English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Bir yolu var

Bir yolu var traduction Espagnol

3,652 traduction parallèle
İkincil hasara sebep olmadan bu işi çözmenin bir yolu var.
Hay una manera de hacer esto sin ningún tipo de daño colateral.
Ajan Rossabi'nin benim NA'da olduğumu bilmesinin tek bir yolu var. Bu da sensin.
Solo hay una manera de que el agente Rossabi supiera lo mío en N.A., y es por ti.
- Oraya bakmıştım Bunun bilimsel bir yolu var mı diye, tamam mı?
Estaba mirando eso de una forma desapasionada y académica, ¿ vale?
Patlamayı engellemenin bir yolu var mı?
¿ Hay alguna forma de evitar que explote?
Bu heyecanı doğrudan aktarabilmenin bir yolu var mı bilmiyorum. bütün bir yol boyunca bunu yapabildiğim konusunu düşündüm durdum.
No tengo manera de explicar la excitación que sentía todo el tiempo al ser capaz de hacer esto.
Cameron'ı bu davadan çekmenin bir yolu var.
- que no tienen. - Así que solo hay una forma de echar a Cameron de este caso.
Çalıştığın hastane de sana dava açmak zorunda kalacak. Bunu önlemenin bir yolu var.
El hospital para el cual trabajaba también lo demandará, pero hay formas de evitar eso.
Bu adama dersini vermenin tek bir yolu var.
Amigos, solo hay una forma de darle una lección a este tipo.
İçeri girmenin bir yolu var.
Hay una forma de entrar.
Dani'yi çocuk yurduna göndermemenin bir yolu var mı?
¿ hay alguna manera de mantener a Dani fuera de un hogar de asistencia social? ¿ Hay una manera de mantener a Dani fuera de un hogar de asistencia social?
Ve bana öyle geliyor ki bu karışıklığı çözmenin tek bir yolu var.
Y comienzo a pensar que solo hay una manera de resolver esto.
Durumu geçici olarak da olsa tersine çevirmenin bir yolu var.
Pero hay una manera de cambiar las tornas... aunque sólo sea temporalmente.
Şu Günışığı yüzüğünü çabucak elde etmenin kolay bir yolu var mıdır acaba?
Bien. ¿ Hay alguna manera más rápida de conseguir un anillo de día?
Hatanın sende olmadığı konusunda seni ikna etmenin bir yolu var mı?
¿ Hay algo que te convenza de que no fue tu culpa?
Bir sorunumuz var demek. Bundan kurtulmanın bir yolu var mı? Hayır.
Habrá problemas. ¿ Hay una manera para salir de esto?
İşleri düzeltmenin tek bir yolu var.
Solo conozco un camino para arreglar las cosas.
Radar seviyesinin altında uçuyorsa, uçağı bulmanın bir yolu var.
Hay una forma de encontrar a un avión que vuela fuera del alcance de los radares.
Ender olanları ayırt etmenin bir yolu var.
Hay una forma de identificar a los humanos raros.
Sanırım öğrenmenin tek bir yolu var.
Supongo que sólo hay un modo de averiguarlo.
Öğrenmenin tek bir yolu var.
Sólo hay un modo de averiguarlo.
Bir yolu var ama...
Hay una forma. Es sólo...
Onun yanına gidebilmemizin bir yolu var mı?
¿ Hay alguna forma de bucear hasta él?
İzini sürmemizin bir yolu var mı?
¿ Hay alguna forma de rastrearlo?
- Elbette, bir yolu var.
Por supuesto, hay una forma.
Tamam peki ya onu öldürmenin bir yolu var mı?
Bien, ¿ dice algo sobre una forma de matarla?
Kardeşini iyileştirmemin bir yolu var.
Hay una posibilidad de que pueda curar a tu hermano.
Öğrenmenin tek bir yolu var.
Solo hay un modo de averiguarlo.
Öğrenmenin tek bir yolu var.
Solo hay un modo de averiguarlo. Una cosa más.
Ölmesini engellemenin bir yolu var. Söyle.
- Hay una forma de evitar que muera.
Burada kalabilmemin, Uç Uç Tozu'nun işe yaramasının ve uçabilmemin bir yolu var. Aynı çocukken olduğu gibi...
Que hay una forma de quedarme aquí, una forma de que el polvo de hadas funcione, y poder volar otra vez... como cuando era un niño.
Bu adamların kimliklerine ulaşmamızın herhangi bir yolu var mı, Charlie?
¿ Hay alguna manera de que podamos identificar a estos tíos,
Yani protozoayı Daniel'ın içinden çıkarmanın bir yolu var mı diyorsun?
¿ Entonces estás diciendo que hay un modo de sacar al protozoario de Daniel?
Bunu öğrenmenin tek bir yolu var göğsüne saplarız. Bakalım ne olacak?
Bueno, hay una forma de descubrirlo... atraversale el corazón, y vemos lo que pasa.
Bunu düzeltmenin tek bir yolu var.
Solo hay una forma de arreglarlo.
Donmuş gölü geçmenin sadece bir yolu var.
Solo hay una forma de cruzar un lago helado.
Geçersiz kılmanın herhangi bir yolu var mı?
Cualquier forma de anularlo?
Bir sorunumuz var. Bundan kurtulmanın bir yolu var mı?
Tenemos un problema.
Başka bir yolu var.
Hay otra manera.
Steve, kurtuluşun tek bir yolu var.
Steve solo hay una manera de ser salvado.
Bir yolu var.
Hay una forma.
Başka bir yolu daha var.
Hay otra forma.
Dünyayı görmek istiyorum, her bir tarafını dolaşmak ve bunun bir kaç yolu var, kaykay ya da bir eşek üzerinde yapabilirim ya da motosikletle bu işi yapmanın daha iyi olacağını düşündüm.
Yo quería... poseer el mundo! ... y darle la vuelta es una forma de hacerlo. Estaba pensando, en un burro o alguna otra locura y se me ocurrió que en motocicleta sería una buena forma de hacerlo.
Bir yolu daha var.
Hay otra manera.
- Öğrenmenin tek bir yolu var.
Oye, solo hay una manera de averiguarlo.
Bir kadinin çenesini kapali tutmanin birçok yolu var, tamam mi?
Hay muchas maneras de mantener a una mujer callada, ¿ está bien?
- Bu salgını durdurmanın bir yolu daha var ;
- La otra forma de frenar el brote...
Bir yolu daha var.
Hay otra posibilidad.
Başka bir çıkış yolu var.
Tengo otra forma de salir.
Bunu düzeltmenin bir tek yolu var.
Sólo hay una forma de arreglar esto.
Ama bu gibi şeyleri yapmanın bir doğru, bir de yanlış yolu var.
Pero hay una forma correcta y una forma errónea de hacer las cosas.
Tek bir çıkış yolu bulmak için var.
Solo hay una forma de averiguarlo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]