English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ H ] / Hatırlayacağım

Hatırlayacağım traduction Espagnol

1,024 traduction parallèle
Bugünkü neşenizi, gerçekleri kabullenmek konusunda bir ders... -... olarak hatırlayacağım hep.
Siempre recordaré su alegría de hoy... como lección de aceptación de la realidad.
- Bunu hatırlayacağım, eğer önemliyse.
- Parece importante, lo tendré en cuenta.
Bunu hatırlayacağım.
Gracias. Lo recordaré.
Ve hatırlayacağım da.
Yno las olvidaré.
Bu günleri daima hatırlayacağım.
Nunca me olvidaré de estos días.
Ve bizim de hatırlayacağımız bir şey.
- Lo vi, lo vi. - Pobre hombre. - Hola papá.
Şu kesin, ben seni her zaman hatırlayacağım.
Al menos yo lo haré.
Külçe Ofisi'ni hep en mutlu anılarla hatırlayacağım.
Siempre tendré las memorias más felices de la querida y vieja oficina de lingotes.
Bundan sonra daima ve yalnızca... ölümünün benim elimden olmadığını hatırlayacağım.
La única cosa que siempre recordaré es que no pude matarte con mis propias manos.
onu her zaman hatırlayacağım.
Siempre lo recordaré.
Buraya yaptığım ziyareti her zaman hatırlayacağım, yaşadığım müddetçe.
Guardaré esta visita en la memoria, durante el resto de la vida.
Bana yönelttiği bakış bir saniye bile sürmedi. Ama onu hayatım boyunca hatırlayacağımı anlamıştım.
Me miró no más de lo que dura un latido y en cambio supe que la recordaría durante toda mi vida
Her zaman hatırlayacağım.
Recuérdame siempre.
Aslında, umarım beni biraz sevgiyle hatırlarsın çünkü ben seni, hayatımın sonuna kadar böyle hatırlayacağım.
De hecho, espero que puedas acordarte de mi... con algún afecto... porque es así como yo me acordaré de ti... por el resto de mi vida.
- Hatırlayacağım efendim.
Lo haré, señor.
Göreve geldiği zaman sizi hatırlayacağım.
Me acordaré de usted cuando llegue al poder.
Bunu hatırlayacağım.
Lo recordaré.
Ben ömrüm oldukça hatırlayacağım!
¡ Yo sí que voy a recordarlo!
Sen ve ben! Ömür boyu hatırlayacağımız bir şey.
Es algo que recordaremos... toda nuestra vida.
Bu köyü hiç unutmayacağım ve dünyanın öbür ucunda ömrümün sonbaharında doğudan bir Ağustos ayı yükselince bu güzellikleri hatırlayacağım ve güzellikleri terk ettiğim için aklımı seveceğim.
Y que tampoco olvidaré esta aldea. Y cuando al otro lado del mundo en el otoño de mi vida, vea salir por el este la luna de agosto, recordaré lo hermoso que era esto y lo juicioso que fui al abandonarlo a tiempo.
Ama bu da o ismi hatırlayacağımı kanıtlamaz.
Pero no significa que yo recuerde haberlo oído.
Kalbi acıyla dolu bir kadın hatırlayacağım.
Te recordaré como una mujer con el corazón lleno de dolor.
Bu anı hep hatırlayacağım. Sessizliği ve alacakaranlığı. Yaban çileklerini, süt çanağını.
Recordaré esta hora de paz... las fresas, el tazón de leche... vuestras caras en el crepúsculo...
Konuştuklarımızı hatırlayacağım. Ve bu hatırayı ellerimde, yeni sağılmış süt dolu bir çanak taşırmış gibi, dikkatle taşıyacağım.
Recordaré nuestras palabras... y guardaré este recuerdo entre mis manos... con tanto cuidado como si fueran un tazón de leche fresca.
Bu güzel anları hatırlayacağım çilekleri, sütü akşam vakti yüzlerinizi...
Recordaré esta hora de paz... las fresas, el tazón de leche... vuestras caras en el crepúsculo...
Konuştuklarımızı hatırlayacağım ve bu hatırayı ellerimde bir tas taze süt gibi dikkatlice tutacağım.
Recordaré nuestras palabras... y guardaré este recuerdo entre mis manos... con tanto cuidado como si fueran un tazón de leche fresca.
Bunu hatırlayacağım.
Lo recordaré siempre.
Seni hep hatırlayacağım.
Siempre te recordaré.
- Hatırlayacağım.
- Ya recuerdo.
Gelecek sefere çiçekleri hatırlayacağım.
La próxima vez no olvidaré las flores.
- Hatırlayacağımı sanmıyorum.
Creo que no lo recuerdo.
Majestelerini son kez gördüğüm zamanı hep hatırlayacağım.
Siempre recordaré la última vez que vi a Su Majestad.
Ben sizi daima hatırlayacağım.
yo siempre me acordaré de usted.
Bunu hatırlayacağım.
Lo recordaré, señor.
Ama hep hatırlayacağım.
Pero recordaré.
Seni hatırlayacağım, tatlım.
Me acordaré de ti, encanto.
Bir gün, dediğini hatırlayacağım!
Si nos quedamos juntos el tiempo suficiente, voy a aprender a hacer lo que dice a la primera.
Seksen yaşıma geldiğim zaman, geriye dönüp bugüne baktığımda yaşadığım her anı ve yapabilirim dediklerimi hatırlayacağım.
Cuando tenga ochenta años, miraré atrás a este día a este minuto y me recordaré de que me dijo que lo haría.
Daima hatırlayacağım.
Siempre los recordaré.
Ne zaman baksam veya otursam, Katie'yi hatırlayacağım.
Cuando la vea y me siente en ella, pensaré en Katie.
Seni her zaman hatırlayacağım.
Siempre te recordaré.
Ve benimle sizin ve yaşayan her mahlukun arasında olan ahdimi hatırlayacağım.'
Y yo recordaré el pacto establecido con ustedes. Y con todos los seres vivos ".
- Hatırlayacağını sanmıştım.
- Sabía que se acordaría.
- Hatırlayacağınızı sanmıştım.
- Pensé que lo era.
Hayatınızın sonuna kadar hatırlayacağınız bir şey yapacağım size!
¡ Te daré algo que recordarás para el resto de tu vida!
Gelecekte diğer subaylarımın da bunu hatırlayacağından eminim.
Confío en que ahora los demás lo recuerden.
Bugün olağanüstü bir gün ve bu anı her daim hatırlayacağım.
Es un día maravilloso.
Ve Kral Süleyman'ın bütün o ihtişamına rağmen kırlardaki zambaklar kadar güzel olmadığını söylemişti. "Yargılanmamak için yargılama," sözlerinizi de hatırlayacağınıza eminim çünkü size açıklamıştım.
Y sé que no lo olvidaréis, "No juzgues y no serás juzgado"... porque yo os lo expliqué.
Burada yediğimiz yemekleri hep hatırlayacağım.
Se feliz.
Genelde hatırlayacağın gibi, sana ihtiyacımız var.
El general te reclamará, le haces mucha falta.
Sizi hep hatırlayacağım!
Nunca lo olvidaré.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]