Bir sorunum var traduction Anglais
1,330 traduction parallèle
Komite ile bir sorunum var.
I have a conflict with the committee.
Daha büyük bir sorunum var.
I got a bigger problem.
- Evet. Bir sorunum var ve bütün gerçek psikiyatristler altı hafta boyunca dolu.
- Yeah, um... listen, I'm having this problem and all the real shrinks are booked up for six weeks.
Ciddi bir sorunum var.
I have a serious problem.
Evet, evet. Erkeklere has bir sorunum var da..
Yeah-yeah I uh, I have a uh, a guy problem.
Joey, bir sorunum var.
Joey, I have such a problem.
Bir sorunum var.
I had a problem.
- Küçük bir sorunum var.
We've got kind of a little problem.
Bir sorunum var Gloria.
I have a problem, Gloria.
Erkek arkadaşımla ilgili bir sorunum var.
I have a problem with my boyfriend.
Bir sorunum var başkalarına benzemeyen.
I'm having trouble... with the nature of individuality.
Bir sorunum var.
I do have a crisis.
Dinle şuanda küçük bir sorunum var.
I'm in a bit of a pickle right now.
Küçük bir sorunum var.
I have a slight problem.
Ufak bir sorunum var.
I've got a little problem.
Küçük bir sorunum var
I'm in the midst of a slight predicament
Bir sorunum var.
I was having a problem.
Bir sorunum var çok kötü bir sorunum var.
I have a problem. I have a really bad problem.
Talihsizlik, Bir sorunum var Şimdi açıklayamam.
Unluckily, I have a problem I can't explain just now.
Affedersiniz bir sorunum var.
Excuse me, I've got a problem.
Parayla ilgili bir sorunum var.
I'm a mess with money.
Muhasebecimle bir sorunum var.
A problem with my accountant.
Bayan, Yetenek sınavıyla ilgili bir sorunum var.
Miss, I've got a problem with the audition.
Bir sorunum var.
I have a problem.
Küçük bir sorunum var.
I got a little problem.
Şey, sen benim kardeşimsin, benim bir sorunum var en azından birazcık anlayışlı olabilirsin.
Well, so, you're my sister, I have a problem, the least you could be is more understanding.
- Dinle, büyük bir sorunum var.
- Listen, I've got a big problem.
Kabul ediyorum harap edilmiş teknemle ilgili bir sorunum var. Ayrıca mutfak tezgâhının üstündeki striptizcilerle ve bir cuma gecesi seni sarhoşların arasından toplamakla ilgili sorunum var.
I do, I admit, have a problem with, oh, wrecked boats strippers on the table and fishing you out of the drunk tank on a Friday night.
Burada bir sorunum var.
Hey, I got a problem here.
Bir sorunum var.
I've got a problem.
Evet, benim bir sorunum var.
Yeah, I have a problem.
Kuramsal bir sorunum var.
I have a contextual problem.
Sağ ol, ama şu an halletmem gereken bir sorunum var.
Thanks. But I have a problem to deal with.
Biliyor musunuz doktor benim bir sorunum var ve umarım bana yardım edebilirsiniz.
You know, doctor, I have an itch. Could you help me out with it?
- Şimdi, Marge, bir sorunum var.
- Now, Marge, I have a problem.
Hayır, bir sorunum var. Tavsiyene ihtiyacım var.
No, I have a problem, and I need your advice.
- Kelso, benim ciddi bir sorunum var tamam mı?
Kelso, I have a real problem here, okay?
Bir sorunum var ve senin fikrini almak istemiyorum.
I have a problem. I don't want your opinion about it.
Sütle ilgili bir sorunum var.
You don't seem so happy to be here. I have a milk situation.
O dalyaraklarla kocaman, kahrolası bir sorunum var!
I've got one great big, fat, swollen fucker of a problem with America, twat!
Seni endişelendiren büyük bir şehvet sorunum var.
I just had a major lust issue where you're concerned.
Ciddi bir kalp sorunum var. Sessizlik talep ediyorum.
I have a serious heart problem and I demand quiet.
Benim başka bir kişisel sorunum var.
I am having trouble with the nature of individuality.
Çocuklar, burda gerçek bir sorunum var.
Guys, I have a real problem here.
Benim de bir aile sorunum var.
Family emergency. Yeah, I got a family emergency too, Randall.
Bir sorunum var.
- Roger, I have a problem.
Ciddi bir sorunum var.
Well, I've got a crisis.
Biz de çok isterdik aslında. Ama benim bir sağlık sorunum var.
We would totally be into it too, except that I have...
Sorunum var Şef, bir sürü sorunum var.
I have m-many problems.
Küçük bir sorunum var.
I have- - I have a little problem with that.
Bana yardım edeceğin bir güvenlik sorunum var.
Listen, Jimmy. I got a security problem I want you to deal with.
bir sorunumuz var 196
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
varsın 16
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
varvara vasilyevna 23
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir saat sonra 47
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir saat sonra 47
bir şey söylemeyecek misin 21