The top traducir turco
25,687 traducción paralela
The highball glasses were on the top of the bar.
Kokteyl bardakları barın üzerindeydi.
Is this the top-secret Manhattan Project you've been working on?
Evet, şu gizli Manhattan projesi mi bu?
They had you, uh, double-covered with the safety over the top.
Sana çok iyi savunma yapmışlardı.
So, Don is at the top of the hill, and I'm down at the bottom, the kids are on the sled, and the snow was like frozen, thick ice.
Şimdi Don tepeye çıkmıştı ben aşağıdaydım, çocuklar da kızakta yağan kar donmuştu, kapkalın buz vardı.
So many people fall for cons like this because the top secret thing convinces them not to look closely.
Bir sürü insan bu üçkağıda kanıyor, çünkü birşey çok gizli olduğunda insanlar pek de kurcalamamaya ikna oluyor.
And impressing that ridiculous detective society isn't exactly on the top of my list.
Ayrıca o saçma dedektif topluluğu etkilemek benim önceliğim değil.
Do you think this will still pick up our conversation if it's not right at the top of the bag?
Sence bu çantanın üstünde olmasa da konuşmalarımızı kaydeder mi?
They're the top sex experts in the country, with years of cutting-edge work ahead.
Yıllardır önde gelen çalışmalarıyla onlar ülkenin bir numaralı seks uzmanları.
Comes from the top.
Tepedekilerden geliyor.
These are the top Black Claw operatives that we know of, alive or dead, listed based on their position in the organization.
Bunlar bildiğimiz üst yöneticiler, ölü ya da diri, liste organizasyondaki konumlarına göre hazırlandı.
As you can see, Renard is near the top now.
Görüldüğü üzere Renard üst kademeye yakın.
And at the top, it was such a clear summer's day,
Tepedeykense, bir yaz gününde olduğumuz çok belli oluyordu.
But it turned out it was one of those... you know, when you get to the top, and it takes your picture?
Ama sonrasında... Tren ile en tepeye çıkınca fotoğraf çekerler hani, bilirsiniz.
And make sure to write your team name at the top of the answer sheet.
Takım isimlerinizin cevap kağıdının en üstünde olduğuna emin olun.
One of the top three or four species annihilation plans I've ever heard.
gördüğüm en iyi 3 ya da 4 türleri yoketme planlarından biri.
Little sirens on the top, white stripe on the side.
Tarafında üst beyaz şerit üzerinde küçük sirenler.
Turn on the lights on the top of the van, Frank, and deliver him to a very powerful witch woman before some lunatic tries to off my brother.
Van üstündeki ışıkları açmak, frank, Ve çok güçlü bir cadı kadın onu teslim. Kardeşim kapalı bazı deli denemeden önce.
They're the top firm in Miami.
Miami'nin en büyük firması onlar.
So now you can make out what someone's writing by watching the top of their pen bob all around?
Yani şimdi de sadece kalemin tepesine bakarak kimin ne yazdığını çıkarabiliyorsun.
The top is connected to the bottom, and I know what I saw.
Üst altla bağlantılıdır ve ben ne gördüğümü biliyorum.
Along the top of the rib there, till you feel the lung.
Akciğeri hissedene kadar daha derine, kaburgaların üzerine doğru ittir.
Reading materials are... listed at the top.
Okunacaklar listenin en üstünde.
I think what we do is take this idea here and move it up to the top.
Bence bu fikri burada ele almalıyız ve bunu en başa koymalıyız.
Just start from the top. I was getting some water, and I saw something out of the window.
Su alıyordum, pencereden bir şey gördüm.
What we want is something from the top left, to pop over to the right, and then over to the smart screen over here, and come together and form a whole finger.
İstediğimiz şey, sol üsttekilerden birinin sağ tarafta belirmesi, sonra da buradaki akıllı ekrana aktarılarak birleşip tam bir parmak izi oluşturması.
Congratulations on missing the top spot.
Birinciliği kaçırdığınız için tebrikler.
'Cause I've got the top national reporters here covering this race.
Çünkü bu yarışı yazan en iyi ulusal muhabirler geldi.
You see the way they all look at her. She's the top of the social food chain.
Ona nasıl baktıklarını görüyor musun?
Well, clean underwear would be at the top of my on-the-lam list.
Temiz iç çamaşırları kaçış listemin başında olurdu.
You see the... the top row of keys there?
Tuşların en üstündeki sırayı görüyor musun?
I got the top down on my convertible.
Arabanın üstünü açtım.
And then he took me home, and he gave me his sweater to cover up the stolen top, and he told you that he'd picked me up from school and taken me to the club for a soda.
Sonra da beni eve götürdü. Aşırdığım üstü örtmek için kazağını verdi ve sana beni okuldan alıp kulübe kola içmeye götürdüğünü söyledi.
And this one has hats on it, if you like that. This one has daisies. This one has cakes on top of the cake.
Seversen bunda şapkalar var, bunda papatyalar var, şunda da pastanın üzerinde pastalar var.
With your approval, I would like to petition the national board to fund the purchase of a top-notch display for the diaries of Abigail Franklin.
O hâlde sizin de onayınızla ulusal kuruldan Abigail Franklin'in günlüğü için üst sınıf bir vitrine fon talep edeceğim.
It's like the greatest hits, no?
Top 10 şarkıları gibi, değil mi?
We've also got a top surgeon in the group.
Grubumuzda çok iyi de bir cerrah var.
It had the ring of a cannon.
Top sesine benziyordu.
Or a thousand cannons shot at exactly the same time.
Ya da aynı anda atılan binlerce top sesine.
Skee-Ball for the toddlers, soccer for the girls, the Tramp Zone.
Çocuklar için top oyunları, Kızlar için futbol, trambolin alanı.
And I was throwing the ball for Mojo for old time's sake in the backyard, but when it was time to go, she just sat there with that ratty old ball in her mouth, waiting for me to throw it again.
Gitmeden önce eski günlerdeki gibi bahçede Mojo'ya top fırlatıyordum. Gitme vakti geldiği zaman ağzında eski topuyla beraber çimenlerin üzerine oturdu ve tekrar fırlatmamı bekledi.
Mr. President, this is the nuclear football.
Sayın Başkan, bu nükleer top.
40 minutes ago, they showed me the nuclear football.
40 dakika önce bana nükleer top gösterdiler.
The Black Badge was a top-secret branch of the Marshalls founded in the 1900s by Roosevelt...
Kara Rozet, 1900'lerde güvenlik gücünün çok gizli bir birimi olarak Roosevelt tarafından kuruldu.
It's recess, and the boys don't pick me for dodgeball and the girls don't want me touching their dolls, and recess just never ends.
Teneffüsteydik ve oğlanlar beni yakar top için seçmiyorlardı. Kızlar da bebeklerine dokunmama izin vermiyorlardı. Teneffüs hala bitmedi.
Well, he told the board if they wanted to make St. Matthew's a top research institute, they needed somebody like you.
Yönetim Kurulu'na, St. Matthew'u bir numaralı araştırma enstitüsü yapmak istiyorlarsa senin gibi birine ihtiyaçları olduğunu söyledi.
And the cherry on top?
Ve her şey yetmezmiş gibi...
Now, you want to activate all the taste buds front and back, top and the sides.
Ön, arka ve yanlardaki tüm tat alıcıları çalıştırmak istersin.
And from the gossip that I heard from the "Gold Storm" set, - Chris was sober and on top of it. - I did my job.
"Altın Kasırga" setinden gelen dedikodulara göre de Chris ayıkmış ve işiyle meşgulmüş.
I've got blood-transfer patterns on this top step, Leading all the way down!
Üst basamakta kan bulaşma izleri var, aşağıya kadar gidiyor!
Top right is the judge's clerk, Jan Here we go.
Sağ üstteki yargıcın kâtibi, Jan. Başlatıyorum.
Probably not enough for an I.D., but it is on top of blood spatter from the trooper.
Muhtemelen kimlik belirleme için yeterli olmaz. Ama polis memurundan üstüne sıçramıştır.
top gear 32
top of the morning 35
top shape 20
top of the morning to you 32
top shelf 57
top speed 27
top of the class 16
top of the world 32
top secret 87
top to bottom 49
top of the morning 35
top shape 20
top of the morning to you 32
top shelf 57
top speed 27
top of the class 16
top of the world 32
top secret 87
top to bottom 49
top of the line 44
top of the stairs 16
top floor 74
top right 18
top priority 27
top left 18
top drawer 27
the times 79
the truth is out there 16
the truth will set you free 17
top of the stairs 16
top floor 74
top right 18
top priority 27
top left 18
top drawer 27
the times 79
the truth is out there 16
the truth will set you free 17
the truth 1031
the time is now 61
the time has come 121
the time will come 16
the time 110
the truth is 1715
the three musketeers 30
the truck 50
the truth hurts 29
the twins 60
the time is now 61
the time has come 121
the time will come 16
the time 110
the truth is 1715
the three musketeers 30
the truck 50
the truth hurts 29
the twins 60
the train 84
the term 42
the toilet 49
the time masters 23
the table 26
the two of us 218
the truth will come out 23
the third 84
the time is 69
the trees 59
the term 42
the toilet 49
the time masters 23
the table 26
the two of us 218
the truth will come out 23
the third 84
the time is 69
the trees 59
the tv 53
the thing is 2099
the teacher 58
the trouble is 136
the trunk 21
the two 72
the three of us 225
the two of you 150
the thing is 2099
the teacher 58
the trouble is 136
the trunk 21
the two 72
the three of us 225
the two of you 150