Belki de bu traduction Anglais
10,338 traduction parallèle
Belki de bu tip şeyleri öğrenmemeliyim.
Maybe I don't want to know these things.
Belki de bu yüzden diğer insanların içindeki karmaşayı görebiliyorum.
And maybe that's what makes me see when other people are all... messed up inside.
Belki de bu adam gerçektir.
Maybe... he's probably legit.
Belki de bu ertelenmiş bir şeydir.
Maybe it's a delayed thing.
Belki de bu olay hakkında kötü düşünmüyorsundur.
Or maybe you just don't feel all that bad about it.
Belki de bu hissetmen gereken bir şeydir.
Maybe it's something you need to feel.
Belki de bu üçünün olması tesadüftür.
Maybe it's a coincidence that it's these three.
Belki de bu yüzden Jennifer'ı kurtaramadım.
Maybe that's why I couldn't save Jennifer.
Belki de bu kriterler uygun olan başkaları da vardır ama Afrika'da şahit olduklarınızı düşününce tam olarak ihtiyacım olan insan sizsiniz..
Perhaps there are others who meet these criteria, but given what you witnessed in Africa, you are exactly what I need.
Belki de bu yüzden bunu yapıyorsundur.
Maybe that's why you're doing this.
Bilmem, belki de bu kadar vahşice ve planlanmış bir şeyin sonuçları olması gerektiğinden.
Something this brutal, This premeditated, requires consequence.
Belki de bu yüzden yalan söylemeye mecburdu.
Maybe that explains why he had to lie.
Biliyor musun, belki de bu Spencer denen adam olmadan daha iyi olursun.
You know, maybe you'd be better off without this Spencer guy.
Ama ekipten birini dışlayarak belki de bu riski artırıyorsun.
But you may be exacerbating that risk by sidelining one of the team.
Ve gördüklerimden sonra belki de bu virüs başımıza geleceklerin en kötüsü değildir diye düşünmeye başladım.
And the shit that I've seen... It got me thinking that maybe this virus isn't the worst thing that's come along.
Belki de bu Kasaba Binası garipliğinden kurtulabiliriz.
Maybe we can survive this Town Hall weirdness.
Belki de bu tutku yüzünden Nan Roselick'le arana giren adamı öldürdün.
Maybe your passion is what drove you to kill the man standing between you and Nan Roselick.
- Belki de bu abinin geçmiş ile ilgili bir konu.
Perhaps this has to do with your brother's past.
Castle, orada çok fazla şey yaşadın ve belki de bu yazarlık hayal gücünün...
Look, Castle, you've been through a lot up there, so maybe your storyteller's imagination's
- Belki de bu hoşuma gider.
Perhaps I'll enjoy that.
Belki de bu kadar yeterlidir.
Maybe that's enough?
Belki de bu "S" olayını çok erken ortaya çıkarmışımdır.
Maybe I put the "S" on too soon.
Belki de bu adamla konuşmalısın.
So maybe you should go talk to this guy with him.
Belki de bu şekilde olması gerektiğini düşünmeye başlıyorum.
I'm starting to think that maybe it's the way it should be.
Belki de bu yüzden onunla görüşmemin hatalı olduğunu düşünüyorsun.
Maybe that's why you think it's so wrong.
Ama belki de bu dosyalardaki bir yerler, sahiden vardır, gerçek ispatı.
But maybe somewhere in these files, There's some real, actual proof.
Belki de bu Turing için işini tamamladığında, ona kendin sorabilirsin.
Well, maybe when you finish your thing for that turing guy, You can ask him yourself.
Belki de bu deneyimi yaşaması için bir tür bağ vardır.
Maybe there has to be some kind of connection in order to experience it.
Belki de bu geçmişte yaptığın bir şey yüzündendir.
Well, maybe that's because of something you did in a past one.
Bu işin ne kadar içinde olduğunu ya da biriyle çalışıp çalışmadığını bilmiyorum belki de sadece ilgiye açtın.
I don't know how deeply you're involved, or if you're working with someone, or maybe just starved for attention.
Bu belki de bir tür kopyacı kan tarikatıdır.
It's, uh... Must be some kind of... copycat blood cult.
Belki gözünü korkutmuştur zor kulllanmıştır, bu yüzden sen de kılıcı aldın.
Maybe he intimidated you, got physical, so you grabbed the sword.
Bu adam korkunç belki de karşılaştığım en korkunç adam.
This is a scary guy, like, maybe the scariest guy I've ever met.
Bu tuhaf şeyleri kişiliğinizi saklamak, belki de suçlarınızı örtbas etmek için kasten yapıyorsunuz.
You are doing deliberately odd things to mask dark, maybe even criminal, activities.
Bu onun davalarından biriyle ilgili olmalı, bir müvekkil ya da bir tanık belki de.
This must have something to do with one of his cases... client, maybe a witness...
- Belki de sana bu şekilde kur yapıyordur.
Huh, well, maybe that's his way of flirting with you.
Belkide sadece yanılıyordu. Belki de kız kardeşi bu kavgayı başkasıyla karıştırıyor. Veya yanlış hatırladı, bilemiyorum.
Maybe he just got it wrong, or she's mistaking this fight for another, or she's remembered it wrongly.
Bu yüzden, belki de gözlerini kapatman iyi bir fikir olurdu.
So, maybe it would be, uh, a good idea to close your eyes.
Bu hoşuna gitmeyecek ; ama belki de onu arasak iyi olur.
- You're not gonna like this, but... - maybe we should call him.
Bu yüzden belki de orada kalırlar.
So maybe they remain there.
Belki de kızı bu yüzden annesinin vurulduğundan bahsetmedi. O zaman bebekti.
That could be why our victim's daughter never mentioned her mom being shot.
Ve Hektor belki de bir sebepten ötürü bu bilgiyi gizli tutuyor.
And Hektor... maybe he's got a reason for keeping this on the down low.
Bu belki de bir muhbir olmadığındandır.
But maybe it's because we don't have a snitch.
Belki de şimdiye dek yaptıklarımızı bu şekilde düşünmeliyim.
_
Belki de artık zaman, bu kaltakların intikam alma zamanıdır.
Maybe it's time this group of bitches started getting a little of their own.
Belki de bir sorunun bence. Ya da internet çok yavaş bu gece?
Maybe you have a problem.And the Internet is very slow tonight?
Belki de Ford onu bu yüzden izliyordu. Bir şekilde dikkatini çekmiş olmalı.
Oh, maybe that's why Ford was watching him.
Bürodan önemli kişileri rahatsız ediyorum ama bu işe tamamen girmeye hazırım. Dünyanın belki de bilinen en kötü komplosunu açığa çıkarmaya hazırım.
I'm rattling some pretty big cages in the intelligence community, but I'm prepared to go all in... prepared to blow open maybe the most evil conspiracy the world has ever known.
Bu içindeki şey senin hatan değil ve etrafındakiler için tam bir kaos, ve belki de daha başkaları için.
This entity resides in you through no fault of your own and is responsible for the chaos that surrounds you and possibly many others.
Belki de bu iş için uygun değilimdir.
Maybe I'm not quite up to it.
Baksana, bu geceden sonra belki de bir film izleyebiliriz sanıyordum.
Listen, i was thinking Maybe we could watch a movie later tonight.
belki de 1259
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de daha fazla 40
belki de öyleyim 25
belki de değil 95
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de daha fazla 40
belki de öyleyim 25
belki de değil 95