On this planet traducir turco
1,830 traducción paralela
i'm not going to go up to every woman on this planet waiting for it to start glowing.
Bu gezegende ki her kadının... yanına gidip,... bunun parıldamasını bekleyemem..
Gideon stood toe-to-toe with some of the sickest people on this planet.
- Evet. Gideon, dünyanın en manyak adamlarına karşı durdu.
I realize in my 29 years on this planet I haven't told you often enough how much I appreciate you. But you are all I have left in this cruel world.
Düsündümde 29 yasindayim ve simdiye kadar sana ne kadar minnettar oldugumu söylemedim,... sen bu zalim dünyada benim herseyimsin..
Mr. Lefkowitz, I do know... that there's no one on this planet that loves Dennis any more than I do.
Bay Lefkowitz, şunu çok iyi biliyorum ki... bu dünyada Dennis'i benim kadar seven biri daha yoktur...
I can't think of any reason to stay on this planet. No one at school even knows my name.
Bu gezegende kalmak için aklıma bir neden gelmiyor.
Somewhere, someone on this planet does not know about this show.
Bu gezegende bu gösteriden haberi olmayan kalmasın.
On this planet, some six billion people lived together, for better or for worse, in war and in love.
Bu gezegende 6 milyar insan iyi günde, kötü günde savaşta ve barışta bir arada yaşarmış.
How long did you say you've been living on this planet?
Bu gezegende ne kadar süredir yaşadığını söylemiştin?
Beings on this planet... believe in rightful free will!
Bu gezegendeki insanların senin sahip olmadığın bir yaşama arzusu var.
Then why... why can't OrichaIcum... end the fighting on this planet?
Orichalcum neden bu gezegendeki savaşları sona erdirmedi?
I believe that there is somebody on this planet for us all.
Bu gezegende hepimiz için birisi olduğuna inanırım.
There are more than enough human beings on this planet.
Bu gezegende fazlasıyla insan var.
And I love my brother more than anything on this planet.
ve kardeşimi herşeyden çok seviyorum.
- He purchased explosives on this planet.
- Bu gezegenden patlayıcıları satın aldı.
I said there ain't a pack of menthols on this planet.
Bu gezegende bir paket bile mentol yok dedim.
You realize you are the second last human person on this planet I want to be speaking to right now.
Şu anda dünyadaki konuşmak istediğim ikinci son insan olduğunu farkındasındır.
With a bit of luck, the people on this planet will never even know we were here.
Biraz şansın da yardımıyla bu gezegendekiler buraya geldiğimizi hiç bir zaman bilmeyecekler.
Look, you are a guest on this planet and as long as you are a guest, you're gonna follow some rules.
Bak, sen bu gezegende konuksun, konuk olduğun müddetçe de bazı kurallara uyacaksın.
I'm sorry I had to trick you, but if you'd known what I had planned, you'd have never let me on this planet.
Sizi tuzağa düşürmek istediğim için üzgünüm, fakat eğer bundan haberiniz olsaydı, bu gezegene girmeme asla izin vermezdiniz.
There's enough algae on this planet to feed the entire fleet, but the star in the system is highly unstable. If you can believe it, on the verge of going supernova.
Bu gezegende bütün filoyu besleyecek kadar yosun var, ama sistemdeki yıldız son derece değişken, inanmayacaksınız ama patlamak üzere.
It's just a matter of time until the Cylons find out what we're up to on this planet.
Cylonların bu gezegende ne yaptığımızı anlaması an meselesi.
I've managed to get through almost four decades on this planet without getting chicken pox.
Neredeyse 40 yıldır su çiçeği olmadan bu gezegende yaşamayı başardım.
In this standard nomenclature... if a second planet was found around the same star... it would get a lowercase c, and so on through the alphabet.
Standart isimlendirmeye göre aynı yıldızın etrafında başka bir gezegen bulunursa diğer sıra harfi olan "C" ve başkaları bulunursa alfabetik sıraya göre verilir.
This is huge compared to the wind speed... on any planet in our solar system.
Bu rüzgar hızını Güneş sistemimizdeki gezegenlerin rüzgarıyla karşılaştırdığımızda olağanüstü büyük olduğunu görürüz.
A year on this bizarre world lasts 111 days... and it has the most eccentric orbit of any known planet.
Bu dünyadaki bir yıl 111 güne denk gelmektedir. Ve şu ana dek bilinen en eksantrik yörüngeye sahip gezegendir.
And this would affect how life has evolved on this planet.
Bu da hayatın, gezegenimizdeki evrimini tümüyle etkileyebilirdi.
This one is one of the fastest planes on the planet.
Bu, gezegendeki en hızlı uçaklardan biri.
This rock formation in Arizona is one of the most precious geological sites on the planet.
Arizona'daki bu kaya oluşumu gezegenimizdeki en değerli jeolojik bölgelerden biridir.
This is one of the remotest and coldest regions on the planet, and yet hidden in this frozen ground is the potential for a climate disaster.
Burası gezegendeki en uzak ve soğuk yerlerden biri. Burada buzun altında donmuş şekilde bekleyen ve iklimimizi tehdit edebilecek büyük bir tehlike var.
I've come all this way to see one of the most remarkable volcanoes anywhere on the planet.
Bu kadar yolu gezegendeki en olağanüstü volkanlardan birini görmeye geldim.
For most of Earth's long history, this was the most advanced life on the planet.
Dünya tarihindeki en uzun dönem boyunca gezegendeki en gelişmiş yaşam biçimi buydu.
This is my favourite place on the entire planet.
Burası tüm gezegende en sevdiğim yer.
In this way, huge amounts of carbon dioxide, the very gas that keeps our planet warm, are removed from the atmosphere and locked away on the sea floor.
Bu şekilde, gezegenimizi sıcak tutan büyük miktarlarda karbondioksit atmosferden alınıp deniz tabanında saklanmış olur.
But this process that has sustained all life on the planet comes at an enormous cost.
Gezegendeki tüm hayatı ayakta tutan bu döngünün muazzam bir bedeli var.
Although a few million years is just the blink of an eye in the planet's life, this recent ice age has had an extraordinary influence on our world, and on us.
Gezegen için birkaç milyon yıl bir göz kırpma gibi olsa da bu son buzulun Dünyamız ve bizim üzerimizde olağanüstü etkileri oldu.
The flood was so vast that nothing that happens on the planet today comes close to the scale of this catastrophe.
Sel öyle büyüktü ki, şu anda gezegende gerçekleşen hiçbir şey bu yıkımın boyutlarına ulaşamaz.
Yet even this isn't the full extent of the influence of ocean currents on our planet. And on life.
Bu bile okyanus akıntılarının dünyamız ve üzerindeki yaşama olan etkileri konusunda ufak bir örnektir.
In the long term, this could endanger one of the main sources of oxygen on the planet.
Uzun vadede bu durum okyanuslardaki oksijenin ana kaynaklarından birini yok edebilir.
which includes on it a scannable bar code with your personal information. However this barcode is only an intermediary step, before the card is equipped with a VeriChip RFID tracking Module, which will use radio frequencies to track your every move on the planet,
Halbuki bu barkod sadece bir geçiş aşaması, bu kimlik kartına daha sonra, radyo frekansları sayesinde gezegendeki her hareketinizi takip edebilecek bir VeriChip RFID izleme modülü eklenecek.
So, um... you know, um... so, you know, on the one hand, uh, help him out as much as I can and on the other hand, uh, if he wants to... if this little guy wants to believe he's from another planet, you know... I mean, who am I to argue?
Yani, demek istediğim bir yandan ona elimden geldiğince yardım edeceğim ama öte yandan, eğer isterse bu küçük adam başka bir gezegenden olduğuna inanmak istiyorsa bana pek bir şey söylemek düşmez bence.
There are billions of people on this planet.
Bu gezegende milyarlarca insan var.
This is it, quite simply the biggest club game on the planet.
İşte bu, çok açık ki gezegenin en büyük, kulüpler maçı ;
Our response depends on the conscious evolution of our species and this response could very well save this unique blue planet for future generations.
Cevabımız türümüzün bilincinde yatıyor ve bu cevap rahatça mavi gezegeni gelecek nesiller için kurtarabilir.
here we are, lying on this big ol'ball of planet, spinning round and round in space.
İşte uzayda dönüp duran gezenlerden birinin zemininde öylece sırt üstü uzandık.
If you think about it, someone has died on pretty much every inch of this planet.
Bir düşünsenize aslında ölüler dünyanın her yerinde.
- Yeah, but with that thinking, everyone on this entire planet works for you.
- Evet, ama düşünürsek, bu gezegendeki herkes senin için çalışıyor.
"Am I making the most out of my time here on this planet?"
"Bu gezegende vaktimi iyi değerlendiriyor muyum?"
Make any attempt to attack this ship or the people on the planet's surface, I'll launch every nuke I've got.
- Bu gemiye veya gezegendeki insanlara saldırmaya teşebbüs ederseniz elimdeki bütün nükleer bombaları kullanırım.
And I know the rest of the world adored him... and misses him now that he's gone... but no one else on this whole stupid planet... can know what it felt like to really love him, to be loved by him... or how it feels now... every minute of every day, like I'm broken.
Dünyanın geri kalanının ona taptığını ve onu ne kadar özlediğini biliyorum. Ama bu aptal gezegendeki hiç kimse onu gerçekten sevmenin ve onun tarafından sevilmenin ya da şu anda kendini parçalanmış hissetmenin, nasıl bir duygu olduğunu anlayamaz.
OK, if you're gonna act like this is your first day on the planet, you're about as useful to me as a third tit.
Gezegendeki ilk gününmüş gibi davranacaksan, Ancak üçüncü meme kadar işime yararsın.
There is nowhere on the face of this planet that that thing cannot get us.
Bu gezegenin üzerinde uydunun bizi yok edemeyeceği hiçbir yer yok.
on this side 28
on this occasion 24
on this day 60
on this island 25
on this lonely road 19
on this 96
on this guy 23
on this ship 18
on this one 34
this planet 21
on this occasion 24
on this day 60
on this island 25
on this lonely road 19
on this 96
on this guy 23
on this ship 18
on this one 34
this planet 21
planet 68
planets 40
planet earth 27
on the whole 55
on the tv 16
on the table 116
on the other hand 1607
on the floor 300
on the 426
on the plus side 107
planets 40
planet earth 27
on the whole 55
on the tv 16
on the table 116
on the other hand 1607
on the floor 300
on the 426
on the plus side 107
on the roof 79
on the ground 440
on the way home 32
on the contrary 1002
on the other side 107
on the bench 17
on the other 48
on the right 145
on the beach 77
on the house 231
on the ground 440
on the way home 32
on the contrary 1002
on the other side 107
on the bench 17
on the other 48
on the right 145
on the beach 77
on the house 231
on the dot 66
on the internet 51
on the record 70
on the surface 75
on the side 64
on the one hand 116
on there 23
on the street 102
on the sidewalk 17
on their way 28
on the internet 51
on the record 70
on the surface 75
on the side 64
on the one hand 116
on there 23
on the street 102
on the sidewalk 17
on their way 28