English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ Ç ] / Çok güzel bir kadın

Çok güzel bir kadın traducir portugués

435 traducción paralela
Siz çok güzel bir kadınsınız.
É uma senhora muito bonita.
Çok güzel bir kadınsın.
É uma mulher muito bonita.
Çok güzel bir kadın olmuş.
Ela é mesmo bonita.
Çok güzel bir kadın.
Muito bonita.
Çok güzel bir kadın.
Ela é linda!
- Sen çok güzel bir kadınsın.
- És uma mulher muito bonita.
Çok güzel bir kadın gördün.
Viste uma bela mulher.
Çok güzel bir kadın.
Ela é muito bonita.
- Şey, sen çok güzel bir kadınsın.
- Você é uma mulher muito bonita.
Uzun boylu, zayıf, sarışın, çok güzel bir kadın vardı. Onu deliler gibi sevdin, ama o başkasıyla evlendi.
Ela era magra, esbelta, loura, muito bela, e o senhor amava-a loucamente, mas ela casou com outra pessoa.
Büyüdün, çok güzel bir kadın oldun ve benden başka kimse sana sahip olamaz.
Tornaste-te numa linda mulher... e nenhum homem te vai ter. Excepto eu.
Gerçekten çok güzel bir kadınsın.
É uma mulher encantadora.
Karın çok güzel bir kadın.
A sua mulher é muito bonita.
Bayan Lane çok güzel bir kadın.
A Sra. Lane é uma mulher muito atraente.
Çok güzel bir kadın, değil mi?
Ela é espantosa, não é?
Evet, o çok güzel bir kadın.
Bem, é uma mulher muito bonita.
- Aynı genç kızla geldiğin gece kulüplerinde garsondum. Çok güzel bir kadın.
Sim, ainda bem que gostas, mas vou ter de sair e o meu crédito está um pouco em baixo.
Bayan Gerber çok güzel bir kadın, Başçavuşum.
A Sra. Gerber é uma mulher muito bonita, meu Sargento-Ajudante.
Bolonya'da bir kadın vardı. Bir fahişe. Çok güzel bir kadındı.
Em Bolonha, houve uma mulher, uma cortesã.
Çok güzel bir kadın.
É linda e tu és linda.
Hala çok güzel bir kadınsınız.
Ainda é uma mulher muito bonita.
Annen çok güzel bir kadın Joanna.
Ela é linda, Joanna.
Çok güzel bir kadınsın.
É uma mulher muito bela.
- Sen çok güzel bir kadınsın.
- Que significa isso? - Que és uma mulher muito bela.
Çok güzel bir kadınsın, Rahibe Sara.
É uma bela mulher, irmã Sara.
Çok güzel bir kadınsın.
Uma mulher muito bonita.
Büyük bir serveti olan çok güzel bir kadın.
Uma mulher de grande riqueza e raro encanto.
Siz çok güzel bir kadınsınız.
Sois uma mulher muito bela.
Ve bu çok güzel bir kadın, külotlu çorabını değiştirir.
A mulher é linda, e põe-se a mudar de collants.
Çok güzel bir kadın, Çavuş.
Que mulher bonita, sargento!
Çok güzel bir kadın.
- Não, não. É muito bonita.
Çok seksi ve çok güzel bir kadın.
É uma senhora muito atraente, uma mulher bonita.
Çok güzel bir kadın.
- Eu sei, ela é linda.
Tanrım, çok güzel bir kadınsın.
Meu Deus, você é uma mulher bonita.
Bir kadının kocasına güvenmesi çok güzel bir şeydir. Ama şunu anlayın.
É muito bom uma mulher confiar no marido, mas ouça isto.
Onuncu yıldönümlerinde, kadının kocasını başından atması çok zor bir olay hele ki koca senin gibi güzel konuşuyorsa.
É muito difícil para uma mulher mandar o seu marido embora no seu 10º aniversário... especialmente quando ele fala tão bonito como tu.
Ne düşünebilirim? Güzel bir kadın benimle buluşmak isteyince onu hakkında iyi, çok iyi şeyler düşünürüm.
Quando uma mulher bonita me pede um encontro... eu penso bem.
Ve aile porseleni ile amacı alışılmışın dışında olan Ev kadını için işte çok güzel bir parça, patlayan krema testisi.
E para a dona-de-casa cujo interesse pela louça chinesa da família já não é o que era, aqui está um artigo muito bonito. Um pequeno jarro que explode.
Hoş bir kadın. Çok güzel bir çift oldular.
- O jovem Gates e a senhorita Prentace.
O çok güzel, akıllı, dürüst değildir..... ama gerçek bir kadındır. Sevdiğimiz bir kadın bütün erkeklerin arzuladığı bir kadın.
Eu falo-Ihe com franqueza, a Catherine não é especialmente bela, nem inteligente, nem sincera, mas é uma verdadeira mulher e é esta mulher que nós amamos e que todos os homens desejam.
Şifalı suyu dağıtan kızlardan biri, çok çok güzel, genç ve eskil, bir çocuk, şimdiden bir kadın... kendine has, ışıltılı.
Uma das que dão água para curar. É lindíssima. Jovem e antiga.
Dün gece dünyam başıma yıkıldı her şeyden çok sevdiğim kadının o güzel ismini lakayt bir gencin ağzından duyunca birden yaşlandığımı hissettim.
Ontem à noite minha vida ficou em pedaços. Quando vê que a pessoa a que mais amava, quando vê seu nome miserável no chão por causa de um jovem imprudente, de repente começa a se sentir velho.
Çok güzel bir kadın.
É uma bela mulher.
Bir zamanlar çok güzel genç bir kadın vardı oldukça erdemli. Birdenbire dul kalmış bir kadın.
Havia uma jovem e bonita garota... muito virtuosa... que de repente tornou-se viúva.
Benim gördüğüm, güzel bir kadın olduğu. Biraz pis ve çok da kaba.
Eu vi uma menina que era muito bonita, um pouco Imunda e muito rude.
Görmek ister misiniz gerçekten çok güzel pembe göğüslü bir kadının resmini görmek ister misiniz?
Querem ver uma foto de uma senhora com uns lindos mamilos cor-de-rosa?
Güzel bir kadın. İstekli. Çok zeki.
Era bonita, gostava de mim, era mesmo inteligente.
Çok harika ve güzel bir kadın.
Uma mulher muito rara e bela.
- Güzel bir kadın bile çok fazla bela getirebilir.
- Até uma boa mulher traz muitos sarilhos.
Çok fazla öznel. Güzel bir kadın karşısında en akıllı adamlar bile düşüp geberir.
Quero dizer, os homens mais inteligentes caem de borco diante dum palminho de cara.
Hanımefendi çok güzel bir kadın.
Tenha modos!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]