Bu karım traducir español
6,324 traducción paralela
Bu karım Emma.
Esta es mi esposa, Emma.
Kanıtları... Bu karımın katilini ömür boyu hapse gönderirdi.
Evidencias que hubieran enviado a la cárcel de por vida al asesino de mi esposa.
Karım ve ben endişelerinizi takdir ediyoruz, Memur Bey ve Memur Hanım, ancak bu Jack'in kolyesini ilk kaybedişi değil.
Mi mujer y yo agradecemos su preocupación, agentes, pero no es la primera vez que Jake pierde su pulsera.
Umarım bu gece kar yağmadığı için üzülmemiştir.
Espero que no esté muy depre porque no nevó ayer.
Ve Tanrı şahidim, şu ana kadar kullanmamın nasip olmadığı çıkarım yeteneğimi kullanacağım ve bütün gece sürse bile bu suçlunun kimliğini tespit edeceğim.
Y con Dios como testigo, utilizaré mis poderes de deducción hasta ahora inutilizados para desenmascarar a este villano, aunque me lleve toda la noche.
Eğer bu haritayı bulabilirsek... karımı Araf'tan kurtarabilirim.
Si podemos encontrar el mapa... puedo liberar a mi esposa del purgatorio.
Bu, karınızı kurtarmaya ve bu savaşı kazanmamıza yardım edecekse bu görevi kabul etmeye hazırım.
Pero si le ayuda a rescatar a su mujer, y a nosotros a ganar la guerra, entonces es una tarea que estoy dispuesto a aceptar.
Bu oyundan herhangi bir çıkarım yok.
Ya no me interesa este juego.
Vay, Bu Bruce Willis ve yeni ateşli karısı mı?
Vaya, ¿ ese es Bruce Willis con su nueva, joven y sensual esposa?
Ama benim cihazı çaldığın için bu istihbaratın da yanlış olacağından endişeliyim. Bu yüzden mi Arthur'a bu kötü şeyleri yaptın, karısının kimliğini yok ettin, hayatını çaldın. Hepsi güvenlik için miydi, B planın mıydı?
¿ Por eso le hiciste aquellas cosas terribles a Arthur, borrado la identidad de su mujer, robado su vida... todo por una contingencia, un plan B?
Hızlı koşmaya çalıştığım zaman çıkarıyorum bu sesi.
Es el sonido que hago al intentar correr rápido.
Beni bu işe karıştırma, tamam mı?
No me involucres, ¿ de acuerdo?
Hayatım boyunca bir sürü kavgaya karıştım, bazen ben... kontolümü kaybediyorum. Peki, bu tarihteki Temmuzun Dördü kutlamalarının en keyiflisi değildi.
He pasado mucho tiempo peleando por mi vida, a veces yo... yo pierdo el control.
Seni bu işe karıştırdığım için çok üzgünüm.
Siento mucho que hayas acabado en medio de todo esto.
Hayır yetmez, sevgili karım bu yetmez!
No, no es suficiente, mi querida esposa, no es suficiente.
Çocuk bakıcılığımı bu işe karıştırma!
No metas mi educación en esto.
20 sene önce kapıma bir yetim getirip "Bu kızı karanlığa karıştır." dedin ne kadar karanlığa karışsa da bu konuda hiçbir şey sormadım ama artık biliyorum.
Hace 20 años, trajiste una huérfana a mi puerta. "Mantenla oculta," dijiste. "Tan oculta como se pueda". Y no pregunté mucho, pero ahora lo sé.
Eğer bu eve doğru gelen olursa babanın kafasına kurşunu sıkarım.
Si alguien asalta esta casa, le meteré una bala en la cabeza.
Eğer bu eve doğru gelen olursa babanın kafasına kurşunu sıkarım.
Si alguien se acerca a esta casa, le meteré una bala en la cabeza.
- Bu işe karışmayacağım.
- No voy a meterme en medio.
Bir karım var ve bu yatak bize düğün hediyesiydi ama bize uygun gelmedi.
Tengo una mujer y la cama fue un regalo de bodas pero no nos conviene.
Sadece okul binamı kullandırmamı ama bu işe karışmamamı mı istiyorsun?
¿ Qué es esto, sólo quieres usar mi escuela pero no me dejas elegirlos?
Ben... Ben seni tanık kürsüsündeyken dinleyemem çünkü bu davaya ben de karıştım. Senin dediklerini duymam, benim ifademi geçersiz kılabilir.
No puedo oírte atestiguar porque también estoy involucrado en el caso, y eso podría excluir mi testimonio.
Onu bu işe karıştırmasan olmaz mı Cyril?
¿ No puedes simplemente dejarla ser, Cyril?
Ayrıca uygunsuz mesajlaşmalara seks mesajlaşmalarına ve "meksajlaşmalara" yani bir çili dükkanının tuvaletinden alt takımların resmini göndermek anlamına gelen olaylara da karıştım. Bu beni kötü bir çocuk mu yapıyor?
Y también he enviado mensajes de texto inapropiados, sexuales y tex-mexicanos, que es cuando envías fotos de tu aparato desde el baño de un restaurante de chiles para llevar. ¿ Esto me hace un chico malo?
Leslie bu e-maillerden bir haber çıkar mı bilmiyorum.
Leslie, no sé si hay una historia en estos emails.
Bu aldığım ağrı kesicilerle karışacak mı?
¿ Esto se mezclará con los analgésicos que me pusieron?
Bu öğleden sonrayı karınız için kapatmışız. Zamanı yanlış mı ayarlamışım yoksa?
Tu mujer tiene cita para una sesión esta tarde, ¿ apunté mal la hora?
Bu güzel, yani... Sanırım ameliyat biter bitmez,... bende hemen çıkar yeni evde sizinle buluşurum.
Eso es bueno, así que... supongo que tan pronto como acabe la operación, saldré pitando y me encontraré con vosotros en la nueva casa.
Karımı ve kızımı geri istiyorum, bu akşam.
Quiero que mi esposa y mi hija regresen, esta noche.
Ve yıllardır şarkıyı söylerken aklımızı karıştıran bu durumu Cevaplayabilmeniz için
Y después de que acabemos de cantar la canción, habrá una votación secreta
Sadece kızları buradan çıkarıp, Pete'e yardım etmek istiyorum, bu kadar.
Solo quiero sacar a estas chicas fuera de aquí y algo de ayuda para Pete... Es todo lo que quiero.
Veya miktarına bakarsak, bu bir kusmuk karışımı.
O de una manada entera a juzgar por la cantidad.
Bu karınız mı?
¿ Es esa su esposa?
- Bu işe karışma Jack. - Hayır, karışacağım.
- Manténte al margen de esto, Jack.
Tüm bunların size yabancı geliyor olması çok normal. Bu yüzden kafanızı karıştırmadan izah etmek için elimden geleni yapacağım.
Bueno, entiendo... que todo esto debe parecer increíblemente ajeno para ustedes, así que haré mi mejor esfuerzo para explicárselos sin aburrirlos completamente.
Benim tanıdığım Guy karısının bu şekilde parçalanmasına asla seyirci kalmazdı.
El Guy que conozco nunca se quedaría parado viendo como su mujer se parte en pedazos.
Bu sabah karışımını içmeye gelmedin.
No has venido por tu bebida esta mañana.
Bu sabah karışımını içmeyi unutmuşsun.
Te has olvidado de tu bebida esta mañana.
Eğer bu adamı tanıyorsan bana söyleyeceksin. Yoksa seni cinayete yardım etmekten içeri tıkarım.
Si sabes algo sobre este tipo, tendrás que decírmelo, o te enterraré como cómplice de asesinato.
Çok üzgündüm. Sanırım rüyamda biraz ağladım ve sen de o sesi seks yaparken çıkarıyorum sandın, ki bu da hiç hoşuma gitmedi.
Estaba muy enfadado, y creo que grite un poco mientras dormía, lo que puede haber sonado como sexo para ti lo que no me encanta.
Tabii ilk yıllarımızda arkadaş olduğumuz için o zavallı kızların kar pantolonlarının içine girmek için söylediği yalanları izlemek eğlenceli geliyordu. Ama daha o zaman bu adamdan koca olmayacağını anlamalıydım.
Y seguro, tú sabes, fuimos amigos por años, y era entretenido verlo mentir a esas pobres chicas para meterse en sus pantalones, pero debería haber sabido allí que ese no era material para esposo.
Bu sanki, insanların karışımı dünyanın her yerinden, farklı kökenlerden bir araya gelip yemek yemesi.
Esto es, como, una mezcla de gente, de todos los lugares del mundo, diferentes razas, - uniéndose para comer. - Norman Rockwell, ¿ verdad?
Bu Vince Keeler denen pisliğin yanına kar mı kalacak?
¿ Esta escoria de Vince Keeler solo se saldrá con la suya?
Hai-yah! Belki de bu yüzden artık karıncalarımız var.
Tal vez es por eso que tenemos hormigas.
Sanırım bu mümkün, ama bu boğumlardan ne çıkarıyorsunuz?
Bueno, supongo que es posible, pero ¿ qué piensa de los nudillos?
Dinle bu hafta çok karışık yani Salı günü Sue'yu işten alman lazım.
Escucha, esta semana estará medio loca, así que voy a necesitar que el martes recojas a Sue del trabajo.
Bu aklımı karıştırıyor.
Lo está haciendo mi cabeza.
Ve bu karıştığı şeyin onun ölümüne sebep olduğuna mı?
por eso murió? No lo sabemos.
Bu dava bittiğinde karın kaslarımla karşında olacağım.
Cuando este caso se termine, iré con un paquete de seis.
Bu, kızılcık suyuyla maden suyu karışımı.
Es zumo de arándanos con soda.
karım 448
karıma 23
karımı 36
karımın 27
karım yok 16
karım ve ben 25
karım nerede 56
karım öldü 19
karım mı 39
bu kadar 1215
karıma 23
karımı 36
karımın 27
karım yok 16
karım ve ben 25
karım nerede 56
karım öldü 19
karım mı 39
bu kadar 1215
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar basit mi 22
bu kadar yeter mi 31
bu kan 29
bu kadar yeterli 43
bu kadarı çok fazla 17
bu kadar erken mi 37
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar basit mi 22
bu kadar yeter mi 31
bu kan 29
bu kadar yeterli 43
bu kadarı çok fazla 17
bu kadar erken mi 37