English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Bu yaz

Bu yaz traducir español

10,228 traducción paralela
Bu yaz taahhutlu bir mektup imzaladiniz mi?
¿ Han firmado por una carta de registro este verano?
Bu yazılımları aylardır çalıştırıyorum ama sonuç yok.
He estado corriendo software decodificador durante meses, sin suerte.
Bu yaz babasıyla balığa ben çıkacağım.
Bueno, yo estoy tomando ese viaje de pesca con su padre este verano.
Bu yazı için çok heyecanlanıyorum.
Estoy emocionada por este artículo.
Bu kâğıtta barutun formülü yazıyor.
Este papel contiene la fórmula de la pólvora.
Ne yazık ki şu an bu mümkün değil.
Ahora mismo es imposible...
Senin el yazın değil mi bu?
¿ Es esta vuestra letra?
Bu benim el yazım değil.
Esta no es mi letra.
İşte bu yüzden Zinberg hakkında yazı hazırlıyorum.
Por eso escribo sobre Zinberg.
Problem şu ki çocuklar reşit olduğunda onları göndermekle mesûlüz ne yazık ki bu da, onların dışarı çıkıp kendileri gibi ileri zekâ geriliği olan çocuklar yetiştirmesine neden oluyor.
El problema es cuando los chicos alcanzan la madurez, estamos legalmente obligados a soltarlos, lo que, desafortunadamente los deja libres para engendrar más idiotas como ellos mismos.
Bu raporlama emrini veren iç yazışma notu ve varlığını onaylayan bir de e-posta.
Lo dice esto. Eso es un memorándum encargando el informe. Y otro email dando cuenta de su existencia.
Bu bir işaret, bir kenara yazın.
Esto es una señal, acordaos de mis palabras.
Bu gonca gülü sır olarak sakladığın için sana yazıklar olsun Ross.
Maldito seas, Ross, por guardar esta rosa en secreto.
Bu bir alâmet, sözlerimi bir kenara yazın.
Es un presagio, recuerden mis palabras.
Bu Talia'nın el yazısı.
es la letra de Talia.
Hayır. Aslında, bu olayın tutulma sırasında gerçekleşmesi gerektiği yazıyor.
De hecho, indica que este evento debe ocurrir durante una ocultación.
Eğer yaz boyunca prova ettiğiniz o mükemmel performansları görürlerse sahip oldukları küçücük umut yok olacak ve bu glee kulübünün sonu olacak.
Si os ven hacer esos números perfectos que han tenido todo el verano para perfeccionar van a perder toda esperanza y el Club Glee morirá aquí.
Her hastalığın iyileştirilebileceği yazılı ve bu Mirra da iyileşebilir demek.
Ahí está escrito que cualquier enfermedad puede ser curada. Eso significa que a Mirra también se le puede ayudar.
Bu çok yazık çünkü diğer şeylerden farklı olarak ben senin başarılı olmanı istiyorum.
Y es una lástima porque más que ninguno de los tuyos, deseo tu éxito.
Bu senin el yazın değil.
Esa no es su letra.
Şimdi Başçavuş Davis bu mektupaki el yazısıyla senin defterlerindeki yazıyı karşılaştıracak.
En un momento el Sargento Davis comparará su caligrafía... con la de la carta y sus notas escolares.
Bu yüzden bu mektubu ona yazıyorum.
Y eso es por lo que le estoy escribiendo esta carta
Bu hoşuna gitmiyorsa Napolyon'a mektup yaz.
Si eso te amarga, mándale una carta a Napoleón.
Bu dediklerimi kenara yaz.
Recuerda mis palabras.
Bu satırları büyük bir kederle yazıyorum.
ESTIMADOS SR. Y SRA.
Günlükte tek yolunun bu olduğu yazıyor.
El diario dice que es la única manera.
Bu bir kitap, sen kitap mı yazıyorsun?
Esto es un libro, ¿ estás escribiendo un libro?
- Kitap yazıyorsam ne olmuş? Mesleğim bu.
A eso es a lo que me dedico.
Bu şarkı Cookie'nin bir arkadaşı tarafından yazılmış.
Esta canción es una pequeña canción compuesta por un amigo de Cookie.
Bu John Uskglass'ın kitabı peri. Hepimizin kaderi burada yazılı.
Este es el libro de John Uskglass, hada, y dice la fortuna de todos nosotros.
Bu kural nerede yazıyor?
¿ Dónde pone eso?
Ne yazık ki bu huylarını annen yerine babandan almışsın.
Parece que tienes más de tu padre que de tu madre lo cual es una maldita pena.
Gwen Skokie'nin sözde sevgililerinden birinin yazılı ifadesi için polis departmanına bir dilekçe verdim, bu arada, kaynaklarıma göre onda bir kaç taneden daha fazlası vardı.
He solicitado al departamento de policía la declaración de uno de los presuntos amantes de Gwen Skokie, que, por cierto, mis fuentes dicen que tenía unos cuantos.
Bu bize bütün yaz yeter.
Con esto nos llega para pasar el verano.
Bu kitap kendi kendini yazıyor.
Ese libro se escribe él solo.
Böylece kendini dünyadaki en iyi ailenin bir parçası olarak bulabilir. Hayal etmeye kalkışanların hepsi bir gün, gözlerini alacak, kalbinizi çalacak bir sarayda bir kral ya da bir kraliçe gibi yaşayabilir ve yine bir gün, hepimiz öldüğümüzde bu harikalar diyarı hakkında hikayeler yazılacak.
Que tal vez él podría ser parte de la mejor familia del mundo... donde todos se atreven a soñar que tal vez un día podrían vivir como un rey... o una reina... en un palacio que seducirá sus ojos
Kim yazıyor yahu bu soruları?
¿ Quién escribe estas preguntas?
Bu çizgide senin bir ezik olduğun yazıyor.
Esta línea dice que eres un perdedor.
Annem, kardeşimin 9 Eylülden sonra orduya yazılması hakkında hikaye anlatır, bu doğru değil.
La historia que mi madre cuenta sobre mi hermano alistándose después del 11-S, no es verdad.
Ne yazık ki bu hengâme sırasında henüz alamadık.
Por desgracia, con toda esta confusión, todavía no se ha recogido.
Söylediklerimi yazın bir kenara. Bu şehirdeki insanlar beni anlayacak.
Quédense con mis palabras, la gente de esta ciudad, van a conocerme.
- Evet, ajandamda yazıyor. - Bu öğleden sonraydı Alec.
- Sí, lo tengo en la agenda... fue está tarde, Alec.
Bu fikri desteklemeyi çok isterim ama ne yazık ki gerçek dünyada yaşıyorum.
Me gustaría apoyar esta idea ; pero también vivo en el mundo real.
Ne yazık ki hemşehrim olan Grimm refakatçim Jonas bu gazapla birebir karşılaştı.
"Lamentablemente, Jonas, mi compañero Grimm y compatriota enfrentó esa ira de frente".
Kim yazıyor bu saçmalığı?
¿ Quién escribe esta basura?
Yeteneklerinizi bu kadar korkunç silahlar yaratmak için kullanmanız çok yazık.
Es una vergüenza que pusiese sus dones al servicio de crear armas tan horribles.
Bu hikayeyi neden yazıyoruz ki hem? Ne?
Y de todos modos, ¿ por qué andamos detrás de una historia así?
Oscar'ın bu ayki özür mektuplarını yazıyorum.
Estoy escribiendo las cartas de disculpa de Oscar para el mes.
Bu güzel hayatını herkese göstermek istediği için onu suçlayabiliy miyiz? St. Cullen mezunları, 5.yıl mezunlar toplantımızı planlamanın vakti geldi de çattı! xo Jane Villanueva 9 Mayıs, takvimine yaz.
Así que, ¿ podemos acusar a Jane por estar ansiosa por enseñarle que las chicas buenas acaban primero? 9 de Mayo, apúntalo en tu calendario.
- Bu benim el yazım değil.
Esa no es mi letra.
Kim bu videoyu ev yapımı yazılım kullanılarak gönderdiyse görüntüyü kendi ekseni etrafında döndürmüş, değil mi?
Quienquiera que envió este vídeo usó software casero para difuminar la imagen, ¿ no?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]