Eve geldiğimde traducir español
764 traducción paralela
- Eve geldiğimde aldı.
- Lo cogió cuando llegué.
Ama eve geldiğimde Jessica ateşler içinde yanıyordu.
Pero cuando llegué aquí, Jessica volaba de fiebre.
Eve geldiğimde iş işten geçmişti.
Yo estaba de viaje, y cuando volví ya era tarde.
Ne tuhaf, ben evde yokken şarkılar söylüyorsun ama eve geldiğimde sessizleşiyorsun.
Es curioso. Cuando no estoy aquí, Ud. Canta. Pero basta que llegue para que se calle.
Eve geldiğimde boş bir kanyak bardağı ve puro parçası buluyorsam, aklıma tek bir kişi gelir.
Llego a casa y me encuentro una botella de coñac vacía y bandas de puros. Sólo se me ocurre pensar en una persona.
Eve geldiğimde ise evde yoktu. Bu notu bırakmış.
Ha dejado esta nota.
Eve geldiğimde oturma odasındaki kanepede uyuyan yabancı birini görürdüm ya da sundurmadaki hamakta ya da...
Pero de repente pareció perder todo interés por ellos, y entonces... Y entonces conoció a Buckley.
Şehir merkezinden eve geldiğimde, burada ağlıyordu ve gece kalmasına izin vermemi istedi.
No lo sé Estaba llorando aquí cuando volví Creo que se peleó con su marido
Eve geldiğimde, onları gömdüm ve bunu yapan kasapları avlamaya başladım.
Cuando llegue a casa los enterre y desde entonces he querjdo encontrar al desalmado que lo hjzo.
Günümün en güzel anlarından biri de eve geldiğimde onu bir doğum günü pastasından fırlamış hâliyle bulmamdı.
Uno de los momentos más importantes del día era cuando entraba... y la veía vestida como si acabara de salir de una tarta de cumpleaños.
Eve geldiğimde sade görünmez.
Hay que tener buen gusto para eso.
Rose, iki gecedir eve geldiğimde seni ayakta buluyorum.
Rose, ya van dos noches que estás despierta cuando llego a casa.
Eve geldiğimde saat 9 : 25'di.
Llegué a la casa a las 21 : 25.
Sam, seninle ilk tanıştığımız gün eve geldiğimde... anneme şöyle dedim. Bugün çok iyi bir Amerikalıyla tanıştım. Los Angeles'tan California'danmış.
Cuando regresé a casa esa tarde, le dije a mi madre " Conocí a un norteamericano muy simpático de Los Angeles, California.
Eve geldiğimde, direk içeri girdim.
Regresé poco después.
Geceleri eve geldiğimde ev boşsa ağlamaklı oluyorum.
Si no, ¿ qué? Yo, cuando llego a casa, me pongo a llorar si no tengo a nadie. ¿ Entiendes?
Her şeyden önce, seni dinleyecek, sana sorular soracak ve eve geldiğimde ona tüm detayları anlatacağım.
Y antes de darte cuenta, ella estará interesada, preguntándote y cuando yo regrese le explicaré los detalles.
Eve geldiğimde, seni orada bulacağımı sanmam.
Cuando vuelva a casa, espero que no estés allí.
Eve geldiğimde, sen Giuliano'yla vedalaşıyordun.
cuando llegué a casa, estabas despidiéndote de Giuliano.
Bir keresinde eve geldiğimde, kapı açıktı ve o, papağana bir şey söyletmeye çalışıyordu.
Una vez fui a su habitación, la puerta estaba abierta, e intentaba enseñar al loro a decir algo.
Eve geldiğimde sana her şeyi açıklayacağım.
Te lo explicaré cuando llegue a casa.
Evden çıkarken de, eve geldiğimde de uyuyor oluyor.
Cuando salgo, duerme, cuando vuelvo, duerme.
Eve geldiğimde bütün kilitler değişmişti.
Cuando regresé a casa, habían cambiado todas las cerraduras.
Dün gece eve geldiğimde, odanın kapısı kilitliydi.
Ayer por la anoche tu puerta estaba cerrada.
Şimdiye kadar gitmiştir diyordum. Eve geldiğimde, o yoktur diyordum.
Creía que se habría ido, que cuando volviera no estaría aquí.
Eğer bu gece eve geldiğimde onu yine parka gitmiş bulursam söyleyecek bir çift lâfım olcak.
Esta noche tendré algo que decir, si llego a casa y me encuentro con que ella ha vuelto al parque otra vez.
- Dinle... - Dün akşam eve geldiğimde sen...
- Cuando llegué anoche- -
Ted, çok çalıştığımı biliyorsun. Eve geldiğimde bitkin oluyorum.
Llego agotada, ¿ cómo voy a pensar en el sexo?
Eve geldiğimde de benim için dinlenmek yoktu.
Cuando volví a casa, tampoco me dejaron descansar.
Eve geldiğimde babamı çalışma odasında oturmuş yüzünde bir gülümsemeyle bu garip lisanı konuşurken bulmaya başladım.
No era inusual entrar a casa y ver a mi padre sentado en su oficina... del todo sereno, hablando felizmente en esta lengua extraña.
Okuldan eve geldiğimde o gitmiş olurdu.
Y cuando yo volví del cole... ella no estaba.
Eve geldiğimde radyoyu açtım.
Recuerdo muy bien aquella noche. Había dejado, me por la tarde y encendió la radio.
Acayip yoruluyordum, eve geldiğimde,... kocaman göğüsler ve göbek görüyordum.
Estaba agotado cuando llegaba a casa. Y ella me rondaba con su gran barriga.
Bazen, eve geldiğimde,... karımı ufaklıkla beraber beni beklerken buluyorum.
A veces, cuando llego a casa Veo a mi mujer esperándome con el pequeño.
Eve geldiğimde yorgunluktan ölmüş bir durumda oluyorum,... o da bir şey yapmıyor.
LLego a casa muerto de cansancio y ella... así que nada.
Eve geldiğimde konuşmaya bile gücüm kalmıyor.
No tengo energía para hablar.
Eve geldiğimde, yatağımda yabancı biri yatıyordu.
En fin, cuando yo llegué a casa, y en mi canapé duerme Un extraño.
- Eve geldiğimde... - Onlara saunayı anlat.
¿ Piensan ustedes que ella puede pasar la noche con un extraño?
Daha sonra elimde kupayla eve geldiğimde, ailem benle gururlandı ve şöyle dediler, "Benim oğlum, o benim oğlum."
Cuando llegué a casa con el trofeo, mis padres estaban muy orgullosos... y dijeron. : "Mi hijo, ése es mi hijo."
Yarın yemek için eve geldiğimde konuşabilir miyiz?
¿ Podríamos hablar mañana, cuando llegue a casa?
Eve geldiğimde içerideydi.
Justo ahora, vine a casa y él estaba aquí.
İşten eve geldiğimde yemek pişirmek için hep çok yorgun olurum.
Siempre estoy demasiado cansada para cocinar tras el trabajo.
Bu akşam eve geldiğimde konuşuruz, tamam mı?
Hablaremos por la noche cuando llegue, ¿ bien?
Eve geldiğimde hazır ol.
Estate lista cuando regrese.
Nihayet eve geldiğimde, Debby işten dönmüştü Ona André'yle yemeğim hakkındaki her şeyi anlattım.
Cuando llegué a casa, Debby ya había vuelto del trabajo... y le conté mi cena con André.
Sonra erken saatlerde eve geldiğimde sandaletlerimi çıkardım, ve aman Tanrım, ayaklarıma ne olmuş öyle dedim!
Sólo me di cuenta cuando llegué a casa en la madrugada... me quité las sandalias y dulce Jesús, lo que mis pies parecían!
Eve geldiğimde, Bunun hakkında hiçbir şey bilmiyordum yazı yazmak, graffitiyi bilmiyordum, çünkü burda değildim.
Cuando volví a casa, no sabía nada acerca de esto Ni de firmar, ni de grafiti, no sabía del tema
7 yıl ıstırap çektim. Eve kocamı bulmaya geldiğimde, onu başka bir kadının koynunda evlenmiş olarak buluyorum! Çocuklarım beni tanımıyor.
Paso siete años de agonía... vuelvo a casa para encontrar a mi marido con otra mujer, casado.
Eve geldiğimde beni kastediyorsun.
Cuando llego a casa... me atraes.
Ne kadar sürecek şu film? Eve geldiğimde Leno başlamadan önce bir bira içecek zamanım olsun.
¿ Es muy larga esa película?
- Ben eve yedide geldiğimde inanırdın ama.
- Tú lo hacías cuando llegaba a las 7.
eve gidiyorum 210
eve gel 70
eve geldim 52
eve gitti 30
eve git 260
eve gitmek istiyorum 292
eve gittim 19
eve gidelim 249
eve gidiyoruz 153
eve geldik 42
eve gel 70
eve geldim 52
eve gitti 30
eve git 260
eve gitmek istiyorum 292
eve gittim 19
eve gidelim 249
eve gidiyoruz 153
eve geldik 42