English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ B ] / Biliyorsun

Biliyorsun translate Russian

51,765 parallel translation
Bunu biliyorsun değil mi?
Ты ведь знаешь об этом?
Hepimiz yanındayız bunu biliyorsun.
Знаешь, мы все за тебя.
Bana istediğin her şeyi anlatabilirsin biliyorsun.
Потому что ты можешь рассказать мне все.
İlk aldatışı değil biliyorsun değil mi?
То есть, ты же знаешь, что ты не первая?
Tabii ki de biliyorsun. Defalarca kez konuştuk bunu.
Конечно, ты знаешь, мы же об этом разговаривали.
Eve gideceğim. Adresi biliyorsun.
Я еду домой, дорогу ты знаешь.
Şeyhleri bile iflasa götürecek büyüklükte doğum günü partisi istemeyi biliyorsun ama!
Тем не менее, это не заставило тебя отказаться от вечеринки, которая бы и шейха обанкротила.
Hastalandığımı ölümden döndüğümü biliyorsun.
Ты знаешь, когда я болел и чуть не умер, так. Но я выжил, и я думаю, что...
Bunun nasıl göründüğünü biliyorsun.
Вы ведь понимаете, как это выглядит.
- Seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun değil mi?
- Ты же знаешь, что я тебя люблю, да?
Biliyorsun değil mi?
Ты ведь это знаешь, не так ли?
- Bal gibi de biliyorsun.
- О да, знаешь.
Nereden biliyorsun?
Откуда ты знаешь?
- Hayır çok daha öncesi, bunu biliyorsun.
Нет. Раньше. Ты это знаешь.
- Hayır bilmiyorum. Biliyorsun.
- Нет, я не знаю.
Numarayı da o gece olanları da gayet iyi biliyorsun.
- Ты знаешь! Ты знаешь этот номер и ты знаешь, что произошло той ночью.
Leo, ilişkili bulunduğun üç ayrı tecavüz suçlamasıyla tutuklandığını biliyorsun.
Лео, ты понимаешь, что тебя аррестовали по подозрению в трех изнасилованиях :
Ben ölü değilim, biliyorsun.
Я не покойник, знаете ли.
Nerede olduğunu biliyorsun.
Ты знаешь, где она.
Yalnızca... İlgilenmem gereken çok şey vardı, biliyorsun...
Просто со слишком большим количеством дел нужно разобраться, понимаешь...
Çok geç değil, biliyorsun.
Еще не слишком поздно, знаешь.
Biliyorsun... Amcam beni buraya getirdiğinde, gece boyu konuşmuştuk.
Знаешь, когда мой дядя привез мне сюда, мы сидели всю ночь, разговаривая.
Sadece nakde ihtiyacım var. Paramın bir güven fonunda olduğunu biliyorsun.
- Ты же знаешь, мои деньги в трастовом фонде.
Axe Capital'a normalin yarısı kadar odaklansan bile işinde benden daha iyi olacağını biliyorsun çünkü. Gerçek bu.
- Потому что знаешь, что, даже работая вполсилы, сам справишься лучше, чем я, и это правда.
Davayı bizim yürütemeyeceğimizi biliyorsun. Kişisel çatışma fazla derin.
- Ты же знаешь, нам нельзя участвовать.
Sen o izin ne olduğunu çok iyi biliyorsun.
Ты прекрасно знаешь, о чём я.
Makyaj yaptığın zaman, babanın seni duymadığını biliyorsun.
- Ты знаешь, что твой отец тебя не слушает, пока на тебе макияж.
Biliyorsun değil mi?
И ты ведь знаешь это, да?
Nasıl gideceğini biliyorsun.
Ты знаешь, как всё будет.
Benim aksime, sen iyi birisin. Eğer bizi burada bırakırsan,... asla yaşayamazsın çünkü eğer bırakırsan ölürüz, bunu biliyorsun.
В отличие от меня, ты славный парень и ты спать спокойно не сможешь, оставив нас здесь, ведь, если оставишь, мы умрём, и ты это знаешь.
Beni sevmez, biliyorsun.
Ты же знаешь, что мы не ладим.
Güç. Yumruk atmayı biliyorsun, değil mi?
Ты же умеешь правильно бить?
Konuşamayacağımı biliyorsun.
Вы знаете, что нет.
Ama artık buradasın ve biliyorsun.
Но вот ты здесь. И теперь ты знаешь обо всем.
- Kim olduğunu biliyorsun, değil mi?
- Ты ведь знаешь, кто это?
- Kastımın ne olduğunu çok iyi biliyorsun.
- Вы прекрасно всё поняли.
Bir şeye ihtiyacın olursa cebimi biliyorsun, ara.
Если что-то от меня понадобится, у вас есть мой номер. Звоните.
- Doğru olan bu, sen de biliyorsun.
Так будет правильно, ты и сам знаешь.
Biliyorsun şu an avukatlık yapamıyorum.
Ну, вы ведь знаете, что я сейчас не практикую.
Gecenin sonunda, Toni Morrison, kim olduğunu biliyorsun,
И в конце вечера Тони Моррисон, который, как ты знаешь,
Sen bunu nerden biliyorsun, Jughead?
Да что ты знаешь об этом, Джагхед?
Nereden biliyorsun, Cheryl?
Тебе то откуда знать, Шерил?
Betty, Trev Brown'ı biliyorsun değil mi?
Бэтти, ты знаешь Трева Брауна, так ведь?
Ve sonra... biliyorsun...
И я... ну...
Riverdale'nin akçaağaç şurubu endüstrisi üzerine kurulduğunu biliyorsun.
Ты же знаешь, что Ривердейл был основан вокруг завода по производству кленового сиропа.
Bir kaptanın ne yapması gerektiğini çok iyi biliyorsun.
Ты точно знаешь, что должен делать капитан.
Bu adamlara güveniyorum, biliyorsun.
Я им доверяю, понимаешь.
Eski sinemanın olduğu yerle alakalı gelişmeleri biliyorsun.
Но ты же знаешь эту новую разработку на месте старого кинотеатра?
Biliyorsun, hiç bir zaman o kadar büyük bir maaş alamadım.
Меня никогда не волновало то, на какую сумму мне выпишут чек.
Bunu duyduğuma üzüldüm ama senin yerini doldurduğumu biliyorsun, Val.
Жаль это слышать, но твоё место занято, Вэл.
Kim olduğumu biliyorsun.
Ты знаешь, кто я.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]