Tüm bunlar traduction Anglais
13,229 traduction parallèle
Tüm bunları nasıl yapıyorsun, anlamıyorum.
I don't know how you do it, man.
Tüm bunları yaptığını söyleseydi o ne düşünürdü?
What would he say if he'd made it through?
Burada karşınızda size tüm bunları sırf kendim için yapmadım diyorum.
I am standing right here, telling you, I didn't do it for me.
Tüm bunlar onunla mı geldi?
All this come with him?
Zekası ve nezaketi, tüm bunları benim de istememe neden oldu.
And his intelligence and his kindness made me wanna be all those things, too.
Tüm bunlar kaderin işi.
This is all meant to be.
Tüm bunlar nedir?
What are all these?
Yani tüm bunlar senin şahsi kütüphanen mi?
So, all this, this is, um, your personal library?
Tüm bunlar ne zaman sona erecek?
When will this all end?
Tüm bunlar...
All this..
Belki de, ama tüm bunlar için zamanım olmuyor.
Maybe, but I don't have the time for all that.
Şimdi bana tüm bunları neden bir adamın yaptığını duyuyorum açıklar mısın?
You want to tell me why I'm now hearing this is all being done by one man?
Ya tüm bunları üstüme ben çekiyorsam?
I mean, what if I'm drawing this stuff my way?
Senin ve annenin benim tarafımda durması tüm bunları aşmamız için- -
You and your mother standing by my side would go a long way to put this- -
Tüm bunları yaşadığın için çok üzgünüm.
I'm so sorry you have to go through this.
Tüm bunları geri alabiliriz.
We can get it all back.
Fakat tüm bunlar ikinizi de aşınca...
But then you both got in way over your heads, how am i doing?
Tüm bunları arkasında kim var biliyorum.
I know who's behind all this.
Charles Collins tüm bunları ayarlayabilecek güçte.
Charles Collins is capable of arranging all that.
Tüm bunları bu kağıtlardan mı anladın?
And you figured all that out with this?
Tabii tüm bunlar, kapsül tam olarak istenen noktada atmosfere girerse geçerli.
That, of course, is assuming the capsule hits the re-entry point exactly.
Bir delinin tüm bunların arkasında kimin olduğunu ortaya çıkaracağını mı söylüyorsun?
You're telling me a lunatic is going to reveal who's behind all of this?
Tüm bunlar insanlara ne çeşit bir mesaj gönderiyor?
What kind of message does all of this send to the people?
Tüm bunları Ashton Kutcher'ın Amerika'da kimsenin görmeyeceğini sandığı televizyon reklâmından sonra öğrenin. - Merhabalar.
Find out after this Korean commercial Ashton Kutcher thought no one in America would ever see.
Belki de tüm bunlar hep senin hatandır.
So perhaps this is all your fault.
Yanılmıyorsam tüm bunları sadece o durdurabilir.
If I'm correct, she is the only one who can stop all this.
"Tüm bunlar" derken?
And what is "all of this?"
Tüm bunlar Scott'a yardım etmek için mi?
All this to help Scott?
Ayrıca tüm bunları, hademeleri, güvenlik görevlilerini elektrikli kapı kilitlerini ve üvez ağacı külünü geçerek yapmak zorundayız.
And we have to do it all of this while getting past orderlies, guards, electric door locks, and a Mountain Ash barrier.
Tüm bunlar ne için?
Why do you have all of this?
Tüm bunlar olmadan önce ne kadar güçsüzdün?
Just how powerless were you before this all happened?
Neden tüm bunları gittikçe daha da körüklüyorsun?
Why are you getting so worked up about all this?
- Tüm bunlar ne için?
- What's all this for?
Tüm bunlar ne peki?
What is all this, anyway?
Tüm bunlar, kurban gibi görünmek için miydi?
Was it all an act, so you could walk out like a victim?
Seni mutlu edecekse söyleyeyim, tüm bunlar bugün bitecek.
If it makes you happy, the messing ends today.
- Oğlun yüzünden mi tüm bunlar?
Is this about your son?
John onu suçundan bağışlayacak birini arıyordu tüm bunların onun suçu olmadığını söyleyecek birini ama ben yapamadım.
John was looking for someone to absolve him, reassure him that what happened wasn't his fault, and I couldn't do it.
HIVE tüm bunları kimsenin haberi olmadan nasıl yaptı?
How did HIVE build all this without anyone knowing?
Tüm bunlar ne iş? - Selam Lois.
What's all this?
Onların bana tüm bunlar yaşanmadan önceki gibi davranmalarını nasıl sağlarım? - Sağlayamazsın.
How do I get them to treat me the way they did before all this happened?
Tüm bunların dünyanın sonunu getirecek salgınla ne ilgisi var ki?
What does all this have to do with a plague that ends the world?
- Tüm bunlar ne?
- What is all this?
- Aslında tüm bunlar doğru değil, Michelle.
- That's actually not true at all, Michelle.
Fakat... fakat, biliyorsun ki tüm bunlar göz önünde tutulduğunda çok değersiz görünüyor, ve şu an gerçekten arkadaş olalım istiyorum.
But... but, you know, like, in light of all this, it just really seems petty, and I just genuinely want to be friends now.
Tüm bunların çabuk olduğunu biliyorum ama hepsi numara sonuçta.
Okay, I know it seems like we're moving fast, but this is all pretend.
Bak, tüm bunlar her ikiniz için de yeni şeyler.
I mean, look, this whole thing is as new to him as it is to you.
Ama tüm bunlar beni tüketti.
But I'm exhausted by all this.
Tüm bu çürükler için bahanelerim tükenmeye başlıyor. Hem bunlar senden, kötü adamlardan değil.
I keep on running out of excuses for all my new bruises, and they're from you, not bad guys.
Acaba Laurel tüm bunlar konusunda ne düşünürdü.
I wonder what Laurel would have thought of all this.
Ülkede geçen hafta işlenen, tüm şiddet suçları bunlar. Tamam.
These are all the violent crimes committed in the Country the last week.
tüm bunlar ne demek oluyor 19
tüm bunlardan sonra 18
tüm bunlar ne için 22
bunları 71
bunlar 630
bunlar nedir 69
bunlar kim 49
bunlar harika 40
bunlara 19
bunlar ne 151
tüm bunlardan sonra 18
tüm bunlar ne için 22
bunları 71
bunlar 630
bunlar nedir 69
bunlar kim 49
bunlar harika 40
bunlara 19
bunlar ne 151
bunlar onlar 52
bunlar benim 43
bunlar da ne 95
bunlar senin mi 36
bunları nereden aldın 21
bunlar senin 30
bunlar sahte 19
bunlar çok güzel 39
bunların 20
bunlar senin için 38
bunlar benim 43
bunlar da ne 95
bunlar senin mi 36
bunları nereden aldın 21
bunlar senin 30
bunlar sahte 19
bunlar çok güzel 39
bunların 20
bunlar senin için 38