Sanırım var traduction Anglais
8,673 traduction parallèle
Evet, sanırım var.
Yeah, I guess I do.
- Claire. - Rollins, sanırım yeni bir hedefi var.
- Claire.
- Sanırım içeride biri var.
Oh, I guess there's somebody in there.
Amerika'yı Kolomb'un bulduğu yazıyor hala ve sanırım... sanırım bu çizimlerin birinde yüzünde makyaj var.
They still say that Columbus discovered America, and I think... I think in one of these illustrations, he's wearing makeup.
Koç Wally, sanırım birkaç teste ihtiyacımız var.
Coach Wally, I think we need some tests.
Senin kesin bir sayıya mı ihtiyacın var... öldürdüğüm insanların günahından beni arındırmak için? Hayır, sanırım ortalama bir rakam yeterli olur.
Do you need to have the exact numbers of every... Of everyone I've killed to absolve me? Um...
Parayı nasıl bulacağımıza dair bir fikrim var sanırım.
I might have an idea how to raise the funds. I've been around long enough to know that there are two sides to show business.
Sanırım bir dakikaya ihtiyacım var.
I think I need a minute.
Sanırım arabadasın. Bu akşam özel bir planın mı var?
It sounds like you're in the car.
Sanırım bir esirimiz var.
Looks like I've got a prisoner.
Sanırım benim yeni bir kankam var.
I think I have a new best friend.
Sanırım Clovesdale'daki hastalardan birinin şeytan çıkartılmasına ihtiyacı var.
I think there's a patient at Clovesdale that needs an exorcism.
Ve sanırım bunun, insanların sık sık kötü davrandığı bir kilisede büyümüş olmamla bir ilgisi var.
And... I think it might have something to do with being raised in a church that people like to shit on a lot.
Daha çok Rebecca Sutter'ın davası için hazırladığımız savunmaya odaklamıştım... Dava demişken, sanırım bilmeniz gereken bir şey var.
I was more focused on preparing Rebecca Sutter's defense for trial, which reminds me, I think you should know something.
Sanırım bir sorunumuz var.
I think we have a problem.
Bir şeyler oluyor baba ve sanırım Sara Patrell ile ilgisi var.
Something's going on, Dad, and I think it's got somethin to do with Sara Patrell.
Sanırım ortada biraz karışık bir durum var.
I think there was a little bit of a mix-up.
Sanırım kişisel sorunları var.
I think she has personal problems.
Tamam, uzatmaya ihtiyacımız var sanırım.
Okay, well, we need a tiebreaker.
- Bu ne? - Sanırım orada sahne malzemeleri var.
What is this?
Sanırım beş saldırgan ve içeride sıkışmış muhtemelen iki düzine sivil var.
Looks like five assailants and possibly two dozen civilians trapped inside.
Şey, sanırım savaş korkusunun, zamanla taraf değiştirtme gibi bir durumu var.
Well, I suppose the thrill of war has a way of distorting time.
Sanırım burada yalnızca tek bir doğru tercih var, değil mi?
I guess there's only one right choice, isn't there?
- Sanırım yeni bir galoşa ihtiyacım var.
I think I need a new gown.
Biliyorum, taşerondan hizmet alma onların olayı ama sanırım yükümlülüğün devri konusunda bir problemimiz var. Birilerinin suçu olduğunu söylemiyorum.
I know, outsourcing is like their mantra, yadda, yadda, yadda, but I think we've got a problem with the basic subrogation, and I'm not saying it's anyone's fault.
Jim, sanırım tam aradığım avukat sensin. Çünkü bir davam var.
Jim, I think you are just the lawyer I need,'cause I got me a case...
Sanırım babalığın otel odalarında süslü bir zevki var.
Guess your old man's got fancy taste in hotel rooms.
Sanırım bende o vasıf var.
Guess I qualify.
- Sanırım bunun bir sorunu var.
And the glass is too thick. I think there's something... something wrong with that.
Bu radde de sanırım benim de bir fondipe ihtiyacım var.
I think I need to do a shot at this point.
Eğer hayatımın geri kalanını yalnız geçirmek istemiyorsam sanırım, belki biraz gevşemenin nasıl olduğunu öğretecek birine ihtiyacım var.
So, if I don't want to spend the rest of my life alone, I think I might need someone to teach me to loosen up a little.
Sanırım misafirimiz var.
I think we've got company.
- Sanırım bir tane daha var.
I think there is one more.
Bu konuyu açtığım için beni affedin ama öğrenciler için bir ya da iki tane burs var ve kısacası Bayan Raworth sanırım siz yakınlarda bir ev kiralamak istersiniz.
Now, forgive my bringing this up, but there are one or two bursaries for pupils, and, if I were to put in a word, and, I suppose, Mrs Raworth, you were to take lodgings nearby?
İçinde üç çeşit peynir ve sanırım brokoli de var.
There's three kinds of cheese, and there's broccolini in there, I think.
Sanırım birbirinden çok farklı iki.. .. ilericilik anlayışımız var.
I suppose we have different definitions of the term progressive.
Grip salgını var sanırım.
Yeah. I think the flu's going around or something.
Sanırım hepimizin sorunları var.
Guess we all got our problems.
Sanırım burada bir oda var.
I think there's a room down here.
Birkaç tane var sanırım.
A few, I suppose. ~ I have one myself.
Sanırım aramızda yeni bir Nina var.
Sounds like we got a new Nina.
Kocam Commodore'un bir ilişkisi var sanırım.
I think my husband, the Commodore, is having an affair.
Birkaç sıkıntımız var diyebilirsin sanırım.
we've been having some troubles, i guess you might say.
! Sanırım bu konuda oldukça iyi bir tahminim var.
I think I have a pretty good idea.
Sanırım arabamda bir problem var.
Yeah, I think something's wrong with my car.
Demek istediğim, sanırım eninde sonunda yeni bir iş bulmak zorunda kalacağım. Ama doğrusu, Carmel o kadar iyi para veriyordu ki birkaç aya yetecek kadar birikimimiz var. Böylece işleri yoluna koyabileceğim.
I mean, I guess I have to eventually find a new job, but, honestly, Carmel paid so well that we have enough savings to last a few months, so I can figure things out.
Sanırım burada sadece dini kitaplar var.
But there are only religious books here.
Sanırım sorumluluğu üstlenmenizin başka nedenleri de var, değil mi?
I think there may be other reasons for you to take responsibility, don't you?
Bir ihtimal, hapiste, katilin müttefiği olarak gördüğü gerçekte ise ona ihanet ederek polisle çalışan biri var mıdır?
By any chance, is there someone in prison who the... the killer thinks of as an ally, who is actually working with the police to betray him?
Aralarında bir şey var sanırım.
Starting to think that something's happening there.
IQ seviyem 140, üç tane de doktoram var. Zekamı aşağılamak oldukça zordur ama az önce başardın sanırım.
I have a 140 IQ and three Ph.Ds, it's pretty hard to insult my intelligence, but I think you just did.
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
sanırım 5390
sanirim 35
sanırım öldü 20
sanırım oldu 18
sanırım olur 20
sanırım ben 59
sanırım bu 88
sanırım öyle 707
sanırım anladım 39
sanırım 5390
sanirim 35
sanırım öldü 20
sanırım oldu 18
sanırım olur 20
sanırım ben 59
sanırım bu 88
sanırım öyle 707
sanırım anladım 39
sanırım buldum 30
sanırım o 59
sanırım evet 122
sanırım öyle oldu 17
sanırım bu kadar 32
sanırım hayır 76
sanırım yok 57
sanırım anlıyorum 35
sanırım buraya kadar 19
sanırım öyleyim 36
sanırım o 59
sanırım evet 122
sanırım öyle oldu 17
sanırım bu kadar 32
sanırım hayır 76
sanırım yok 57
sanırım anlıyorum 35
sanırım buraya kadar 19
sanırım öyleyim 36