English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ N ] / Ne var yani

Ne var yani traducir español

894 traducción paralela
Ne var yani?
¿ Y qué hay con eso?
Ne var yani fıstıksa?
¿ Qué tiene de malo?
Ne var yani gülecek?
¿ De qué te ríes?
Küçük bir hata olmuş ne var yani?
Usted está acostumbrado a hacer saltar "clic" los tapones.
Ne var yani burada?
¿ Y qué hay aquí?
Ne var yani, eğlenmeye hakkım yok mu?
¿ Qué? ¿ No puedo hacer lo que me place?
Ne var yani? Danışmanlık göreviydi sadece.
Es una simple asesoría.
Ne var yani?
Y? !
Yani ne anlamı var ki?
Quiero decir. ¿ Adónde te lleva?
Yani, eğer onlar seni göndermediyse, o kasaplarla senin ne işin var?
Pues si no la han llamado, ¿ Qué quiere de esos carniceros?
Bir adamın hayatı mı dediniz yani bu konunun şapkayla ne ilgisi var?
Dijo'la vida de un hombre', ¿ qué tiene que ver con el sombrero?
- Kendi saati var ya. - Ne olmuş yani?
- Él tenía su propio reloj.
Yani şimdi sana ne yapsam hakkım var.
Después de todo, te debo algo.
Sanırım var. Ne olmuş yani?
Oh, suponga que hay. ¿ Así qué?
Ne yani, Başka bir ödüle ihtiyacım mı var sanki?
¿ Qué? Como si necesitara otro pequeño prendedor.
Kafamda ne var biliyor musun Martha? Yani Sam konusunda.
¿ Sabes lo que pienso de Sam?
Ne olmuş yani, başka kadınlar var.
¿ Y que? , hay otras mujeres.
Ne var ki yani?
¿ Cuál es el problema?
Bu garip, tamam. Yani ne anlamı var?
Sí, es extraña. ¿ A qué quiere llegar?
Yani istemediğimiz kadar kar var, ama sıcaklık ne durumda?
O sea, tenemos nieve, en abundancia, pero ¿ y la calefacción?
Yani bu dünyada sıkıntı görmemiş, yani nazlı büyütülmüş yani yokluğun ne olduğunu bilmeyen bir insan var karşımızda.
No ha sufrido adversidad en este mundo. Está muy mimada. Ella no sabe lo que es la pobreza.
Cesaretim var mı bilemiyorum. Yani tüm parayı alıp Meksika'ya gitmek, kanundan kaçmak falan başımıza ne geleceğini kim bilebilir?
No sé si tengo el valor, ya sabes, de tomar todo el dinero irme a México y huir de la ley, sin conocer las consecuencias de esto.
Yani, sen öldükten sonra onurun ne anlamı var?
El punto es, ¿ de qué te sirve el honor si estás muerto?
Dışarıda yüzlerce esiri kontrol altında tutan birkaç adam var sadece. Ne yapayım yani?
¿ Qué se supone que haga?
Ne var ki sana katılıyorum. Yani tüm bunlar politika. Bizim işimiz değil.
Sin embargo, sé que eso es política, no nuestro trabajo.
Yani başka ne var ki zaten?
Quiero decir, al final, ¿ qué más hay?
Kendi kuşağının geri kalanı, yani ülkemizin en iyileri,... ilk kez yürüyüşe geçmişken, o sırada ne yapmaya niyetli olduğunu söylersen,... niyetinin kendi hamaset anlayışımdan daha hamasi olma şansı da var, Julian.
Si me dices lo que harás mientras todos los de tu generación, los mejores se nuestra nación, se manifiestan por primera vez, seré más heroica que mi heroísmo, Julián :
Yani aklım hafızam almıyor dostum ya, ne kadar çok insan var burada dostum ya.
... la cantidad de gente que hay!
Yani evinizde bir yerde bir bohça var... ve ne olduğu hakkında bir fikriniz yok.
Bien, fíjense. Es un paquete de algo. ¿ Sabe qué contiene?
Bence parça başı önemli bir kazanım, yani yastığı kaldırdığımızda orada 20,000 liretimiz var, bunda ne problem var?
A mí me parece importante. Cuando abren el sobre y encuentran las 20.000 liras del destajo, ¿ no les gusta?
- Ne olmuş yani? - Ne olmuşu var mı?
¿ Y qué?
Yani, her zaman benimle ilgilenen biri var gibi hissediyordum... ve şimdi ne yapacağımı bilmiyorum.
O sea, es como si siempre sintiera que él se ocupaba de mí... y ahora no sé qué hacer.
Yangın söndürücünün ne anlamı var ki yani? Aylardır oturuyor orada... ve gerçek bir yangın olduğunda da... gerçekten o kör olasıcaya ihtiyacın olduğunda da... kafanı uçuruyor!
¿ Para qué tener extintor si cuando hace falta te explota en la cabeza?
Odada hava var. Yani, ne ki şimdi bu...
- Bueno, tiene aire.
Peki... Yani eğer Billy'nin canı konuşmak istemiyorsa ne diye üstüne varıyorsunuz?
De acuerdo ¿ no le parece que si Billy no desea hablar no debería forzarlo?
Burada tam olarak ne işim var bilmiyorum... Yani, aslında ben politik bir komedyen değilim.
No sé por qué me han invitado a este mitin, ya que... no soy propiamente, ah, un cómico político.
Ne yani? Başka seçenek var mı?
¿ Tenemos otras opciones?
Yani başaramadın. Bunda büyütecek ne var?
Fracasaste. ¿ Qué tan terrible es eso?
Yani, dikkat çekmek için daha olgun davranışlar var, Ne dersin, Gillian?
Hay formas más maduras de llamar la atención, ¿ no crees, Gillian?
Yani, Des Moines'te yapılacak başka ne var?
Digo, en Des Moines no hay nada interesante.
Ne demek bu? Sağlık müfettişi... 24 saat uyarı ardından geliyor ve otelde kaçak bir sıçan var... bu mu yani?
¿ Porque vendrá el inspector y hay una rata suelta en el hotel?
Yani, şimdi yola koyulsam, sonraki durağa ne zaman varırım?
Quiero decir, si sigo caminando, ¿ dónde encuentro la próxima parada?
Yani buradan tek başına gitmenin ne anlamı var?
¿ Qué sentido tiene que te marches sola?
Ne var yani?
Ella le quiere.
Ne demek yani... aramızda bir kara koyun mu var?
¿ Estas diciendo que hay traidores entre nosotros?
Ne yani, orada üstünde adım ya da adresim olan bir şey mi var?
¿ Había algo con mi nombre o mi domicilio?
Ne olmuş yani, bizim bir anlaşmamız var?
¿ Qué, de acuerdo?
Kilo vermiş, ne var yani?
Bajó de peso.
Evet, ne önemi var ki? Yani eninde sonunda öleceğimizi biliyorsak?
Si. ¿ Qué más da si sabes que acabarás muriéndote de todos modos?
Yani onca şeyden sonra elimizde ne var?
¿ Que obtuvimos después de todo esto?
Yani ne kan, ne silah, ne de boğuşma belirtisi var.
Así que no hay sangre, ni armas, ni señales de violencia.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]