The right way traduction Turc
5,395 traduction parallèle
And do it the right way. The right way?
Normal yoldan derken?
Oh, I trust you'll handle it the right way.
Oh, Bununla doğru yoldan başa çıkabileceğine inaniyorum.
You couldn't do this the right way and wait for my father to get back?
Babamın dönmesini bekleyip bunu doğru şekilde yapamaz mıydın?
I wanna find him the right way.
Onu doğru yöntemle bulmak istiyorum.
But the right way ain't working.
Ama doğru yol işe yaramıyor.
Well, then let's do it the right way.
O zaman bunu doğru bir şekilde yapalım.
I mean, she cuts her cloth with the world the way we all must... but, I trusted her always, when pushed... to fall the right way.
Yani, herkes gibi dünyanın düzenine ayak uyduruyor. Ama yönlendirirsek, doğru yola gideceğine dair ona her zaman inancım olmuştu.
That clown is going the right way towards getting himself dead.
O palyaço resmen kendini öldürtmeye gidiyor.
Okay, we're gonna do it together, but we got to do it the right way.
Bunu beraber yapacağız. Ancak bunu doğru yoldan yapmalıyız.
Look, I know you're all gung-ho about making Georgie your goal-friend, but are you sure showing up uninvited to her job is really the right way to go?
Georgie'yi kıs arkadaşın yapmak için dünden razı olduğunu biliyorum ama iş yerine davetsiz gitmenin yapılacak doğru şey olduğundan emin misin?
You looked at it the right way.
Olaya doğru yönden baktın.
You do things the right way, you have a good life.
İşleri doğru düzgün yaparsan, iyi bir hayatın olur.
It means do it the right way!
Demek oluyor ki işini doğru düzgün yap.
I'm glad you told me, and I understand why you wanted to talk to her, but I'm convinced this is the right way forward.
Niye onunla konuşmak istediğini de anlıyorum ama bu yaptığımızın doğru olduğuna inanıyorum.
OH, AND BY THE WAY, THAT MASCOT RIGHT THERE, THAT'S NOT A BOY. BOOM.
Bu arada, oradaki maskot varya O erkek değil.
You wouldn't feel the way you feel right now if you weren't ready.
Eğer hazır olmasaydın, şu an hissettiğin gibi hissetmezdin.
Either way, the nano won't get the code. Right.
- Her şekilde Nano kodu alamaz.
Because that is the only way things will ever be right again.
Çünkü işleri yoluna koymanın tek yolu bu.
- Yeah. The way that you just said it right now made it sound like a whole bunch of legal talk about the kid.
Şimdi tüm bu söyledikleriniz bu haliyle çocuk hakkında yapılan bir takım resmi konuşma gibi geliyor..
Uh, okay, so anyway, we all know that the most obvious way to compress files is with Shannon coding, right?
Peki, her neyse, dosya sıkıştırmada en bariz yöntemin Shannon kodlama olduğunu biliyoruz, değil mi? Yukarıdan aşağıya. Richard, oradan göremezler.
The cops gotta be on their way, right?
- Polis gelecek, değil mi?
all realities of life for residents living right opposite the local government building but it seems that the window in the governor's office faces the other way.
Hükümet binasının hemen karşısındaki bölge sakinleri bu koşullarda yaşıyor. Ama belli ki, Valilik Makamı'nın penceresi başka bir tarafa bakıyor.
It's the only way into the city, all right?
Şehre girmenin tek yolu bu, anlıyor musun?
Hell, I saw the way you walked in the marshal's office right after you did it like it was nothing.
Bunu da becerirsin. Vurduktan hemen sonra federal şerif bürosuna girişini gördüm. Hiçbir şey olmamış gibiydin.
"Leading the way," "Moving ahead," "Right on track,"
"Yol gösteren", "İlerleyen", "Tam zamanında yapan",
Uh, the table is right this way.
Masanız şu tarafta.
Now if I push off just right, it should carry me all the way to the hot cocoa machine.
Kendimi doğru bir şekilde ittirirsem sıcak çikolata makinesine kadar gidebilirim.
♪ I say, no way, try again... All right, wherever they're meeting, that's the only way in.
Pekâlâ, nerede buluşuyorlarsa tek çıkış yolu orası.
All right, I've tried to make the pain go away by making the people who caused it pay, you know, doing it my way, but it doesn't work, Sam.
Bana bunu yapan insanlara ödeterek acıyı yok etmeye çalıştım. Ancak benim yolumu denemek işe yaramıyor, Sam.
Best way he knew to do that was keep the guy where he could see him, tell him he's your right-hand man.
Bunu yapmak için bildiği en iyi yol ise sağ kolu olduğunu söyleyerek, adamı görebileceği bir yerde tutmaktı.
Oh, by the way, you were right about the park thing.
Bu arada park konusunda haklıydın.
they use white kids, steal smart phones up and down Michigan Avenue all the way from Mag Mile to Millennium Park, right?
Akıllı telefonları çalıyorlar ve Michigan Meydanı'ndan aşağı doğru inip Mag Mile üzerinden Yüzyıl Parkı'na götürüyorlar değil mi?
I'm sorry for the way I did it, all right?
Bunu yapma şeklim için özür dilerim. Oldu mu?
All right, everyone partner up and start moving your way through the weapon stations.
Evet, herkes eş olsun ve silah pozisyonunuzu almaya başlayın.
You are aware that I went all the way into Manhattan, cupcake-bombed Kim Kardashian's hotel, and you're still just laying here, right?
Benim te Manhattan'a Kim Kardashian'ın oteline gidip otelini cupcake ile bombaladığımın ayırdında mısın? Ve hâlâ orada yatıyorsun, değil mi?
But I guess, like, the only way to know for sure is just to go for it, right?
Ama sanırım, emin olmanın tek yolu bu yolda devam etmek değil mi?
And I already told you that I will support you with whatever you decide. And the way you can support me right now is by telling me how you feel.
- Şu anda ne hissettiğini söyleyerek bana destek olabilirsin.
♪ I've got to find the right way out ♪
Eşleme
Right, cause if I need to clear a route with my bare fucking hands all the way to Camp Bastion
Anladın mı? Ta Camp Bastion'a kadar yalın ellerimle mayınların arasından güvenli yol yapmam gerekse de seni bu kesik çukurundan çıkaracağım.
If your big plan is to sleep your way into Intelligence, I'm not sure if that's the right guy to make that happen.
Büyük planın istihbarata girmek için onunla yatmaksa onun doğru adam olduğundan emin değilim.
We may have more civilians buried beneath the rubble, but there's no real way of knowing right now.
Göçüğün altında hala nefes alan siviller olabilir. Fakat şu anda bunu net olarak bilemiyoruz.
But we do know Dimitri's boss, the Colonel, is on the way to the club right now.
Ama öğrendiğimize göre Dimitri'nin patronu, Albay, kulübe geliyor. Yolda.
It is the best way to test if the Founder's truce is real, right?
Kurucu'nun ateşkesinin doğruluğunu test etmenin en iyi yolu bu, değil mi?
Well, taking down a couple corporate scumbags- - perfect way to end the day, right?
Günü bitirmek için iki şirket hıyarını tutuklamaktan güzel bir yol olabilir mi?
So the only way for you to influence this situation is to tell me what I want to know right now, and deny me the pleasure of extracting it from you.
Yani bu durumu değiştirmenin tek yolu istediğim şeyi bana hemen söyle, ve senden zevk çıkarmamı engelle.
Are you sure that 81 had the right of way?
Eğer 81 yol hakkına sahip emin misiniz?
Not looking like she's having a right lot in the way of fun. OK?
Çok memnun gibi görünmese iyi olur yani.
- Okay, don't take this the wrong way, but what you're wearing right now, is that because you like it or is it because that's all you can afford?
- Tamam, yanlış anlama ama üstündekileri sevdiğin için mi yoksa paran sadece onlara yettiği için mi giyiyorsun?
Heather, I know you don't even want to hear his name right now, but it's the only way I could get him to keep Vincent's secret.
Heather, şu an onun adını bile duymak istemiyorsun biliyorum ama Vincent'ın sırrını saklı tutabilmemin tek yolu buydu.
I totally had the right of way.
- Kesinlikle yol hakkı benimdi.
ABBA was way better than the Bee Gees. Yeah, right. Name one good ABBA song.
- Tabii, bir tane güzel ABBA şarkısı söyle o zaman.
the right thing 58
the right 75
the right one 30
wayne 745
ways 66
waylon 24
wayland 30
way to go 1028
way off 17
way ahead of you 120
the right 75
the right one 30
wayne 745
ways 66
waylon 24
wayland 30
way to go 1028
way off 17
way ahead of you 120
way too much 31
way ticket 45
way up 26
way better 36
way too long 22
way down 31
way trip 38
way mirror 27
way back 82
way out 21
way ticket 45
way up 26
way better 36
way too long 22
way down 31
way trip 38
way mirror 27
way back 82
way out 21
way tie 16
wayward pines 19
way i see it 33
way street 165
the rest of us 45
the rest of my life 18
the restaurant 50
the road 48
the rules have changed 16
the real one 64
wayward pines 19
way i see it 33
way street 165
the rest of us 45
the rest of my life 18
the restaurant 50
the road 48
the rules have changed 16
the real one 64
the rules are simple 34
the rules 72
the rain 42
the river 87
the rock 58
the real me 30
the rope 39
the roof 92
the rest of your life 21
the reason 46
the rules 72
the rain 42
the river 87
the rock 58
the real me 30
the rope 39
the roof 92
the rest of your life 21
the reason 46
the real story 16
the real deal 26
the red one 47
the ring 177
the r 45
the radio 72
the real thing 38
the real ones 16
the real you 39
the real 41
the real deal 26
the red one 47
the ring 177
the r 45
the radio 72
the real thing 38
the real ones 16
the real you 39
the real 41