь!
Tabii ki biliyorsun.
Конечно, знаешь.
Tabii ki biliyorsun.
Всё ты знаешь...
Tabii ki biliyorsun. Ama unuttuysan söyleyeyim, berbat.
Конечно, вы представляете, но на случай, если вы забыли.
Tabii ki biliyorsun. Bizler imaj danışmanlarıyız.
Ты слышал, конечно, мы имидж меняем.
Biliyorsun, evet, tabii ki biliyorsun, o biliyor.
Ты знал, да, ты знал, конечно знал.
Tabii ki biliyorsun, Mitch.
Конечно же знаете, Митч.
Tabii ki biliyorsun.
Разумеется, понимаешь.
Tabii ki biliyorsun.
Конечно ты знаешь это.
Tabii ki biliyorsun.
Конечно же, ты знаешь его.
- Tabii ki biliyorsun, Düşün.
- Уверен, что знаешь.Думай.
Tabii ki biliyorsun.
Конечно, ты знаешь.
- Tabii ki biliyorsun.
- Конечно, знаешь, да.
Tabii ki biliyorsun, Incil'de yazıyor.
В Библии так сказано.
- Tabii ki biliyorsun. Sen şu en iyi arkadaşsın, değil mi?
Ты лучшая подруга, правильно?
- Tabii ki biliyorsun.
Знаете.
Tabii ki biliyorsun ve haklısın da.
Конечно, знаете.
Tabii ki biliyorsun.
Знаешь.
Tabii ki teferruatları biliyorsun, ama bu "bütün" ile ilgili!
Конечно, вы знаете о частных деталях... но это относиться ко всей перспективе!
Bunun yalan olduğunu biliyorsun. Tabii ki biliyorum.
Конечно, знаю.
Tabii ki sorun. Bunu sen de biliyorsun.
Нет, не всё, и вы это знаете.
Sordu ki "Harry nasıl biliyorsun?" "Havlamasından tabii aptal!" dedi...
А мы ему сказали "Гарри, как ты определил?" Он сказал "По коре, вы тупицы!"
Bastırılmış iletimi biliyorsun, tabii ki?
Ты о глушилках, конечно же, слышал?
Tabii ki buradayım Bess. Bunu biliyorsun.
Конечно, я здесь, Бесс, ты же знаешь.
Tabii ki seninleyim Bess. Bunu biliyorsun.
Конечно, Бесс, ты же знаешь.
- Tabiî ki biliyorsun. Duyalım şunu.
- Думаю, знаешь.
Biliyorsun tabiî ki.
Наверняка понимаешь.
Martine's'den yeni ayrılan harika bir aşçı tanıyorum. Martine's'i biliyorsun, değil mi? Martine's'i tabii ki biliyorum, New York'ta.
Я знаю отличного повара он только что ушел из ресторана "Мартинс".
Tabii ki şimdilik sadece deneme. Biliyorsun bana tahammül edemiyor ve bütün Basmati pirincini yediğimi sanıyor ama bütün gün prova yaptık ve bu akşam Hells Kitchen'da sahneye çıkıyoruz.
Я хочу сказать, это вроде как в порядке эксперимента, потому что, ты знаешь, она всё ещё меня терпеть не может, и она думает, что я съела весь её рис-басмати, но мы репетировали весь день, и у нас выступление сегодня вечером в Hell's Kitchen.
- Tabii ki de biliyorsun. Kendine baksana.
- O, конечно, посмотри на себя.
Ve tabii ki, basını idare etmesini de biliyorsun.
И само собой, ты знаешь, как общаться с прессой.
Evet, tabii ki! İsimlerini yazdıkları zaman insanların öleceğini biliyorlar, biliyorsun!
что в результате эти люди погибнут!
- Tabii ki. Malzemelerin yerini biliyorsun.
- Да, валяй, ты знаешь где всё что нужно.
Tabii ki yapmazsın, dinle adamın arkadaşı değilim, biliyorsun.
Нет, конечно, нет. Слушай, мы с ним не друзья, ты это знаешь.
Tabii ki, tatlım. Biliyorsun, eğer seninle evli olmasam tam benlik bir popoya sahip bu bayanla bütün gece hiç durmadan...
Ну конечно, если бы я не был женат на тебе, я бы такой вот задахен всю ночь
Tabii ki Fairfield'i biliyorsun.
Ты знаешь о Фэйрфилде?
Tabii ki biliyorsun.
Уверен, ты имеешь.
Biliyorsun ki İngiltere'de bir çok iyi üniversite var ; Oxford ve Cambridge tabii ki ve ayrıca...
О, знаете, есть много хороших университетов в Англии - конечно, Оксфорд и Кембридж, но есть также...
Tabii ki, bunun ne anlama geldiğini biliyorsun.
Конечно, ты понимаешь ее значение.
Tabii ki biliyorsun.
Конечно, понимаешь.
Ama tabii ki sen bunu biliyorsun.
Но ты это конечно же знаешь.
- Tabii ki istiyorum. - Neden acı çektiğini biliyorsun.
- Ты знаешь, почему ты страдаешь.
tabii ki 3786
tabiî ki 109
tabii ki evet 16
tabii ki hayır 476
tabii ki seviyorum 29
tabii ki öyle 97
tabii ki var 74
tabii ki istiyorum 19
tabii ki de 45
tabii ki benim 18
tabiî ki 109
tabii ki evet 16
tabii ki hayır 476
tabii ki seviyorum 29
tabii ki öyle 97
tabii ki var 74
tabii ki istiyorum 19
tabii ki de 45
tabii ki benim 18
tabii ki olmaz 20
tabii ki biliyorum 29
tabii ki yok 71
tabii ki eminim 28
tabii ki değil 91
tabii ki değilim 17
tabii ki hatırlıyorum 25
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
tabii ki biliyorum 29
tabii ki yok 71
tabii ki eminim 28
tabii ki değil 91
tabii ki değilim 17
tabii ki hatırlıyorum 25
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun ki 112
biliyorsun değil mi 147
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
tabii 9702
tabiî 81
tabii eminim 16
tabii efendim 146
biliyorsun değil mi 147
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
tabii 9702
tabiî 81
tabii eminim 16
tabii efendim 146