In my traduction Turc
229,211 traduction parallèle
Lock it away in my vault, would you?
Mahzene koyup kilitle, olur mu?
That ever happens to me, you put a bullet in my head.
Eğer bana öyle bir şey olursa kafama bir kurşun sık.
And you like it when your dick's in my mouth, so you really need to stop treating me like a little kid!
Sikinin ağzımda olması hoşuna gidiyor o yüzden bana küçük bir çocukmuşum gibi davranmayı bırakman gerek gerçekten!
Clive, I saw that suit of armor in my vision.
Clive, bu zırhı imgemde gördüm.
Here it goes. You're the most remarkable woman I've ever met in my life, okay?
Hayatım byunca tanıştığım en etkileyici kadın sensin, tamam mı?
I need to turn in my history paper online by 9 : 00, and that's in five minutes.
Tarih kağıdımı saat dokuza kadar yollamam lazım ve beş dakika kaldı.
And the handle snapped off in my hand.
Vana elimde kaldı.
They have the power because you want chicken and they have the chicken, so you have to pay them, but if I find a half a rat in my chicken, mnh-mnh, they got to pay me.
Sen tavuk istersin, onların tavuğu vardır, güç onlardadır ve sen parasını verirsin. Ama tavuğumda fare ölüsü çıkarsa onlar bana parasını verir.
You don't want me holding a sharp blade in my hand right now.
Şu anda elimde bıçak tutmamı istemezsin.
And if he's in my chair, I'm gonna sit right on him.
Sandalyemde oturuyorsa gidip üzerine oturacağım.
I haven't had the energy to chain my myself to anything in months.
Kendimi ağaca zincirleyecek enerjim aylarca olmadı.
Uh, I brought some Milk Dudes in my purse if anyone wants for later.
İsterseniz yanımda bonibon getirdim.
Aurora, put sugar in my mouth.
Aurora, ağzıma şeker koy.
And I hope it's reflected in my tip.
Umarım fikrin bahşişime yansır.
No, it's something else, something more revealing, something very interesting I found in my microfiche from 1983.
Hayır başka, daha açıklayıcı bir şey. Mikrofişimde 1983 yılından bulduğum çok ilginç bir şey hakkında.
I don't really need to be politically correct in my head, but it's nice that I am.
Kafamda siyasi olarak doğru söylemem gerekmiyor ama böyle iyi biriyim işte.
Look, it... it's just... with April, my family got all... up in my business, and if I tell them about this, they're gonna think it's too soon, my parents will get all judgy.
Bak, April'la daha yeni... Ailem, iş durumlarım... Bunu söyleyecek olursam çok erken olduğunu düşünecekler ve ailem beni yargılamaya başlayacak.
I think the last time we were in my Winnebago, you were saying you weren't looking for a relationship, so I think you should just stick with that.
Sanırım en son karavandayken bir ilişki aramadığını söylemiştin ve bence buna sadık kalmalısın.
You people are gonna make great characters in my book someday.
Bir gün kitabımda harika karakterler yaratacaksınız.
I put it in my sock.
Çorabıma sokuyorum.
If I'm not wearing socks, I put it in my shoe, and if I'm wearing flip-flops, roll it up, tuck it behind my ear, where my illustrious hair holds it in place.
Çorap giymezsem ayakkabıma, parmak arası giyersem de rulo yapıp şanlı saçlarımın tutunduğu yere kulağımın arkasına koyuyorum.
In my research, I found that men hit their physical peak at age 25, then slowly decline.
Araştırmalarıma göre erkekler fiziksel olarak 25 yaşında zirve yapar sonra yavaşça çökerler.
Look, growing up in my family, we didn't, you know, talk or, you know, express things on birthdays or holidays or...
Dinle, benim büyüdüğüm ailede konuşmazdık, doğum günüymüş, tatillermiş bu şeyleri ifade etmezdik.
I've never said this before in my life...
Hayatım boyunca bunu hiç söylememiştim.
The music, the drink in my hand, the relaxed vibe...
Müzik çalıyor, elimde bir içki, rahat bir ortam...
Well, I guess things have changed since back in my day.
Sanırım benim zamanıma göre işler değişmiş.
I never studied this hard for a test in my whole life.
Hayatım boyunca bir sınav için hiç bu kadar sıkı çalışmadım.
I, Crown Prince of Loria, offer my hand in marriage to the Virgin Queen Margo.
Ben Loria Prensi, Bakire Kraliçe Margo'ya evlenme teklifi ediyorum.
belief in good and hope isn't the only reason to spare my son and help destroy the Black Fairy.
Kara Peri'yi öldürmek için tek sebep... iyiye ve umduda olan inanç değil.
Down to the mines, my son.
Madene in, oğlum.
No, no, I know my old friend is still in there deep down inside, and I know he wants to make it up to me.
Hayır, eski arkadaşımın hala derinlerde... bir yerde olduğunu ve... yaptığını telafi etmek istediğini biliyorum.
My friends and I used to sneak in here before we were legal.
Arkadaşlarımla 21 yaşına basmadan önce buraya gizlice girerdik.
My brother worked down in the basement lab at Max rager.
Ağabeyim Max Rager bodrumundaki laboratuvarda çalışıyordu.
My brothers and me, we're all in.
Kardeşlerim ve ben, hepimiz varız. Ama bunu tek başımıza yapamayız.
I cleave this undead hellspawn in twain with my ax of the dwarven gods.
Dwarven Tanrıları'nın baltasıyla bu ölümsüz cehennem yaratığını ortadan ikiye ayırırım.
Boy, Georgie fogglebottom's face when I reached into my bag of holding and pulled out that lich head, like... yeah!
Of be, çantamdan Lich'in kellesini çıkardığımda Georgie Fogglebottom'un yüzününe karşı, evet!
If all my years in counter-terrorism taught me anything, it's never press the red button.
Terörizme karşı savaşırken öğrendiğim bir şey varsa o da şu. Kırmızı düğmeye asla basma!
My life gets lost in the shuffle.
Hayatım arada kaynıyor.
Are you saying it's my job to make sure Brick's on top of it?
İşimin Brick'in iyi olmasını sağlamak olduğunu mu söylüyorsun?
My next move is going in the house.
- Benimki eve girmek olacak.
We shared popcorn, and she mixed in MM'S, which is a really good idea, and I can't believe I haven't thought of it before, and, oh, my God, I'm so stupid!
Patlamış mısırı paylaştık mısırı MM'S'le karıştırdı ki bu harika bir fikirdi. Bunu daha önceden düşünmediğime inanamıyorum, aman Tanrım çok aptalım!
A white wolf came to me in a dream and told me if I sacrificed my hair, you'd come back to me.
Beyaz bir kurt rüyamda saçlarımı feda edersem bana geri geleceğini söylemişti.
My mother - - your wife - - was arrested for indecent exposure. It was all right there in the Herald.
Annem, senin karın edepsiz teşhirden tutuklanmış.
Okay, look, you know I would never break a confidence, but I'm gonna break my no-confidence-breaking rule just this once and confide in you'cause I think our friend really needs our help.
Pekala, dinle. Güvenini asla zedelemeyeceğimi biliyorsun. Ama güven zedelememe kuralımı bir kere bozup sana güveneceğim çünkü arkadaşımızın gerçekten yardımımıza ihtiyacı var.
You loved... Loni Anderson's "My Life in High Heels."
Sen en çok Loni Anderson'dan "Yüksek Topuklu Hayatım" ı severdin.
I don't remember Blake liking my lucky Colts towel that if I'm not holding it when they play, the Colts don't win.
Blake'in maçlarda tutmadığım zaman Colts'un kazanamadığı şanslı Colts havlumu sevdiğini hatırlamıyorum.
I threw it in here somewhere, but I... ooh, my back-up cookies.
Buraya bir yere attım ama... Yedek kurabiyelerim.
He got mad'cause I brought my books, which the veins in his neck start popping out, but...
Kitaplarımı getirdiğim için çileden çıkmış boynundaki damarlar hızlı atmaktan dışarı çıkmıştı ama...
Uh, I'm based in the corporate office, so I don't really know Mike Heck that well, which kind of makes it hard for me to share my favorite, uh, "Mike moment."
Şirketin ofis çalışanıyım Mike Heck'i iyi tanımıyorum bu yüzden en sevdiğim Mike anımı paylaşmak zor olacak.
I was sitting there and in walks my mom.
Sıramda oturuyordum ve annem gelmişti.
But, you know, it doesn't matter that I didn't go to parties in high school, because my world really opened up in college.
Ama lisede partiye gidip gitmemeniz fark etmez çünkü benim dünyam gerçekte üniversitede açıldı.
in my opinion 572
in my heart 96
in my room 109
in my country 72
in my bed 49
in my mind 161
in my view 52
in my experience 382
in my dreams 78
in my world 69
in my heart 96
in my room 109
in my country 72
in my bed 49
in my mind 161
in my view 52
in my experience 382
in my dreams 78
in my world 69
in my defense 150
in my house 118
in my case 131
in my day 121
in my head 141
in my hand 30
in my family 33
in my eyes 40
in my own way 47
in my book 75
in my house 118
in my case 131
in my day 121
in my head 141
in my hand 30
in my family 33
in my eyes 40
in my own way 47
in my book 75
in my dream 57
in my home 30
in my life 110
in my pocket 58
in my apartment 37
in my office 200
in my car 54
in my professional opinion 37
in my hands 18
in my time 45
in my home 30
in my life 110
in my pocket 58
in my apartment 37
in my office 200
in my car 54
in my professional opinion 37
in my hands 18
in my time 45