English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Büyük adam

Büyük adam traducir español

3,940 traducción paralela
Daisy'yi bir kez kaybettiğimi unutabilsem hala büyük adam olabilirim ama hayatım ahbap, hayatım hayatım böyle olmak zorunda.
Podría ser un gran hombre si lograra olvidar que perdí a Daisy pero mi vida, viejo amigo, mi vida... Tengo 32 años. Mi vida tiene que ser como esto.
- Hadi, kalksana büyük adam!
¡ Vamos, muévete, grandulón!
Büyük adamımız yeni romanı sevdi mi?
Entonces. ¿ Qué es lo que el piensa de tu novela?
Sade bir adam daha büyük adamın emirlerini uyguluyor.
Un hombre que seguía las órdenes de otro más grande.
Büyük adam alkışlamaya karar verdiyse, bana ne düşer?
Si el gran hombre ha decidido aplaudir...
Ne derler bilirsin Stasiak eğer büyük balığı yakalamak istiyorsan büyük adam rolü takınıp derin sulara yelken açmalısın.
Ya sabes lo que dicen, Stasiak. Para atrapar a los peces gordos, tienes que ponerte pantalones de hombre y nadar hacia aguas profundas.
Büyük adam başardı!
El gran hombre lo ha hecho.
Büyük adam Bay Jock.
El señor importante Jock.
Çok büyük adam.
Él es demasiado grande.
"Büyük Adam" la tanışacağız, ha?
Conocer al "Gran Hombre", ¿ cierto?
Ama gitmeden önce o zavallı, pırıl pırıl çocuklarla son derece destekleyici velilerinin önüne çıkıp... Ulusal Heceleme Yarışması'na çıkma ve "Büyük Adam" la tanışma fırsatını kaçırdıklarını duyurmanızı izlemek istiyorum.
Antes de irnos, quiero verlos a ambos frente a esos pobres niños maravillosos y a sus padres devotos cuando les digan que no podrán participar en el Concurso de Deletreo ni conocer al "Gran Hombre".
Büyük adam dediğin birkaç yüz dolar motorunu yere çakmaz.
UN GRAN HOMBRE NO SE LANZA EN PICADA POR DOSCIENTOS DÓLARES.
Çünkü gay cemiyetinde büyük, irikıyım, kıllı, kaslı adam
Un hombre grande, peludo, muscular y corpulento
- Büyük bir kaza. İşinizi adam akıllı yapın! Gidelim!
¡ Esto es grave, así que céntrense y hagan bien su trabajo!
O adam yüzünden büyükbaban, büyükannen, büyük amcaların ve evlatları...
¡ Por ese hombre, tu abuelo... tu abuela, tus tíos y tus primos!
Söyleyin bize, ey Büyük Halk Adamı.
Instrúyanos, "Gran Plebeyo".
Hayır ama bir adam enerji çikolatamdan beklediğimden daha büyük bir ısırık aldı. Sıcaktan olmuştur dedim.
Un tipo mordió un cacho de mi barra de energía pero fue por el calor.
Birkaç yıl önce seni büyük işlerin adamısın sanırdım.
Solía creer que eras un jugador años atrás.
Adam büyük savaşçı.
Él. Gran guerrero.
Adam ona... -... büyük beynini gösteriyor.
Le enseña su gran cerebro.
Büyük bir adamım artık, Carter.
Yo soy un hombre hecho y derecho, Carter.
Adam büyük bir iyi niyetle konuşmak için Chicago'dan geldi.
El hombre vino en tren desde Chicago para sentarse contigo de buena fe.
Benden sadece 10 yaş büyük, ama kafası filozof gibi çalışıyor. Ve çok iyi bir adam.
Ah, él es diez años mayor, pero es tan inteligente, y es un hombre tan bueno.
Bende de böyle büyük bir adam vardı.
Una vez tuve un viejo como él.
Sen benden büyük bir adam olduğunu mu sanıyorsun?
¿ Piensas que eres mejor hombre que yo?
Adamım, büyük baba denmek için çok gencim ya da dede için veya siktir et adamım.
Si. Hombre, soy demasiado joven como para que me llamen abuelo. O papaya o alguna mierda como esas.
Junior doğru şeyi yapmayı çok istiyor, ama bu çok büyük bir işaretti, ve o yardım edemiyordu ama bu adamın öldüğünü görmek istiyordu. kubbe onu kurtaracak mı?
Junior quiere mucho para hacer lo correcto, pero es un gran, gran señal, y no puede evitar pero pensar, puedo matar a este hombre o ver lo la cupula se revelara a el?
Bana ihanet eden adamın büyük bir mahareti vardı : Şiddet.
El hombre que me traicionó fue capaz de gran ingenio, de violencia,
Büyük kötü adam olduğunu sanıyorsun, değil mi?
¿ Crees que eres un tipo malo?
Alex, büyük bir adam gibi olmaya çalışıp, Scowler'ı alt edip Juniper ile birlikte olabileceğimi düşünerek nasıl da aptallık etmişim.
Alex, qué idiota fui al intentar ser el líder, pensando que podía vencer a Scowler y estar con Juniper.
Sizin gibi bir bilim adamı komiteye büyük miktarda ağırlığını koyabilir.
Un académico de su talla tendría mucho peso con el comité.
Tamam, benim kafam çatlak, büyük ihtimalle kaburgam kırık.... geçen gece üzerime 5 adam atladı.
Bueno, tengo mi cabeza agrietada, probablemente una costilla rota... fui asaltado por cinco tipos anoche.
Bu kitapta büyük bir marangoz adam var.
Hay un tipo en este libro que fue un carpintero estupendo.
O adam Bombay'ın en büyük Don'u.
Él es el mayor don de Bombay...
Adam çok büyük!
Él es enorme.
Hepimiz büyük elmadan biraz ısırmak isteriz değil mi? Çok güzel adamım.
¡ Todos queremos mordisquear a la Gran Manzana!
Bu konuda, büyük bir hukuk adamı ve şahsiyet olan Abraham Lincoln'den alıntı yapmak, uygunsuz kaçmayacaktır sanırım.
A propósito, no es inoportuno citar a otro abogado, un gran hombre :...
İki yıldır savaşan beş adam... büyük ülkemizin büyük şehirlerinden ve kırsal kesimlerinden... muazzam bir nehrin kıyısında uzanan... bir şehre yol aldılar.
Cinco hombres, carbonizados por dos años de lucha soplados por el viento de las ciudades y las zonas apartadas de nuestro país a una ciudad esparcida a lo largo de las orillas de un gran río.
Büyük babam bir iş adamıydı babam da öyleydi.
Mi abuelo era empresario, mi padre también.
Uyuşturucu, fuhuş, adam kaçırma en büyük üç para kapıları.
La droga, la prostitución y el secuestro son sus mayores ganancias.
Bu adam veya patika büyük bir degisimde, bu bir büyü sovu degil mi?
Yo tenía ese hombre o un cambio en la forma en Giant es un espectáculo de magia, ¿ verdad?
İşte King yakana kravatı taktı. Büyük pislik adam, ha?
Con esa corbatita, el gran hombre, ¿ ah?
Şimdi, dostlarım, bu adamın kim olduğunu bulmalı ve onun Büyük Dörtlü ile bağlantısını öğrenmeliyiz.
Ahora, mes amis, debemos descubrir la identidad de este hombre y encontrar su conexión con los Cuatro Grandes.
Ben sandığım kadar büyük bir adam değilmişim.
No soy tan poderoso como creía.
Hep büyük bir adam olmaktan bahsettim.
Siempre digo que quiero ser un gran hombre.
Belki de bunun yolu Güney California'daki en büyük iş adamı olmaktan değil...
Tal vez la forma de hacerlo no es ser el mayor empresario del sur de California, sino...
Çok büyük bir adam olacağımı sanırdım.
HASTA PENSÉ QUE SERÍA UN GRAN HOMBRE.
Tarihteki en büyük sanat eseri hırsızlığının arkasında bu adam vardı.
FUE EL MAYOR TALENTO QUE HA HABIDO EN LA HISTORIA DE LOS ROBOS DE OBRAS DE ARTE :
Eşine pek rastlanmayacak kadar büyük bir adam.
Esto sí que es una persona extraordinariamente grande.
Böyle büyük bir adam nasıl kontrol altına alındı?
¿ Cómo se puede someter a una persona tan extraordinariamente grande?
En büyük derdin, adamının bir striptizciye âşık olup nakit 1 milyonunla güneye gitmesi değil.
Lo más importante no es que tu hombre se enamore de una bailarina y se vaya al sur con un millón de tus billetes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]